28 Ocak 2012 Cumartesi

TARİHİMİZE SAHİP ÇIKALIM

Atatürk söz konusu olduğunda ağızlarını açtıklarında ilk söyledikleri şey “Atatürk ile Atatürkçülük” karıştırılıyor oluyor, “Atatürkçülük bağnazlıktır” söylemi dillerinde düşmüyor. Yıllardır “liberal düzen” adına söz söylemede birbirleri ile yarışanların dillerinden “Atatürk diktatördü” sözcüklerini duymak şaşırtıcı değil artık.
Lakin Atatürk’e dil uzatmak, saldırmak, gerçekleri çarpıtmak kimsenin haddi değildir.
Osmanlının zor duruma düştüğü yıllara bakıldığında yetkili fakat yeteneksiz yöneticilerin devleti nasıl yok olmanın eşiğine getirdiğini görürüz. Girilen tüm savaşlardan yenilgi ile çıkan Osmanlı alınan yanlış karar ve uygulamalarla Balkan Savaşları’nda, Birinci Dünya Savaşı’nda (Çanakkale muharebeleri hariç) yenik çıkmış, bu yenilgiler ve sonuçları yıllarca halktan gizlenmiştir. Uzun yıllar devam eden savaşlar, halktan toplanan vergiler Anadolu insanının belini bükmüştür. Körü körüne “padişahım çok yaşa” deme alışkanlığı zihinlere yerleşmiştir. Osmanlı özlemcileri bu gerçekleri unuttularsa eğer tarihi tekrar okumaları gerekir. Belki içine düştükleri yanlışlardan kurtulur, özlemini duyduklarını tekrardan öğrenme fırsatını bulmuş olurlar.
Paylaşımın cazibesi ile Anadolu’ya üşüşen güçler, Mustafa Kemal Önderliği’nde verilen “Kurtuluş Savaşı”nda hezimete uğramışlardır. Savaş sonrası yıllarda Atatürk’ü “demokrasiyi kurmamakla” ve “diktatörlükle” suçlayanlar o yılların şartlarını, feodal yapılanmayı, biat kültürünü benimsemiş okuryazar olmayan toplum yapısını, sanayiden nasiplenmemiş, üstelik “sanayi uygarlığının” ne olduğunu bilmeyen, fabrikanın varlığından uzak, el tezgâhları ile üretim yapan bir toplumun varlığını bilmiyorlar mı?
Doğrudur ve kimse inkâr etmiyor. Dönem tek parti dönemi idi. Özellikle Cumhuriyet’in ilânı sonrası çıkan isyanlar, suikast girişimleri, Osmanlı düzenini ve halifelik kurumunu isteyenlerin çıkardığı sorunları, istekleri ve oyunları karşısında savaştan yeni çıkmış bir ülkede nasıl bir yol izlenmesi gerekirdi acaba söyler misiniz?
Nutuk yazıldığı dönemde Atatürk tarafından 15-20 Ekim 1927 tarihinde Cumhuriyet Halk Fırkasının 2. kongresinde (birincisi Sivas Kongresi kabul edilir) okunan ve 1919-1927 tarihleri arasında gelişen olayları aktaran bir eserdir. Bu bağlamda resmi tarih işlevi görmekte ve olayları ilk elde ele alıp açıklamaktadır.
Nutuk’un sonunda yer alan “Türk Gençliğine Hitabe” resmi dairelerde ve okullarda yer almaktadır.  Türk Gençliğine Hitabe’nin içeriği okuyana zaten bir fikir vermektedir.
Nutuk Türkiye Cumhuriyetinin kurucusunun kitabıdır. Aklı başında hiç kimse “Nutuk” için değişik yakıştırmalarda bulunmamalıdır.
“THY’de Kuran-ı Kerim dönemi” üst başlıklı haberin (1) altına yazılan yorumlara bakıldığında “Habervaktim.com” sitesinde yer alan ilgili haberin altına konu ile ilgili yorum yapanların yorum içeriklerini görünce insan şaşkınlığa uğruyor doğrusu.
Habere göre, konu ile ilgili olarak CHP Edirne milletvekili Recep Gürkan, uygulamayı TBMM’si gündemine getirir ve Ulaştırma,  Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım tarafından cevaplandırılması istemi ile bir soru önergesi verir. Gürkan, “Diğer dinler için de, böyle bir uygulama yapılacak mıdır? Nutuk başta olmak üzere, ulusal tarihimizin önemli yayınları da uygulamaya dâhil edilecek midir?” diye sorar. Demez ki bu uygulama kaldırılsın.
Yorumcunun değindiği gibi  “Nutku”  “ilahi bir değer” olarak düşündüğünü gösteren tek bir satır haberde yok.
O halde bu alınganlık niye?
Meclis çalışmalarında buraya kadar yapılanlar, verilen “soru önergesi” normal prosedüre uygundur.
Normal olmayan ve hatalı olan ise haberin altına yapılan yorumlardır. Bakınız aynen aktardığım yorumlarda yorumcular konuya nasıl yaklaşıyorlar (2)
-------------------------------------

2012-01-27 17:35:16
vay be..
Bu CHP li adam NUTUK denen yazıyı ne zannediyor. Eğer bu nutku ilahi bir değer gibi düşünüyorsa, babasının dedesinin mezarında, geçmişlerine rahmet olsun diye okutsun. Allah akıl fikir vere bunlara.

2012-01-27 16:52:22
kütahyalı denen soysuz
İncil tevrat kuran olmalı, zaten olur..peki nutuk hangi dinin kitabı?

----------------------------------------
Şimdi Cumhuriyetin kurucusunun bizzat ele aldığı ve 1919-1927 yılları arası gelişen olayları anlatan “Nutuk” hakkında bu şekilde bir yaklaşım doğru mudur?
“Nutuk denen yazı” şeklinde küçümseyici bir tavır ile ilgili dönemin önemli olaylarını ele alan ve “Düvel-i Muazzama” ya karşı Türk milletinin verdiği amansız kurtuluş mücadelesinin hazırlık, uygulama ve bitiş evrelerini ele alıp bizlere ulaştıran bu esere karşı yorumcunun bu yaklaşımı kabul edilebilir değildir.

              (2) Adı geçen haber ve link…(27.01.2012)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder