14 Şubat 2012 Salı

BACAKLARIMI SOKAKLAR ALDI



“Bacaklarımı sokaklar aldı” diye başlıyor Ulus Sobacılar Çarşısı’nın ara sokaklarında lobisi köy odalarını aratmayan bir otel odasında. Geçmişte bir kış mevsiminde sokakta iken ısınmak için ateş yakan Aşkın Aydın. Yaktığı ateş bir süre sonra paçalarını, sonra elbiselerini, sonrada bacaklarını yakıyor. Saatlerce ayazda baygın yatan Aydın’ın bacakları soğuğun etkisi ile donuyor. Kangren deyip her iki bacağını da kesiyorlar. Şu an otel odasında protez bekliyor.
O bir madde bağımlısı imiş zamanında. Çektiği balinin etkisinde olduğunu söylüyor çoğu kez. Şimdilerde madde bağımlılığından kurtulmuş. “Evlilik filan bilmiyorum” diye yanıt veriyor sorulan soruya ve ekliyor “Tek bildiğim artık kötü şeylere bulaşmayacağım. Ben uzun yıllar madde kulandım. Kimse madde bağımlısı olmasın. Bakın bu bağımlılık beni ne hale getirdi… Annemi sekiz yaşında kaybettim. Bu kayıp beni o yaşlarda sokağa itti. Caddelerde sokaklarda perişan yıllar yaşadım. Yollarda sürüklendim…”
Sokaklarda rastlarız onlara. Köprü altlarında, köşe başlarında, otobüs duraklarında. Evsizler, kimsesizler olarak bildiklerimiz, sokakların çocuklarıdır onlar. Her birinin ayrı bir hikâyesi vardır. Hüzünlüdür o hikâyeler. Sorsanız da anlatmak istemezler çoğunlukla. İçine kapanık, kıyıda köşede yaşamayı tercih ederler.
Onlar bizim insanımız. Bizden birileri onlar. Yazgıları kötüde olsa, çaresiz de olsalar, madde bağımlısı da olsalar, engelli de olsalar onlar bizim çocuklarımız. Polemiklere konu da olsalar, “tinerci” de denseler, “köprü altlarında” da yaşasalar onlara sahip çıkmalı, tedavi ettirmeliyiz. Kol kanat germeliyiz.
Onların bu duruma düşmesinde, hor görülmelerinde, ötekileştirilmelerinde hiç mi bizim suçumuz yok?
Kimisine zorla mendil sattırırız. Kimisini zorla dilendiririz. Kimisinin parasını gasp ederiz. Yalancılıkta, çıkarcılıkta, üçkâğıtçılıkta birbirimizle yarışırız.  Yarı aç yarı tok yaşamaları, onun bunun verdiği birkaç parça ekmekle karınlarını doyurmaları, geceleri ayazda soğukta sokaklarda, sıklıkla otobüs terminallerinde yatıp kalkmaları umurumuzda bile değildir. Şöyle bir bakar geçeriz onları gördüğümüzde. Düşünmeyiz ne dramlar saklıdır o yüreklerde, o gözlerde, o çaresizlikte.
Oysaki siz, ben, o, biz yani hepimiz. Bir şeyler diktik, ektik, yeşertmeye çalıştık umutla. Bugünün ve yarının yüreklerine. Çocuklarımıza umut olsun, gelecek olsun, ışık olsun; çiçekler solmasın, bahçeler kurumasın diye.
Kimimizin adı Mehmet idi, kimimizin Hasan ya da Ali ne fark eder. Biz hep vardık ve hep olacağız bir yerlerde.
Bozkırın ortasında, çölün sıcağında, ormanların gölgesinde, dağ havasının vazgeçilmezliğinde, suyun serinliğinde, toprağın doğurganlığında. Uzak köylerde, kasabalarda, şehirlerin varoşlarında, köprü altlarında, sokaklarda yaşamayı, özgürlüğü arayacağız her daim.
Belki biraz yağmur arada bir dolu çarpacak yüzümüze.
Çalıp çırpacaklar, rant elde edecekler sırtımızdan. Alın terimizden, kanımızdan, canımızdan beslenecekler. Bir yandan son model arabaları ile yanımızdan geçecekler. Çaresizliğe, yoksunluğa dönüp bakmayacaklar.
Lakin biz her daim insan olacağız. Zor yaşam koşullarında yaşasak da. Huyumuz suyumuz ne ise o. İnsanlığın alacası olduğunu bileceğiz. İyisi de var kötüsü de. Doğrusu da var eğrisi de. İyiyi seçeni de var, kötüye kananı da. Üç kuruşluk çıkarı için köprü altı çocuklarını kullananı da.
Köprü altı çocuklarına, evsizlere sahip çıkmalıyız. Güvenmeliler birilerine. Yaşama küsmemeliler. Yardım etmeliyiz onlara. Tedavi etmeli, iş vermeliyiz. Hasbelkader sokaklara itilen bu çocuklar pişmandırlar eminim yaşantılarından. Elimizi uzatalım bir kez, tutalım ellerinden. Bakın o zaman nasıl da dört elle sarılacaklar yaşama.

4 yorum:

  1. İster yabancı ister Türk olsun sokakta yaşayanlar kavramını zihnime yerleştiremiyorum ve aklım ermiyor.Bunca hayırsever nerede allah aşkına?Bugün biz sokakta değiliz ama yarına kim garanti verebilir?İnsanlar sıcak evlerinde oturup keyifle yaşarken başka bir insanın soğukta donmasına vicdanım el vermiyor.İnsanlar bir topluluk çatısı altında toplanıp buna dur demeliler.http://www.adlibilisimdernegi.org/index.html

    YanıtlaSil
  2. Yorumunuza katılıyorum. Duyarlı olmamız gerektiğine inanıyorum. Toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğine inanıyorum.Yorumunuz için teşekkür ediyorum Kardeşim...

    YanıtlaSil
  3. Sıksık rastlıyorum böyle yitip gitmiş insanlara, kimi daha küçücük..benim çocuğum olabilirdi, insanlar böyle düşünseler keşke..bu insanlara yardım edip, kötü alışkanlıklarından kurtarmak, topluma kazandırmak, iş güç sahibi yapmak istenirse yapılır onca zenginimiz var ama sadece kendi küplerini doldurmakla meşguller...bunları tedavi etmezsek bir gece yarısı bize veya geç saatte operadan, tiyatrodan çıkmış çocuğumuza bıçak çekecek ya da zavallı bir kediyi/köpeği yakacaklar...

    YanıtlaSil
  4. Değerli yorumunuza teşekkür ederim "bücürükveben" kardeşim.Düşüncelerinizde haklısınız. Duyarlısınız.Söyledikleriniz hepimizin dileğidir.

    YanıtlaSil