1 Nisan 2012 Pazar

Tahammülsüzlük


Yıkımların en büyüğü, en ağırı tahammülsüzlük olsa gerek.
Fikir ve düşünceye, farklı söylemlere tahammülsüzlük.
Yazan kalemi yazdırmamaya, düşünen beyni düşünmemeye zorlamak, fikir ve düşünceye “kelepçe” vurmak.
Demokraside bunun yeri neresidir?
Fikir ve düşünce hürriyetinin hangi maddesi ile açıklanabilir bu davranış?
En ufak bir eleştiriyi kabul etmemek, düşmanca algılamak. Her öneriye kapalı olmak, hırçın ve öfkeli olmak. Karşı düşünce ile savaşmak. İnsan hak ve özgürlüklerini, adalet ve eşitlik ilkelerini görmezden gelmek.
21. Yüzyılın demokrasi anlayışında yeri var mıdır?

6 yorum:

  1. Çok doğru yazmışsınız Hüseyin hocam, bu tarif ettikleriniz işte faşizmin alası!Bir İslami forum sitesinde laiklik deyince ne düşünüyorsunuz diye anket yapmışlardı cevapları küfür, dinsizlik vs.ydi..:((aşırı dinciler de bir tür faşisttir, tahammül, hoşgörü yoktur hiçbirinde...kendi gibi olmayana düşmandır..

    YanıtlaSil
  2. Yine çok güzel bir yazı düşünceye özgürlük gittikçe kısıtlandı konuşanlar cezaevlerinde demokrasi unutuldu sonumuz hayrola

    YanıtlaSil
  3. Maalesef dünyanın neresine gidilirse gidilsin, yönetenle ile yönetilenler arasındaki uçurum (istenmesede) olacaktır. İnsan doğasının bir gereği midir bu bilinmez ama tarihe not düşülmeye başladığından itibaren geçmiş incelendiğinde bu gerçekle karşılaşılmaktadır. Teşekkürler "bücürükveben"...

    YanıtlaSil
  4. Teşekkürler "sayanlaruya". Düşünen beyinlerin düşüncelerine her nerede olursa olsun yasal zeminde düşünceler gerçekleştiği sürece engel olmak doğru değildir.

    YanıtlaSil
  5. Thanks, this story is very interesting and absorbing! I'm looking forward to reading your new stories! You wield a formidable pen, my friend!

    YanıtlaSil
  6. Glad you like it my friend. I will continue writing new stories. Please follow me to make my case. Greetings and regards.

    YanıtlaSil