Kürtaj ve sezeryan ilkel doğum olaylarında yaşamını yitiren kadınların, modern tıbbi yöntemlerle doğum yapmasını ve istenmeyen doğumların bireyin kendi isteği ile sonlandırılmasına olanak sağlayan tıbbi uygulamalardır. 1983 yılında ailelere kürtaj hakkı tanıyan yasa doğumlarda kadınların ilkel yöntemlere mahkûm edilmesini önlemek ve istenmeyen doğumların önüne geçilmesi amacıyla çıkarılmıştı.
“Açlıktan bebeklerin öldüğü, kız çocuklarına tecavüz edildiği, babaların borcuna karşılık kızlarını sattığı bir ülkede” kürtaj’ın uygulanmasını yasaklamak doğru bir yaklaşım mıdır?
Kadının bedeni üzerinde yapılan polemiklerin gereksiz olduğu kanısındayım. Kadına hak ettiği insanca yaşam hakkını vermek , kadın cinayetlerine, töre adı verilen çağ dışı uygulamalara son vermek, kadınlara ya da kız çocuklarına tecavüz edenleri beraat ettirmemek, kadına karşı yapılan haksızlıklara, kaburga kırmalara, göz morartmalara karşı mücadele etmek için çaba göstermeliyiz.
Yıllar önce sekiz on yaşlarında bir çocukken doğumda yaşamını yitiren bir gelinin öyküsünü hiç unutmam. Bir yaz günü tarlada çalışırken, köyden gelen birinin haber vermesiyle dünya güzeli bir kadın olan Şafigül’ün köydeki evlerinde doğum yaparken öldüğünü öğrendik. Tarlada babam ve annem çalışmayı bıraktı. Köye döndük. Kadın akrabamız filan değildi. Lakin herkes tarafından sevilen biriydi, evleneli de çok fazla olmamış, ilk çocuğuna hamileydi. Sonuçta o yıllarda hastaneye doğum için gitmek düşünülmediği için, belki de gerek görülmediği için Şafigül ve çocuğu yaşamını yitirmişti.
Yıllardır hafızamda yerini koruyan bu olay kadınlara yeterli önemi vermemiz gerektiğinin en güzel örneğidir. Kadınlara kaç çocuk doğurmaları gerektiğini söylemek kabul edilemez. Birey kendi özgür iradesi ile sahip olacağı çocuk sayısına kendisi karar vermelidir.
Not: Resim Bekir Üstün'e aittir.