17 Mayıs 2012 Perşembe

Arkamda AKP Var



Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde makam aracıyla köy köy dolaşarak dinci kitaplar dağıtan, eğitimcilere namaz kılmalarını tavsiye eden İlçe Milli Eğitim Müdürü hakkında kaymakamlık tarafından soruşturma başlatıldığını, İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün de  “AKP arkamda, bana kimse bir şey yapamaz” dediğini basından öğrendik.
Ayrıca ilçeye yeni atanan 120 öğretmen için düzenlenen “Hazırlayıcı Eğitim Kursu” seminerine katılan aday öğretmenlerin yan yana oturmalarına tepki göstererek “Neden böyle oturuyorsunuz?” diyerek azarladığını. Öğretmenlere “aranızda kimler Türk, kimler Kürt, kimler Alevi” diye sorduğunu, “Eğitim Bir-Sen’e üye olun, memuriyet hayatınızı rahat geçirin” dediğini ve ayrıca aday öğretmenlere “sabah namazı kılmak hayırlıdır” diye öğüt verdiğini de basın yazdı.
Bu durumda yapılanların savunulacak bir yönü var mıdır? 
Bir eğitimcinin görevi öğretmenlere “sabah namazı kılın” demek midir yoksa eğitimin sorunlarını çözmek için, eğitimin kalitesini artırıp başarılı ve çağdaş yaşamı ve aydınlık düşünceyi edinmelerini sağlamak için çözüm aramak mıdır? 
Ya da benzini garip gurebanın verdiği vergilerle sağlanan makam aracıyla köy köy dolaşıp dini içerikli kitaplar dağıtmak mıdır?
Diyanetin ve müftülüğün yapması gereken işleri bir eğitimcinin yüklenmesi eğitimin içinde bulunduğu durumu göstermesi bakımından manidardır.
Göreve yeni başlayan öğretmenlere “Hazırlayıcı Eğitim Kursu” adı altında mesleki bilgilerinin artırılması için yapılan bir seminerde söylenenlere bakar mısınız? “aranızda kimler Türk, kimler Kürt, kimler Alevi”
İyi de öğretmenlerin inançlarının, Türk, Kürt, Alevi kökenli olmalarının eğitimle alakası nedir anlayan varsa açıklasın? 
Bu duruma Milli Eğitim Bakanlığı ne diyor gerçekten insan merak ediyor. Eğitim kimlere emanet diye düşünmekten insan kendini alamıyor doğrusu.
Öğretmenlerin ve eğitimcilerin sorunlarını çözmek için çaba sarf etmesi için getirildiği makamda; “Eğitim Bir-Sen’e üye olun, memuriyet hayatınızı rahat geçirin” diyebilen, eğitim sendikalarından hangisine üye olunması gerektiğini tavsiye ve telkin eden bir eğitimcinin amacı ne olabilir acaba?
Eğitimin amacında bunlar var mıdır? Cumhuriyetin kazanımlarında bu durumun yeri nedir?
İnsanları biz, onlar diye, Türk, Kürt, alevi diye ayırma telaşının cumhuriyetin kazanımlarında ve demokrasi, insan hakları kavramlarında yeri nedir? 
İleri demokrasi ve çağdaşlaşma öğretmenlere  “Türk müsün, Kürt müsün, Alevi misin” diye sormak mıdır?
Bilinmelidir ki İslâmiyet yalnız kendi mensuplarına değil, belli başlı dinlere, düşüncelere de kolaylık ve hoşgörü göstermiştir. .

14 yorum:

  1. Başımıza ne geliyorsa
    susmaktan
    sineye çekmekten
    korkmaktan
    kibarlıktan

    geliyor...
    o adam bir, iki üç böyle şeyler söyledikten sonra, iki, üç kişi iyice girişip, ağzını, burnunu hatta bir,iki kaburgasını kırsalardı, arkasında kim olursa bir daha böyle konuşabilir miydi hocam?...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Müjde Hanım; kaba kuvvet dürüst ve erdemli insanların çıkış yolu değildir, olmamalıdır da. Sizin kızgınlıkla söylediğinizi biliyorum. Bunlara verilecek en güzel cevap bilgi ve belge ile olmalıdır. Akıl ve mantığın süzgecinden geçirilmiş bilgilerle ve mantığın yönlendirmesi ile olmalıdır. Bu yapılanların savunulacak bir yönü yoktur diye düşünüyorum. Bugün sen bunu yaparsın yarın bir başkası aklına eseni yapar. Bu ülkede kanunlar var. Uyulması gereken. Yönetmelikler, tüzükler var uygulanması gereken. Diyanet'in görevini üstlenmek niye? Anlaşılır şey değil doğrusu.

      Sil
  2. Bunlar duyduklarımız birde duymadıklarımız, kapalı kapılar ardında yapılanlar var Hüseyin Bey...
    Dinimizi sadece namazdan ibaret sanan, geri kafalı insanlardan hiç hoşlanmıyorum. Ki eğitimcinin işi kişilikli bireyler yetiştirmektir.....
    Sonumuz nereye gidiyor bir bilsem...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kapalı kapılar ardında yapılanlar, yapılmak istenenler işte bazen böyle su yüzüne çıkmakta, deşifre olmakta Gülşah Hanım. Değindiğiniz gibi dinimiz hoş görüyü esas alan bir dindir. Öğretmenlere sen "Türk müsün, Kürt müsün, Alevi misin" diye sormanın mantığı dinimize uygun mudur?

      Sil
  3. Bu arkamda AKP var zihniyetinde olan insanlardan o kadar nefret ediyorum ki.Hak yemekte üzerlerine yok.Allah'ından bulsunlar napalım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cumhuriyet öğretmeninin güvencesi bir siyasi parti olmamalıdır. Cumhuriyet öğretmeninin güvencesi; cumhuriyetin kazanımları, ilkeleri, yasalar, insan hakları kavramları vs. olmalıdır. Yorum için teşekkürler.

      Sil
  4. Ben o insana sorardım namaz kılmayan insan değilmi çevremde öyle sıkıldım hep aynı şeyleri söylüyorlar başı açık namaz kılmayanlar sünni alevi biz o durumları yaşadık bize onları söyleyenlere o servet para pul helaldenmi geliyor birazda kendilerini sorgulasalar bir şey varki tam örgütlenmişler hepsi çok çalışıyor yarınımz ne olur bilmiyoruz yavaş yavaş bütün düzeni değiştiriyorlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısın Sayan Hanım. Bu yapılanları kabul etmek cumhuriyet, insan hakları, eşitlik kavramı, düşünce ve inanç hürriyeti, insan haklarını ıskalamak anlamı taşımaktadır diye düşünüyorum. Yorumunuz için teşekkür ediyorum. Ayrıca diğer yorumcu arkadaşlara da teşekkür ediyor saygılar sunuyorum.

      Sil
  5. Milli Eğitim Bakanı hiç bir şey demez Hüseyin bey, üstüne bir de 'yanlış anlaşılmış, arkadaşımız öyle demek istemedi böyle demek istedi' der. Öğrendik artık bunları. Daha önce gıkını çıkaramayanlar şimdi arkasındaki, seçimle gelip padişahlık sürenlerden aldıkları cesaretle esip gürlüyorlar. O kadar, ama o kadar üzülüyor ve sinirleniyorum ki. Tek düşüncem, çocuğumun böyle insanların arasında yaşayacak olması. Yazınızı her zamanki gibi ibretle okudum. Sevgi ve selâmlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir eğitimci eğer öğretmenlerin hangi sendikaya üye olması gerektiğini söyleyebiliyorsa bilinmelidir ki orada demokrasiden söz edilemez. Bu duruma eğitim camiasının tepki göstermesi gerekir. Böyle bir yaklaşım kabul edilemez. Bir yerlerde bir yanlış, hem de fena halde bir yanlış var ama nerede? Çağdaş bir anlayışta bu yaklaşımın yeri olamaz. Etrafını aydınlatmakla mükellef eğitimcilerin bu şekilde bir davranışla karşı karşıya kalması düşündürücüdür. Lakin bu durumlara alıştık artık. Lisede kız erkek öğrencilerin birbirlerine bir metreden fazla yaklaşmaması eğitimciler tarafından söylenmedi mi? İlköğretim öğrencisi yönetmelik ve tüzüklerde yeri olmamasına rağmen ben türbanımla okula devam edeceğim demedi mi? Bu davranışını ailesi desteklemedi mi? Konya'da yıkılan yurt binasının altında kalan öğrenciler için takdiri ilahi denmedi mi? Teşekkürler yorum için Nurten Hanım.

      Sil
  6. ..Bir eğitimcinin görevi; eğitimin sorunlarını çözmek için, eğitimin kalitesini artırıp başarılı ve çağdaş yaşamı ve aydınlık düşünceyi edinmelerini sağlamak için çözüm aramaktır..Evet Hüseyin Bey, gerçek manada, teorik olarak, yasal olarak vs.. eğitimcinin görevi bu olmalı.Eğer ki; şu ana kadar her eğitimci bu anlamda hareket etmiş olsaydı bu gün Eğitim sistemi ayaklar altına düşmezdi. Belki de bahse konu Zatın şuan yapmaya çalıştığı şeylerden daha önemli işlerinin olduğu bilincinde olurdu. Arkasını, şu parti bu partiden ziyade, Milli Eğitim Sistemi nasıl olmalı ki? Gençlerimiz bu devleti daha müreffeh yarınlara taşın hesabını yapardı..İstikbalimiz açısından gerçekten üzücü ve düşündürücü durumlar..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hanife Hanım, yorumunuza katılıyorum. Her zamanki gibi gerçekçi yorumunuz yazıya katkıda bulunmuştur. Eklemek istediğim; var olmanın, özgür olmanın yolu çağa uymayı bilenlere ve çağın gereği olan eğitim anlayışını uygulayanlara açılacaktır. Ya Atatürk'ün gösterdiği muasır (çağdaş) medeniyet seviyesine ulaşacağız ya da yerimizde sayacağız.

      Sil
  7. Bir egitimci olarak duyarlilik göstererek bu cok isabetli yazinizi kaleme almis, bizim de hislerimize tercüman olmussunuz. Insan okudugunda, adamin yaptiklarinin hangi birine kizacagini sasiriyor.Ben bir seye daha öfkeleniyorum; zaten Türkiye´de her önüne gelenin makam arabasi var. Bu memleketin carcur edilecek cok parasi varmis gibi.Baska memleketlerde sadece bakanlarin makam arabalari olur.
    Millette zaten o araclari amaclarinin disinda kullanmayada bayilir.
    Bir egitimcinin bu kadar cahilane tutumlar icinde olup kim,Türk, Kürt, Alevi diye sormasi ne abes bir durum.Kendisine vah vah demekten kendimi alamadim. Bu kisinin makamina layikiyla gelmedigi de acik. Baksaniza arkamda... diye söylemleri de varmis.Isimiz, cocuklarimiz böylelerinin kararlarina kaldiysa vay bizim yeni nesillerimize. Tesekkürler güzel yaziniz icin efendim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Efendim yorumunuza teşekkür ediyorum. Dile getirdiğiniz çekincelerinize katılmamak olası değil. Her dönemde, her yerde, toplumlar içinde ileriye ya da geriye dönük söylem ve uygulamalara rastlamak olağandır, doğaldır. Önemli olan gerçeği kendi mantığımızla harmanlayıp bulmaktır. Doğru ile yanlışı birbirinden ayırt etmektir. Saygılar.

      Sil