1 Haziran 2012 Cuma

E ATIK


Çöp üretkenliğinde insanoğlu son yıllarda epey yol aldı. Üretilen çöpün cinside,
Şeklide değişti. Gelecekte arkeologlar yeni çöp türünde veri araştırmaları yapacaklardır eminim(!).

E-atık denilen dijital kalıntılar, gelişmiş ülkelerden hızla gelişmekte olan ülkelere aktarılmaktadır. Son yıllarda ülkemiz karasularında kıyıya vuran içinde tehlikeli atıkların bulunduğu bidonlar hala güncelliğini yitirmemiştir.
Uzayı da çöplük haline getirmiş durumdadır insanoğlu.
Teknoloji baş döndürücü bir hızla yol almaktadır. Iskartaya çıkacak PC sayısı milyonları bulacaktır. Modası geçen elektronik malzeme ve donanımlar sadece bilgisayarla da sınırlı değildir.
Dijital yayıncılığın yaygınlaşması ile Analoğ yayınlar azalmaktadır ve yalnızca analoğ yayınları alabilen TV’ler işe yaramaz hale gelecek ve milyonlarca TV çöpe gidecektir.
Haberleşmede önemli bir vazgeçilmezimiz olan cep telefonu piyasasında da durum farklı değildir.
Birleşmiş milletler çevre programına göre, dünya genelinde tüm elektronik atık kaynaklarının yılda 45-50  tona ulaşabileceği hesabı yapılmıştır. Bunca hurdaya çıkan atıkların büyük bölümü maalesef çöpe gitmekte çok azı geri dönüşümle kazanılabilmektedir. E-atıklarla gerek toprağa ve gerekse suya; kurşun, cıva, arsenik, kadmiyum, berilyum gibi ağır metaller ve toksik maddeler sızmaktadır.
Bu atıkların getirdiği sağlık riskleri üzerinde önemle durulması ve zamanında gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Elektronik malzemelerin atık alanlarına gömülmesi, yakılması veya sağlıksız biçimde parçalanıp sökülmesi halinde e-atıktaki element ve bileşikler toprağa ve suya ya da havaya partiküller halinde karışacaktır hiç kuşkusuz. Bu ise sağlık sorunlarını daha da  artırıcı bir rol oynayacak ana rahmindeki cenin’den tutunda her yaşta insanı etkileyecektir.
E-atıkların böbrek, üreme organları, zihinsel gelişim, tiroit hasarı, karaciğer ve akciğer kanserleri, beyin hasarı gibi çok çeşitli alanlarda insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olacaktır.
E-atıkların içerisinde bulunan elementlerin zararlı etkilerinden korunmak için mutlaka e-atıkların geri dönüşümle ekonomiye kazandırılması gerekmektedir. Bugün Türkiye’mizde her evde bir TV vardır. Teknoloji hızla ilerliyor. LCD ve plazma ekranlar yaygınlaşıyor. Eskileri ne olacak o zaman, çöpe ya da hurdacıya mı? Yoksa geri dönüşüm ünitelerine mi gitmeli?
Türkiye’de elektronik atıkların toplanması ve depolanarak geri dönüşüme gönderilmesi hususunda yerel yönetimlere önemli görevler düşmektedir.
Türkiye ve yaşadığımız çevre e-atık alanı olmadan gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir.
Elektronik atıkların büyük çoğunluğu yasal olmayan yollardan gelişmekte olan ülkelere aktarılıyor maalesef. Gelişmekte olan ülkelerde insanların yaşam koşulları belli değil mi? Çoğu günübirlik bulduğu ile karnını doyuruyor.
Afrika’nın ve Asya’nın yoksul insanları gelişmiş ülkelerdeki insanların artık kullanılamaz diye çöpe veya hurdacıya havale ettiği çoğu sağlığa zararlı madde içeren e-atıkları geçimlerini sağlamak için kullanıyor, acı olan da bu değimli aslında.
Ganalı, Zambiyalı, Çinli, Malezyalı, Ya da Hintli fark etmiyor. Onlar atık maddelerdeki kurşun, altın, bakır alaşımları ve maddeleri ya sökerek ya da yakarak elde ediyor ve satıyorlar. Kendilerine bunun zararlı olduğunu söyleyenlere de oradan uzaklaşmalarını istiyorlar. Çünkü yaptıkları işin yasal olmadığını biliyorlar ama çareleri de yok.
Sadece e-atıklar mı sorun, aslında değil. Yaşamın her anında bu tür sorunlarla karşılaşıyor insanoğlu.
İstanbul boğazında gecenin bir vakti. Naklen yayın var sanki haberciler koşturuyor. Nasıl koşturmasınlar ki denizin yüzü tekmil balık kaynıyor. Bir şekilde kirlilikten nasibini almış balıklar. Ee… Ne var bunda diyeceksiniz.
Olan şu balıkların ölümünü anladık ta ya elinde kepçelerle gerek kıyıda gerekse denizde kayığına paso ölü balık toplayanlara ne demeli?
Niye topluyorlar balığı dersiniz? Yemek içinse üç beş tanesi yeter diyelim hadi. Ya kilolarca toplamaları ne oluyor? Olan şu; adam zahmetsizce vatandaşa satacağı balığı bulmuş bırakır mı, enayi mi adam (!). Birileri zarar görecekmiş umurunda mı?
E-atık dedik yazıyı E-balıkla bitirdik.
Anlaşılan  e‘lerin daha çok yaşamımızda yeri olacak gibi görünüyor.

2 yorum:

  1. Bu nasıl bir zihniyettir kabul edilebilir değil..Gelişmiş ülkelerde yaşayanlar insan, diğerleri insan değil..:( Kime hizmet ediyor bu zihniyet. Gerçi kınamamak yada kızmamak lazım. O ülkenin insanı yapıyor en büyük haksızlığı insan sağlığını önemsemiyerek balık örneğinde olduğu gibi.. Teşekkürler.. saygıar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelişmiş ülkeler ne yazık ki gelişmekte olan ülkeleri "çöplerini" dökecekleri bir yer olarak görmekte; kendi insanlarının sağlığına verdikleri önemi vermemektedirler.Bu da birlikte yaşamaya darbe vurmakta, saygı ve sevgi ortamını yok etmektedir. Teknoloji insanlığın kullanımına sunulan ve yararlanılması gereken bir olgu; lakin yararlanılırken insanlığa zarar vermemekte fayda var. Bunu başarabilir miyiz? Bence evet. Teknoloji ile tanışmayan kabile toplumlarının saf yaşamı bizden çok daha iyi. Bizler o şekilde mi yaşamalıyız? Elbette ki hayır. Ama kullandığımız teknolojinin ve atıkların etrafa saçtığı zararlardan da kendimizi korumasını bilmeliyiz. Teşekkürler yorum için Hanife Hanım. Saygı bizden.

      Sil