6 Ağustos 2012 Pazartesi

Kar Yağıyordu Yüreğime (3)

                                        Fotoğraf : CM Leung


İşinin olmadığı anlarda Özlem yan bahçede eğreti gecekondunun önünde duran genç kızlarla konuşmak istiyordu. Kirpikleri yanaklarına düşmüş, suratları kırmızı, eski giysili çocuklarda onunla konuşmanın telaşındalar. İçlerinden biri akıllı sözlerle budala insanları taklit ediyordu. Bedenleri cılızdı. Seviyordu onların bu halini Özlem. Babaları işçi, yoksul çocuklar da olsalar. Üstleri eski ve yırtık da olsa Özlemin içindeki çocukluğu hatırlatıyor onlar. Lakin Zehra kadın onu bahçe kenarında komşu gecekondunun çocuklarıyla konuşur görünce çok kızıyor, elinden tuttuğu gibi eve sokuyordu. Kendisine arkadaş arıyorsa kendisi ne güne duruyor, kendisiyle konuşsun. Bu durumda ne yapabilirdi Özlem, düş kurmak, hayale dalmaktan başka?
Aradan geçen günlere rağmen yeni evine alışmakta zorluk çekiyordu. Zehra kadının peşi sıra dolaşmasından usanmıştı. Yaşadığı evde bir başkasının buyruğu altında yaşamak ona zor geliyordu. Anacığı böyle miydi ya. Evde yapılacak işler konusunda kendi kararını vermeye alışmıştı. Şimdi ise bahçeye çıkmasına bile razı değillerdi. Komşu evin çocuklarıyla konuşması bile yasaklanıyordu. Tükenip bitmeyen bu durum karşısında akşam eve gelen Yakup’a olan biteni anlatıyor, Yakup ise tek kelime etmiyordu, ya da edemiyordu garip bir şekilde.
Huzursuzdu. Geceleri uyuyamıyor, yüzü tarifsiz acılarla kırışıyordu. Eşine kaç kez söylemişti. Arsanın bir köşesine bir göz dam yapalım, ayrı oturalım diye. Lakin dinleyen kim. Yakup babasının ve ağabeyi Şevket’in emri altında yaşıyordu. Bunu iyice anlamıştı. Anlamıştı da bu durumu bir türlü kabul edemiyordu. Yakup’un kazancını elinden almaya alışmışlardı. Ayrı bir göz dam ev yapılmasına razı gelirler miydi hiç.
Yanağından aşağı süzülen gözyaşlarını mendiliyle silerken düşünüyordu. Bir yandan da ağladığını kimselerin görmesini istemiyordu. Özellikle de Zehra kadının onu ıslak mendili elinde görmesini hiç istemiyordu. Kendisini babasından istedikleri zaman Zehra kadın:
“Meryem bacı! Kızını hiç merak etme. Senden sonra ikinci anası ben olacağım” demişti.
Demişti demesinde de aradan geçen günlerde ikinci analığı güzel yapıyordu işte! Zehra kadından habersiz evin bahçesine bile çıkamıyordu. Bu nasıl analıksa artık! Oysa anasının yerini hiçbir kadının tutamayacağını biliyordu. Buna rağmen anasına söylenen “ikinci anası ben olacağım” sözüne ses çıkarmamış susmuştu. Anası onsuz duramazdı. Köyün içinde arkadaşlarına gitse yolunu gözler, gelince de saçını okşar “güzel kızım neler yaptın” diye sorardı. O da anasına “merak etme iyiyim” der gönlünü alırdı. Şimdi bunları ikinci anasından göremiyor, üstelik yapacağı şeyleri buyuruyor, başında bekliyordu.
Cemal amcanın evi genişçe bir avludan ibaret, iki odalı bir gecekonduydu. Mutfak, banyo ve tuvalet iyi sayılabilecek bir planlamayla yapılmıştı. Banyo kazanları yoktu. Alüminyum güğümle bahçeye yakılan ateşte su ısıtılır, ısınan suyla banyo yapılırdı. Ateşi yakmak, suyu ısıtmak kendi işiydi artık. Bu durum hiç hoşuna gitmiyordu. Paylaşım yoktu. Yani evin işinin bir kısmını da Zehra kadın yapmıyordu. Ağır ve zor işleri kendisine bırakıyor, yemek gibi görece daha basit işleri yapıyordu. Bu durumda iyice bunalmıştı. 

4 yorum:

  1. Kar Yağıyordu Yüreğime (3) gerçek hayattan alıntı yazı dizisini okuduğumda hani;
    Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar,
    Aşrı Aşrı Memlekete Kız Vermesinler
    Annesinin Bir Tanesini Hor Görmesinler,

    Uçan Da Kuşlara Malûm Olsun, Ben Annemi Özledim.
    Hem Annemi Hem Babamı, Ben Köyümü Özledim.
    türküsü varya onun sözleri geldi aklıma. Ben de bir anne olarak Özlem'in haline üzüldüm..Eminim Özlem'in annesi de üzülüyordur. Ancak yapabileceği de fazla bir şeyi yoktur..kaleminiz daim olsun Hocam, emeğinize sağlık..Selam ve saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hanife Hanım, o türküyü bende severim gerçekten. Tam da Özlem'in duygularına tercüman olan bir türkü. Hatırlattığınız için çok teşekkür ediyorum. Saygılar.

      Sil
  2. Özlem kayınvalidesiyle sorunlar yaşayacağa benziyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorunlar "yaşayacağa" benziyor demek özverili bir yaklaşım aslında:) Sorunlar "yaşayacak" değil resmen "yaşıyor". Hem kayınvalidesi ile hem eşi ile.

      Sil