11 Ocak 2013 Cuma

KÜRT SORUNU, EĞİTİM, İŞSİZLİK VE DIŞ POLİTİKA






Memleketin en önemli sorunu nedir diye sorulduğunda, verilecek cevap, muhatabın meşrebine göre değişecektir.  “Kürt sorunu”, “eğitim”, “işsizlik”, “dış politika” diye ayrılanlar olacaktır.

Kürt Sorunu:
Yaklaşık otuz yıldır ülkenin Güneydoğu’sunda yaşayan insanlar terörden olumsuz etkilenmişlerdir. Kürt sorunu denen şey ile terörü birbirinden ayırmak lazımdır. Terör acımasızdır. Terörist acıdan nemalanır. Varlığı insanların varlığına düşmandır.
Terör örgütü elebaşı ile İmralı’da yapılmakta olan görüşmeler otuz senedir terör nedeniyle büyük acılar çekmiş insanların vicdanlarını sızlatmaktadır. Terör nedeniyle anasını, bacısını, babasını, oğlunu, eşini kaybetmiş; şehit yakınlarının acıları; bu acıya sebep olanların muhatap alınmasıyla katlanmaktadır.
“Silahları susturun” talebi adım attırıcı bir taleptir. Bu talep terörden zarar görmüş insanların yanı sıra terör belasının ne menem acımasız olduğunu bilen insanlarında talebidir. Lakin terörün bitmesini istemeyen iç ve dış güçler boş durmamakta, sorunun bertaraf edilmesi için yapılanları baltalamak için çabalamaktadır.
“Kürt sorunu” nda yeni bir “süreç” başlamış görünüyor. Başbakan yardımcısı Bülent Arınç’ın deyimiyle “İmralı ile hükümet değil devlet görüşüyor!”
Medyadaki beklentide PKK’nın silah bırakması, bir barış ortamına geçilmesi umudu var.
Fransa’da biri PKK kurucusu üç terör örgütü üyesinin öldürülmesi, terörün devam etmesini isteyen güçlerinde unutulmaması gerektiğini göstermektedir.
Emperyalizmin klasik sloganı bellidir; “böl, parçala, yönet”.  

Irak bu duruma en güzel örnektir.
Emperyalizme yem olmamak için iç ve dış politikamızı Atatürk’ün iç ve dış politika anlayışına uygun olarak yürütmemiz gerekir.
Eğitim Sorunu:
Diğer yandan memleketin önemli sorunlarından biri de “eğitim” de yapılan değişiklikler sonucu 4+4+4 olarak kademelendirilen eğitim sisteminde görülen aksaklıklardır.
Gelinen noktada eğitimin 12 yıla çıkarılmasına rağmen; ortaokulun ardından öğrencilerin açık liseye geçerek eğitime devam etmesini sağlayan düzenleme kapsamında 2012-2013 eğitim-öğretim yılının birinci döneminde toplamda 136 bin 115 öğrenci örgün eğitimden ayrılıp okulu bırakmış durumda.
Bu daha önce dile getirilen kız öğrencilerin evlere kapatılacağı endişesini akla getiriyor.
Yine mevcut uygulanmakta olan eğitim sistemine göre 8. Sınıftan sonra ortaokulu bitiren öğrenciler 12 yıllık zorunlu eğitimin son 4 yılını örgün eğitim yerine yaygın eğitim aracılığıyla da tamamlayabiliyor. Bunun anlamı; 8. Sınıftan sonra zorunlu olmasına rağmen aileler tarafından örgün eğitime gönderilmeyen kız çocukları eğitimlerini 9, 10, 11 ve 12. Sınıfları evde oturarak açık lise aracılığıyla tamamlayabilecekler.
Ayrıca yayınlanan “Milli Eğitim Bakanlığı Kılık-Kıyafet Yönetmeliği” ile getirilen, okullarda “serbest kıyafet” giyme konusunda yaşananlar.
MEB’in Kılık-Kıyafet Yönetmeliği ile ilgili tartışmalar sürerken bir gazetecinin sorusuna 12 Aralık 2012 tarihinde Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer şu cevabı vermiştir: “…Mevcut yönetmelik ile eski yönetmelik arasındaki temel yaklaşım şu; eski yönetmelik yasakları esas alıyor, serbestlikler için birtakım istisnalar belirliyordu. Bizim yönetmeliğimiz ise çok kısa bir yönetmelik. Serbestliği esas alıyor ama birtakım belki güvenlik ve huzur için öngördüğümüz yasakları istisna olarak belirliyor.”
Bakan bu şekilde konuşuyor ama uygulamanın “zengin-fakir” ayrımını gözler önüne sereceğini dile getirenlerin yanı sıra; okullarda “türban”ın dini içerikli derslerin yanı sıra diğer derslerde de giyilebileceği; eşofmanla okula gelinebileceği gibi durumlar gündemdeki yerini koruyor.
Kuran dersine türbanla giren öğrencilerin diğer derslerde türbanını çıkarmak istememesi durumunda ne yapılacağının bilinememesi söz konusu olabiliyor.
Nitekim 9 Ocak 2013 tarihli gazete haberlerine göre; özel okulların çoğunda, yöneticiler de veliler de serbest kıyafet uygulamasını istemiyor.
Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı Cem Gülan, üye okullara bu konuda görüş sorduklarını belirterek şunları söylüyor: “853 okula yazı gitti, 209’undan cevap geldi. Bunlardan 3 tanesi ‘serbest kıyafet’ diyor, kalanı formadan yana. Bu okulların yöneticileri ‘ Biz forma istiyoruz ama velimizin görüşünü de soracağız, anket yapacağız’ dediler. Ben serbest kıyafetten yanaydım, ama beni de ikna ettiler.”
Velilerin ve eğitimcilerin formadan yana olmasının nedenleri var elbette.
Bunlardan biri; zengin-fakir ayrımının görünür olması.
Bir başkası; okula aidiyet duygusunun azalabileceği.
Büyük okullarda güvenlik sorunu yaşanabileceği.
Velinin cebinden daha çok para çıkması!
Velilerin ergen çocuklarıyla evde kıyafet kavgası istememeleri.
İşsizlik Sorunu:
Ayrıca “işsizlik” sorunu ve geçim sıkıntısının; cari açığın; küresel bazda ekonomileri dibe vuran ya da dip seviyede olan ülkelerin getirdiği risk, ülkemiz ekonomisini de ister istemez olumsuz etkileyecek; bir kriz durumunda yüz binlerce insan belki de işini kaybedecektir.
Halihazırda TUİK verilerine göre 2.5 milyon, İŞKUR’a göre 2.3 milyon insan işsizdir.
Devlet kurumları arasında da işsizlik verileri birbirini tutmamaktadır.
İstanbul Ekonomik araştırmalar Derneği (İEAD) tarafından hazırlanan “Hocaların Gözüyle 2013 Yılında Türkiye Ekonomisi Araştırması”na göre, 2013 yılında Türkiye ekonomisinin bekleyen en önemli sorun “cari açık ve işsizlik” olacak.
Umarım ki tüm bu olumsuzluklar gerçekleşmez, ekonomi istendiği şekilde devam eder; işsizlere iş, aşsızlara aş umudu olmaya devam eder.
Dış Politika Sorunu:
Dış politikada yaşananlar ve Suriye konusu ise ayrı bir yazı konusu olabilecek kadar kapsamlı bir konudur. Lakin Türkiye’nin dış politikadaki yaklaşımı Mustafa Kemal’in “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesine uygun olmalıdır.
Komşularımızla “Sıfır Sorun” hedeflenirken yaşananların belirlenen sıfır sorun hedefiyle ne kadar örtüştüğü ise daha uzun bir süre tartışılacağa benziyor.

8 yorum:

  1. Hocam, elinize sağlık. Tüm bu sorunların yanısıra bize özgü bir şey de insanların bu sorunlarla ilgilenmek istememesi, televizyonda izdivaç programı, abuksabuk dizilerle uyuması sorunu da var, çoğu insan "versinler doğuyu pkk'ya kurtulalım' gibi kolaya kaçıyorlar, bunların vatan,bayrak gibi ulusal değerlerden bir şey anladıkları yok, cehalet,ne olursa olsun işte evi geçinsin, makarnası, kömürü gelsin yeter...Osmanlı zamanından beri Kürt'leri batılı ülkeler kışkırtır ki, bölünelim, parçalanalım, Kürt halkında birazcık akıl olsaydı yıllardır aşiret adı altında onları sömüren ağalara karşı çıkarlardı. Kız çocukları eve kapatmak zaten akp zihniyetinin en büyük hedefi, ne kadar cahil, o kadar akp seçmeni!!!Anketler bile eğitim düzeyi düştükçe, akp'nin oylarının arttığını kanıtlıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İç ve dış odaklar; emperyalist devletler, çıkar odakları...
      Unutulmaması gereken bu dur...

      Sil
  2. Kısaca bu ülkede bir Kürt sorunu yok, Kürt'leri KULLANAN BATI (Amerika, İngiltere, Fransa, Yunanistan, Ermenistan vs.)ülkeleri var. Kürtler birazcık akıllı olsaydı kendilerini kullandırtmazdı ama CAHİL olduklarından, kolay gaza geldiklerinden, kolay kandırıldıklarından bu hale geldik, bunlar Osmanlı döneminde de ikidebir aynı ülkelerin gazına gelip isyan ederlermiş. Teröristlerle görüşmeye başlamak sizin de dediğiniz gibi asla sonuç vermez, tersine onları palazlandırır, şımartır, ellerine koz verir, bu işin sonu hüsran olur, teröriste onların anladığı dilden konuşulur, yok edilir. Bunu yapacak insan şu anda TBMM'de yok. Osman Pamukoğlu paşa, Erdal Sarızeybek albay gibi insanlar ancak bu işi bıçak gibi keser.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Binlerce insanın ölümüne sebep olanın yattığı İmralıya...
      Tekne hiç bir zaman kalkmayacaktı.

      Sil
  3. bu konu beni o kadar geriyor ki, üçüncü kez yorum yapıp kafanızı şişireceğim hocam, bu ülkede Kürt sorunu yok, bu ülkede vatan hainleri ile vatan severler arasında birbirini yok etme mücadelesi var....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kürtlerin bu ülkede "Cumhurbaşkanı", "bakan", "Milletvekili", "genel Müdür", "Memur", "İşçi"...vs. olduğu...
      İstediği yerde, şehirde, mahallede, semtte, caddede, sokakta, parselde, arsada ev alabildiği...
      İstediği işi istediği yerde açabildiği bir gerçektir.
      Bu bağlamda...
      Kürt sorunu yoktur.
      Olmamıştır da.

      Sil
  4. Bütün sorunlarımızın altından batı- emparyalizm çıkıyor, buna katılıyorum ama batıyı suçlamıyorum. Çünkü "sen eşek olmasan kimse senin sırtına semer vuramaz" diye de bir söz var. Kısa oldu ama biliyorsunuz lafı dolandırmayı hiç sevmem:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sözün özü...
      Teşekkür ederim "asyayazar"...

      Sil