10 Ekim 2013 Perşembe

TİYATRODA KOSTÜM ANLAYIŞI

Tiyatro sanatının önemini vurgulamaya gerek yok. Sahnesiyle, kostümüyle, replikleriyle, konuşmalarıyla seyirciyle iç içe bir sanat anlayışı söz konusu. Sonbaharın gelmesiyle tiyatro topluluklarında da heyecanlı bir koşuşturmaca başlamış durumda.
Yeni projeler, yeni oyunlarla seyircinin karşısına çıkmanın verdiği tatlı bir heyacan bu.
Ülkemizde devlet tiyatroların yanı sıra özel tiyatrolarının da varlığı söz konusudur.
Devlet tiyatrolarında çalışan kadrolu sanatçılar bağlı oldukları Devlet Tiyatroları'nın belirlediği ve onay verdiği oyunları oynamak ve oyun kostümlerini de yöneticilerin istediği şekilde /bir bakıma/ giymek durumundalar.
Özel tiyatrolar bu bakımdan daha bir rahatlar diye düşünüyorum.
Özel tiyatroların ayakta kalması, varlığını devam ettirmesi seyircinin desteğiyle mümkün. Sergilenen oyunu izlemeye gelen seyirciye satılan biletin gelirinden başka bir gelir söz konusu değil. Devlet Tiyatrolarında ise devletin desteği söz konusudur.
Adana Devlet Tiyatrosu (DT) Hacı Ömer Sabancı Kültür Merkezi Sahnesi'nde, "Fadik Kız" adlı oyunun ilk gösterimini gerçekleştirdi.
Basından edindiğimiz bilgilere göre ve iddialara göre oyunun DT Genel Müdürü Mustafa Kurt tarafından sansürlendiği iddia edildi.
İddiaya göre  Orhan Asena'nın "Fadik Kız" adlı oyununda "kadın ve erkek oyuncular birbirine dokunmasın, yaklaşmasın ve sarılmasın" yaklaşımı söz konusu.
Ayrıca "kadın oyuncuların kıyafetlerini açık bulup tayt giydirmişler" iddiası da var.
İddialar karşısında Adana DT Müdürü Gökhan Doğan "Oyunda bir yatak sahnesi var. o yatak sahnesinde de oyuncumuz oynarken eteğin altına giyilen tayt, iç çamaşırı gibi görünüyordu" diyerek kendilerini savunuyor.
Tiyatrolar çağdaş sahnelerdir. Oyunun gereği ne ise o yapılır. Oyunun gereği ne giyilecekse o giyilir. Oyunu kurgulayan ve yöneten sanat yönetmeni ve kostümcüsü oyunun içeriği gereği giyilmesi gerekeni önceden belirler. Onay aşamasında da ilgili müdürlükler gereken onayı verirler. Sonradan oyuna müdahale etmenin mantığını anlamak kolay değildir.
Sadece tiyatroda değil televizyon proğramlarında proğramı sunan sunucuların giydikleri kostümlere bile karışılır oldu.
Bugüne kadar proğram sunucularının giyim kuşamları toplumu rencide etmedi de bundan sonra mı etmeye başladı?
İstanbul'da yeni bir sahne açıldı. Eski Moda Sineması artık yeni Moda Sahnesi oldu. Bahariye Caddesi'nin sokalarından biri, dik bir yokuş Halil Ethem Sokağı bundan sonra sanatseverlerle buluşacak.
Oyun Atölyesi'nde yönettiği oyunlardan tanınan Kemal Aydoğan ve tiyatronun değişik alanlarında görev yapan, oyuncu, yönetmen, sahne ve ışık tasarımcısı ile birlikte Oyun Atölyesi'nden ayrıldı. Moda Sahnesi'ni kurdu.
Moda Sahnesi tiyatro yolculuğuna Shakespeare'in "Hamlet" oyunuyla başlıyor.
Oyunun çevirisini yapan Onur Ünsal, Emre Adıyaman ve sürece eşilik eden Kemal Aydoğan "Biz kendi sahne oynama metnimizi ürettik" diyor.
Oyunda günümüz kostümleri kullanılmış. Oyun yazarının (1564- 1616) tarihleri arasında yaşadığına, "Hamlet"in 1599-1601 tarihleri arasında yazıldığına ve o tarihte halkın giyimi ile günümüz giyimi arasında benzerlik olmadığına dikkat etmek lazım.
"Fadik Kız" oyununda ise günümüz kostümleri yerine oyunun geçtiği yer ve zamana uygun kostümlerin kullanılması gerektiği vurgulanıyor Adana DT Müdürü Gökhan Doğan tarafından.
Doğan, " Oyun Ankara'nın Altındağ ilçesinde geçtiği için, birazda varoşvari bir yer olması gerektiği için oyuncunun altındakinin tayt değil de basma gibi bir kostüm olması gerektiği, kostüm tasarımcısının bu ayrıntıyı atladığı dillendirildi. Hepsi bu" diye açıklama yapmış. Devamla "oyuncunun söz konusu oyunda kırmızı bir elbise giydiğini, bu elbisenin de oyunun söz ettiği bölgenin özelliklerine göre 'modern' kaldığını" belirtmiş.
İki farklı tiyatro anlayışı.

Tiyatroseverlere iyi seyirler diliyorum.



6 yorum:

  1. Merhabalar "Tiyatroda Kostüm Anlayışı" başlıklı makalenizi okudum. Kaleminize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Sanatımız da farklı bir zihniyetin kontrolü altında. İran'ı kimler yönetiyor? Bizim yöneticilerimizin sadece takım elbiseleri ve kravatları var. Kravatı da hafta sonu ve diğer tatil günlerinde takmazlar. Bunları millet görmüyor mu, farkında değil mi sanıyorlar? Diyanet İşleri Başkanlığı nihayet kadınlarımızın da camide ibadet yapabileceklerini (yani namazlarını kılabileceklerini) duyurdu.

    Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun bir gerçeği anlatıyor Recep Bey...
      Çok teşekkür ederim.
      Saygı ve selamlarımla.

      Sil
  2. Merhabalar.

    Malum Kurban Bayramı yaklaşmaktadır. Bu vesileyle Kurban Bayramınızı kutlar; tüm sevdikleriniz ve sevenlerinizle birlikte sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir bayram geçirmenizi dilerim.

    Bizleri Allah'a yaklaştıracak olan kurbanınızın da hayırlı ve mübarek olmasını Cenab-ı Hakk'tan niyaz ederim.

    Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de sizin Kurban Bayramınızı kutluyor esenlikler içinde güzel bir bayram geçirmenizi diliyorum. Selam ve saygılar.

      Sil
  3. İyice İran, Afganistan olma yolunda gidiyoruz, tiyatroda önce böyle oyuncuların kılığına, taytına, birbirine dokunmasına vs. karışılır, sonra sonra tiyatro gavur icadı, ahlaka aykırı denip tamamen yasaklanır! Taliban zihniyeti! Ne diyeyim hocam? Bir an önce bunlardan kurtulmayı diliyorum. Hamlet çok sevdiğim bir eser, umarım Ankara'ya da gelir.
    saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaşanan olayları takip etmekte zorlanıyoruz. TV haberleri, gazete haberleri, açık oturum denen ne olduğu belli olmayan görüş açıklamaları filan derken...
      Kimi köşe yazarlarının yazılarını okudukça insanın ne diyeceğini bilememesi söz konusu oluyor...
      Bizlerin kırk yıl düşünsek içinden çıkamayacağımız durumlar yaşanıyor...
      Gazetelerde köşe yazılarını okuyunca insan bunlarda mı varmış diyesi geliyor Müjde Hanım kardeşim.
      Ne diyeyim.
      Tiyatro, Sinema, edebiyat derken geriye gidişi kabul etmemiz olanaksızdır.
      İyi bir bayram geçirmeniz dileğiyle saygı ve selamlarımı yolluyorum.

      Sil