19 Eylül 2014 Cuma

OKULLARI YAKIP EĞİTİMİ ENGELLEMENİN MANTIĞI NEDİR?


Hakkari'de, Muş'ta pkk yandaşlarının yağmur gibi yağdırdığı molotoflarla yirmiden fazla okul yakıldı. Televizyon kanallarında izledik, gördük bunu. Sokakları yürünemez, dışarı çıkılamaz duruma getiren, yüzleri maskeli, ellerinde molotoflarla ortalığı ateşe verenlerin amaçlarını anlamak mümkün değil.
Yaktıkları okulların bahçesinde bulunan Atatürk büstlerini ateşe vermeleri, parçalamaları Atatürk'e  ne denli  tahammülsüz olduklarının göstergesidir.
Oysaki Mustafa Kemal Atatürk "Türkiye Cumhuriyeti" Devleti'nin kurucusudur.
Atatürk'ün yaptıklarını anlamaktan uzak beyinlerin, okumaktan ve öğrenmekten uzak olanların, yollara kurdukları barikatlarla ulaşımı engelleyenlerin, iş makinelerini ateşe verenlerin, okulları yakanların, işçiyi çalıştığı yerde taciz edenlerin uyguladıkları yöntemlerle kazanım elde etmeleri mümkün değildir.
Yöre insanının okumasını engellemenin yöre insanını cahil bırakmaktan öte bir yararı olmaz.
Düvel-i Muazzama denen emperyalist ülkelerin Osmanlı Devleti'ni Mondros Ateşkes Antlaşması, San Remo Kararları ve Sevr antlaşması çerçevesinde Orta Anadolu'da küçük bir toprak parçasına sıkıştırma, Osmanlı topraklarını parçalama ve işgal etme girişimlerine karşı Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşı  öncesinde, Kurtuluş savaşı sırasında ve sonrasında emperyalistlerin Anadolu'dan atılması için verdiği mücadeleyi bilmek gerekir.
Bugün Mustafa Kemal'in büstlerini ateşe veren, kıran, resimlerini çöpe atanların Şeyh Sait ve Seyyit Rıza'nın İngilizlerle işbirliği yapmasını sorgulamaları gerekmez mi?
Mustafa Kemal ve arkadaşlarının işgalci güçlere karşı verdikleri amansız  mücadeleyi unutmamak lazım. Hayatlarını hiçe sayarak Türk Milleti'nin bağımsızlığı için mücadele eden yüz binlerce şehidimizi unutmamak lazım.
İlhan Selçuk'un yazdığı "Yüzbaşı Selahattin'in Romanı"nın ikinci cildi "Milli Mücadele"ye ilişkindir.
İkinci ciltten birkaç satır:
"20 Mayıs 1919..."
Osmanlı işgal altındadır...
Selahattin anlatıyor:
"Haydarpaşa vapuruna binmek için Karaköy'e geçiyordum...
Bir ses:
- Selahattin Bey!
Baktım Albay Bekir Sami, sivil elbiseli...
Yanına gittim, bana sordu:
-Evlendin mi?
- Hayır
- Benimle gel...dedi.
Beni Köprü'nün Boğaz vapurlarının yanaştığı iskeleler yönündeki korkuluğa götürdü.
Yüzüme dikkatli dikkatli baktıktan sonra:
- Ben gidiyorum, dedi, benimle gelir misin?
İstanbul'dan uzaklaşmaya can atıyordum. Hemen:
-Gelirim, dedim.
Sordu:
-Nereye gelirsin?
-Nereye götürürseniz...
Devam etti:
-Durumu biliyorsun. İzmir cephesine gideceğim. Yunanlılara harp ilan edeceğim ve hükümete isyan edeceğim. Gider misin?
-Giderim.
Eminönü'ne doğru biraz daha yürüdükten sonra tekrar durdu, yüzüme baktı ve dedi ki:
- Bu işin içinde asılmak var, kazıklanmak var,, hapsedilmek var, tardedilmek var. Yalnızca bir şey yok: Armağan, vatan kurtulursa 'bunda bizim hizmetimiz var' diye sevinmektir. Gider misin?
-Giderim. "
Bu konuşmanın geçtiği günün bir gün öncesinde Mustafa Kemal "19 Mayıs 1919" günü Samsun'a çıkmıştır.
Bu vatanın emperyalist güçlerin eline geçmesinin önlenmesi bir avuç vatanseverin önderliğinde başlayan Kurtuluş Mücadelesi sayesinde olmuştur.
Geçmişimizi iyi bilmemiz ve öğrenmemiz lazım. Bu ise eğitim ile olur, okuma ile olur. Okulları ateşe verip yakarak olmaz. Okulları yakıp eğitimi engellemekle olmaz.




12 yorum:

  1. Hocam, amaçları belli,
    1) devlete meydan okumak,
    2) akp nin AÇILIM,
    Kürt açılımı,
    Çözüm Süreci,
    demokratik açılım gibi çeşitli adlarla nasıl palazlandıklarını dünyaya duyurmak.
    3) Bakın akp bizi ne güzel palazlandırdı, ne güzel şımardık, TSK yı hapse attırdık, 13- 14 yıl önce dağlarda canımızı okuyan TSK nın komutanlarını balyoz / ergenekon diye hapse attırdık.
    4) Güneydoğu artık bizim
    5) Türkiye cumhuriyetini takmıyoruz, Türk bayrağını yakıyoruz, biz burayı teslim aldık
    demek.

    Atatürk'ün yedi düvele nasıl harp ilan ettiğine değil, Şeyh Sait'in nasıl İngilizlerle birlik olduğuna değil tam tersini insanlara kakalıyorlar şimdi. Yok Atatürk İngilizlerle anlaşmışmış! Kurtuluş savaşı yalanmış! akp li bakan - hangisiydi adını unuttum- Kurtuluş savaşı şehitliği yalan filan diyordu! İşte insanlar cahil olursa bu yalanlara da o kadar kolay inanırlar o yüzden okulları yakıyorlar. Hem cahil kalıp pkk lıların söylediği yalana inansınlar, doğrusunu onlara söyleyecek Türkoğlu Türk öğretmen yok ki! Bunun doğrusunu söylemek için Türkoğlu Türk olmak lazım. O okulları yakan pkk lıların çoğu gizli Ermeni, zaten pkk nın büyük kısmı ASALA Ermeni terör örgütü bunu biliyorsunuz zaten, ASALA kendini feshettmiş ve pkk'ya katılma kararı almıştı tüm dünyaya da ilan etmişlerdi, işte bu kansızlardan ne beklenir ki? Tabii ki Türke'e düşman
    Türk bayrağına düşman
    Atatürk'e düşman insanlar bunlar.

    Ancak Osman Pamukoğlu paşa gibi birisi bunların hakkından gelebilir.
    elinize sağlık özellikle Atatürk'le ilgili anıyı ibretle okudum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Az önce internet haber sitelerine düşen bir haberde (Oda Tv) şöyle diyor "SİİRT merkeze bağlı iki köyde ilk ve orta okullara PKK’lılar tarafından molotoflu saldırı düzenlendi. Okullarda çıkan yangın söndürülürken, büyük hasar meydana geldi. Valilikten yapılan açıklamada anaokulu öğrencilerinin oyuncaklarının bir araya toplanarak yakıldığı belirtildi." Şimdi durup düşünmek lazım. Ana okulu öğrencileri kaç yaşında? 5 yaşaında çocuklar. Bunların okul öncesi eğitimleri genellikle sınıflardaki oyuncaklarla yapılır. Adamlara bakar mısınız oyuncakları dahi bir araya getirip yakmışlar. Bu anlayışı benimsemek olası mıdır? Bu ülke "Milli Misak" sınırları içinde "Milli ant" sınırları içinde bir bütündür. Okul da yaksalar, eğitimi de engelleseler bir yere varamayacaklar. Tarih bunların yaptığı bu ibret verici durumları ise yazacaktır. Yorumun için teşekkür ederim. Saygılar.

      Sil
  2. Açılım safsatasının sonucu. Güya kendi dillerinde eğitim yapmak, kendi okullarında okumak için yapıyorlar. İnanın içim acıyor. Sinirden stresten mideme kramplar giriyor. Ne hale geldik? Neyi tutsak elimizde kalıyor. Her şey birbirine girmiş durumda. Böyle okul yakanlar, bayrak yakanlar, Atatürk büstüne saygısızlık edepsizlik yapanlar beyinleri yıkanmış ne yaptığının bilincinde olmayan insanlar. Zarar versinler de nasıl olursa olsun mantığında olanlar... Saygılar Hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anadolu 1071 Malazgirt Muharebesi sonrasında aşama aşama Türk Yurdu haline gelmiştir. Osmanlı'nın tarih sahnesine veda etmesi sonrasında Mustafa Kemal ve arkadaşlarının önderliğinde Yedi Düvele karşı verilen varoluş mücadelesi sonrasında Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Bunun anlamı Anadolu bin yıldır Türk vatanıdır. Öyle de kalacaktır. Açılım saçılım hiç kimseye ayrıcalık vermeyecektir. Anayasamızın amir hükmü açıktır. Eğitim öğretim Türkçe yapılır der. İç işleri Bakanı Sayın Ala çıkıp "önce özel okul kurun "diyor. Sonrasına bakarız. Anayasa değişmedikçe bu olanaksızdır. Atatürk büstlerine, okullara zarar vermek ise akıllara ziyan bir davranıştır. O okulları yakanların babasının parası ile okullar yapılmamıştır. Tüyü bitmedik yetimin hakkı vardır o okulların harcında, tuğlasında, işçisine ödenen parasında, işçinin emeğinde. Kabul edilebilir bir yönü yoktur. Bu davranışları sadece insanları soğutur o davranışı yapanlardan. Yorum için teşekkür ederim Hanife Hanım . Saygılar.

      Sil
  3. Ben yapandan çok seyredenlere kızıyorum. Haklı tepki, edepsizi susturur ve korkutur. (Çok afedersin hocam, sayfana yakışmaz yazacağım ancak, başka tanıtım bulamadım) Baş lar ve kıç lar yer değiştirdiğinde, ilk icraatları idamı kaldırmak olmuştu.. Tüm millet de alkış tutmuştu. Oysa hepsinin derdi kopasıca boyunlarını kurtarmaktı. Okulların yakılmasını, sizi şerefimle temin ederim ki evladımı toprağa verdiğim gün gibi ağlayarak izledim. Hani tepki? Devlette bir tane ADAM yok mu tepkisini gösterecek kızgınlığını söylemeye korkmayacak? Bizler aslında ne boktan milletmişiz de haberimiz yokmuş..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yapılanlara söylenecek çok şey var. Bölge insanının okuması için yapılan eğitim kurumlarını utanmadan, sıkılmadan yakıyor, kullanılmaz hale getiriyorlar. Bunu yapmak doğru mu değil mi diye düşünen yok. Tıpkı 30 senedir bu ülkenin on binlerce masum insanının ölümüne neden olan pkk ve yandaşlarının utanması sıkılması olmadığı gibi. Seyredioruz sadece seyrediyoruz olan bitenleri. Bakalım bunun sonu nereye varacak. Yetkililerde söylediğiniz gibi tek bir açıklama, kınama yok. Tahrip edilenler milletin malı oysaki.

      Sil
  4. Merhabalar.

    Paylaştıklarınızı okuyarak yorum yazma imkanım olmadığı için, blogger arkadaşlığımızın
    unutulmaması adına ayaküstü sizleri ziyaret ederek hal-hatır sormak istedim. İnşAllah sağlık, sıhhat ve afiyettesinizdir.

    Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.

    Recep Altun
    Değirmenden Mektup Var

    NOT: Hem bu ülkeye, hem de bu ülkenin vatansever yurttaşlarına yazık oluyor!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Bey,
      Çoktandır bloğda yoktunuz. İyi ki yazdınız. Selam ve saygılarımla iyi bir bayram geçirmenizi dilerim.

      Sil
  5. Merhaba Hüseyin bey ucu siyasete dokunan yazılarınıza yorum yapmıyorum ama bu benim size hayırlı haftalar dilememe engel değil. Güzel bir hafta dilerim. Sağlıkla sıhhatle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba VuslaT kardeşim. Teşekkür ederim. Sizin de iyi bir bayram geçirmenizi diliyorum.

      Sil
  6. Çok iyi bir anlatım olmuş.Elinize sağlık.Milli mücadeleyi ve oradaki zorlukları ele alarak,kazanımların şimdilerde yok olmaya çalışıldığını görmek çok üzücü bir durum.Ve buna seyirci kalan bir toplumun olması da çok üzücü.Sonuçta,Nasrettin Hocanın bindiği dalı kesmesi gibi bir misalle karşı karşıya toplum.Hoca bu tehlikeyi görmüştü. Ama acaba milletimizde önündeki bu tehlikeyi görebilecek mi,dersiniz?Allah sonumuzu hayır eylesin..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısın Ertuğrul ne denir ki bu yaşananlara. Kabul edilecek bir yanı yok ki. İyi bayramlar diliyorum.

      Sil