24 Şubat 2017 Cuma

ANNEDEN EVLADA...

Geleceğe dair düşünceler duygularımı alt üst ederken günler sonra ekim ayı başlarında beklediğim haber nihayet radyoda saat başı verilen ajans haberlerinde tekrarlanıyordu. Öğretmen atama listeleri açıklanmıştı. Hem gururlu, hem huzurlu, hem de mutluydum. Annem ve babamda göreve atanmam nedeni ile rahatlamışlardı. Herkeste bir sevinç bir coşku vardı o gün. Okulu bitirene kadar hem ben hem babam epey sıkıntı çekmiştik. Sadece ben değil kardeşimde askeri okulda okuyordu. Annem ve babam hem bana hem de diğer kardeşime her ay para yetiştirmenin derdindeydi. Kolay değildi bu.

Annem içinde tutmaya çalıştığı sevinçle gözlerimin içine baktı. Bir annenin çektiği sıkıntılara aldırmadan yetiştirdiği evladının başarısını kutsayan bir bakıştı bu. Karşılaşabileceği tüm kasvet ve karanlıklardan uzak sevecen ve gururlu bir bakış. Yemenisinin ucuyla nemlenen gözlerini silerken, sözcükleri özenle seçip belli belirsiz duyulan bir sesle "Oğul sende biliyorsun kırsalda elimizde olan bir kaç dönüm tarla ve bir kaç hayvan ile bugüne kadar bu çarkı döndürmeye çalıştık. Sizleri yetiştirmek için elimizden geleni yaptığımızı düşünüyorum. Bundan sonra senin ve gurbete giden kardeşlerinin yazgısı sizlerin elinde. Bizim yazgımız da dün ne ise bundan sonra da o olacak. Lakin gururluyuz. İçimiz sevinç ve inançla dolu. Önünüzde büyük bir gelecek sizleri bekliyor. Çaresizlikleri, acıları, korkuları, umarsızlıkları geride bırakıp geleceğe umutla sarılmanız lazım. Gittiğiniz yerin bunaltıcı havasından uzak durun. İnsan hayatını kutsal bilip ona göre davranın. Hele hele zengin fakir ayrımı hiç yapmayın. Yaşamınızda inançlı, özverili olun. Karşılaşabileceğiniz acılara dayanıklı olun. Gönlünüzde yiğitliği ve güzelliği barındırın. Allah yolunuzu açık etsin. Acı haberinizi duyurmasın."
Annem zarif ve inceydi. Yüzünde birer inci gibi parlayan kahverengi gözleri hüzünlüydü. Yorgunluktan olacak dudakları kupkuru, benzi soluk, bazen soluk alışları düzensizdi. Yüreğimde çarpıntı var derdi. Sofraya oturup bizimle beraber yemek yemezdi. Günlük yapılması gereken  işlerini bitirmenin telaşı ile ayak üstü bir şeyler atıştırırdı. Saçları koyu kumral ve çok güzeldi. Çok çalışırdı. Sabahın alacasında kalkıp evin tüm işlerini tek başına yapardı. Kahvaltısını ayak üstü yaptıktan sonra başlardı işleri düzene koymaya. Bazen işlere öyle dalardı ki etrafında olan bitenleri görmez duymazdı, kendinden geçmişçesine işler yarım kalmasın diye çabalardı. Evin işlerini bitirdikten sonra bizimle birlikte tarlaya gelir, bizden çok çaba gösterirdi. Dur durak bilmezdi. Tüm çabası ele güne muhtaç olmadan, zamanında işleri bitirmekti. Başkasına avuç açmanın onursuzluğunu yaşamak istemezdi.
(Batıda On Yıl'dan kısa bir bölüm.)
NOT: Öğütleri ile bizlere her daim yol gösteren anneme sağlıklı uzun  bir ömür diliyorum.

10 yorum:

  1. Ne kadar güzel anlatmışsınız Hüseyin hocam, zengin fakir ayrımı yapmak ne kadar ayıp ve kötü bir şey, Türk filmlerinde kalsın istiyorum bu tür ayrımcılıklar, annenizin sizlerle sofraya oturmaması sanırım çok eskiden adetmiş, kadınlar genellikle yemezlermiş benim de eski patronum demişti. Gelenekler, görenekler yani...kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen dediğiniz gibi Müjde hanım.
      Eskiden analar böyleydi.
      Şimdilerde unutulmuş durumda.
      Öyle ana olmadıklar var ki..
      Dünyaya getirdiği masumu çöpe atacak kadar ahlak ve vicdan yoksunu.
      Toplum bozuldu..
      Ahlaken
      vicdanen
      insanlık kalmadı.
      Bu durumda eskiyi bilenler kahrediyor.
      Ne gelenek
      ne de görenek
      hepsi halının altına
      süpürülmüş durumda.
      Bunun sebebi nedir bir türlü açıklayamıyorum ben şahsen.
      Dün ile bugün arasında değişen şey ne?
      Yorum için teşekkür ederim.
      Selam ve saygılar.

      Sil
  2. "batıda on yıl" bir kitap mıydı yoksa sizin milliyet blogda yayınladığınız öykü müydü? milliyet blogdaki öykünüzü de okumuştum.. iyi bir anlatım olmuş ,eğitimci olduğunuz belli oluyor,elinize sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazım aşaması devam eden bir taslak bu Yazar Yildirim kardeş.
      Ara ara kısa bölümler halinde
      bütünü bozmayacak şekilde
      günümüz gerçeklerine vurgu bağlamında

      bölümleri bloğlarda yayınlıyorum.
      Yorum için teşekkür ederim. Sağolun. Selam ve saygılar.

      Sil
  3. Zevkle, keyifle okudum Hüseyin Hocam. Yüreğinize sağlık. Anadolu'da böyle eli öpülesi ne çok anne var. Ömrünü fedakarlığa, vefakarlığa, yuvasına, çocuklarına adamış anneler...
    "Ele güne muhtaç olmamak" onların gözünde ne kadar önemlidir.
    Nice ömrü aydınlatan, yol gösteren değerli annelere sağlıklı-huzurlu ömürler diliyorum. İyi ki varlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Makbule öğretmenim.
      Ne kaldıysa Anadolu kırsalında kaldı zaten.
      Megakentlerin
      varoşları dahil
      her yer vicdan yoksunu
      çıkarcılığı kendine referans edinmiş
      hep bana rab bana mantığından
      vazgeçmeyenlerle dolup taşıyor.
      Gözlemlerim beni ürkütüyor şahsen.
      Kendi kendime diyorum bazen
      bu ahlak anlayışında olanlarla mı aynı kulvarda yürüyoruz.
      Her daim uzak dursa da insan vicdansız dan yeterli olmuyor.
      Bir şekilde gelip seni beni buluyor bunlar.
      sıklıkla sizin de yazılarınızda belirttiğiniz o güzel insanları arıyoruz.
      Bu bağlamda aslında söylenecek o kadar söz
      kurulacak om kadar cümle var ki...
      Yorum için teşekkürler.
      Selam ve saygılar.

      Sil
  4. Merhabalar Hüseyin Hocam.
    Eskilerin anneleri işte böyle... Ne kadar anlatmaya çalışsanız da onları asla tamamlayamazsınız... Saygı değer annenize sağlıklı ve hayırlı bir ömür diliyorum.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep bey;
      Haklısınız eski vefakar,çileli anneleri anlatmak istesek de yeterli anlatamayız. Sadece onların yanında yaşayanlar bilir bunu.
      Teşekkürlerimle selam ve saygılarımı iletiyorum.

      Sil
  5. Okurken insanın yüreğini sımsıcak duygularla buluşturan Anadolu'nun özü sevgili annenizin ellerinden sevgi ve saygıyla öpüyorum, Hüseyin Bey. Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu güzel duygularınız için size çok teşekkür ederim Tülay öğretmenim.
      Selam ve saygılar.

      Sil