29 Mart 2017 Çarşamba

VE...YIL 1979 SONBAHARIYDI

İçinde bir kaç eşyanın olduğu küçük valizimi omuzlamış, otobüs garajının yolunu tutmuştum. Otobüse binerken  ne bir el sallayan vardı yanımda ne de güle güle git diyen biri. Otobüs garajı insan kaynıyordu. Tanıdık bir simanın olmadığı devasa bir kalabalık. Garaj hınca hınç insan doluydu. Kimisi yoldan gelmiş elinde valizi ile yol yorgunluğunu atmaya çalışıyor, kimisi ise bineceği otobüse valizini vermenin telaşında. Yakınlarını uzak diyarlara gönderenlerin birbirlerine sıkıca sarılmaları, gözlerinden yanaklarına aşağı süzülen göz yaşını silerken hüzünlü bakışları insanın içine işliyordu. Uzun yoldan gelenler bir kenara koydukları valizlerin, çuvalların, yüklerin yanında yorgun gözlerle etrafı seyrediyordu. Ve...Yıl 1979 sonbaharıydı.

6 yorum:

  1. Hepimizin yaşamında unutulmayan anlar, günler, yıllar var. Kimi hüzünle hatırlanıyor, kimi sıkıntıyla, kimi coşkuyla.
    Güzel günleri anmak dileğiyle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız hocam. Lakin, sıkıntılı da olsa o geçmişi arıyor insan. Bugünkü toplumun yapısını gördükçe.
      Yorum için teşekkürler.

      Sil
  2. O sonbahar ne kadar unutulmaz bir gün olmuş olmalı sizin için Hüseyin hocam. Bu romanınızın giriş cümlesi mi olacak acaba?
    Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok giriş cümlesi değil elbette.
      Lakin çalışmamın bir bölümünde ilk görev yerime gidiş yolculuğumun başlangıcı.
      Yorum için teşekkürler. Esen kalın.

      Sil
  3. Merhabalar Hüseyin Hocam.
    Yola çıkan bir yolcunun ardından hep sallanan bir el gördük ve "güle güle git, hayırlı yolculuklar" gibi söylenen duaları duyduk. Eğer bir yolcunun ardında ne sallanan bir el, ne de "güle güle git" duaları yoksa, biliriz ki, bu yolcu gariptir. Zaten yapacağı yolculuk onu yeteri kadar üzmektedir, bir de böyle garip kalması onu iyice mahzunlaştırır. Garip bir yolculuk başlangıcı için kaleme alınmış güzel bir girişti. Kaleminize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Bey;
      Değerli yorumunuza teşekkür ederim.
      Yaptığınız yorum gerçekten çok yerinde ve gerçekçi.
      Kimsesi olmayana elbette garip deriz biz bozkırda.
      Lakin burada bütünü bilmediğiniz için bu değerli yorumu yapmışsınız.
      Bütün harici yorumunuza katılıyorum
      Ne kadar da güzel bir yorum.
      Yukarıdaki kısa alıntıya gelince;
      ilk görev yerime gitmek için memleketim olan Sivas'ın bir köyünden önce Ankara'ya gelişim söz konusu.
      O yıllarda (1979) teknoloji bu kadar gelişmediği için görev yerimi öğrenmek için Beşevler'de ki bakanlığın "Şura Salonu"na asılan listeleri incelemek oldu.
      O yıllarda ağabeyim Ankara'da bir kamu kurumunda çalışıyordu.
      Gideceğim yer Kars olduğu için öğleyin bineceğim otobüs yolculuğu sonucunda bir gün sonra sabah Kars'a inecektim.
      Ankara- Kars arası mesafe 1107 km.
      Otobüsle 19-20 saat, Trenle daha fazla sürüyordu.
      O nedenle öğleyin bineceğim otobüse ağabeyim izin alamadığı için yolcu etmeye gelememişti.
      Benim "garip"liğim de böyle.
      Elbette ilk defa uzun bir bilinmedik diyara gitmek insanı oldukça hüzünlendiriyor.
      Gerçi bozkır köyülüsü, Anadolu insanı hayatı boyunca el salayanı da olsa "garip"liğini yenememiştir.
      Bunu iyi bilirsiniz.
      Selam ve saygılarımla Esen kalın.

      Sil