Demokritos gülerek çıkarmış her sabah evinden, bu
yüzden ona "gülen filozof" derlermiş; Herakleitos ise ağlayarak
başlarmış gününe, ona da bu yüzden "ağlayan filozof" adını takmışlar.
Montaigne, "elbette gülmek ağlamaktan
yeğdir" diyor. Ama burada işin tersine döndüğünü de söylüyor. İlk bakışta
gülen insanı iyimser, ağlayanı karamsar saymak doğru gibi görünüyorsa da,
yukarıda adı geçen "gülen filozof" gerçekte karamsar bir filozoftu. İnsanlıktan
umudunu kesmişti. Bu yüzden de işi gülmeye vurmuştu; böylece, "siz
insanoğluna güvenin bakalım, insanlığın ilerleyeceğini söyleyin durmadan, gülüp
geçiyorum sizin bu iyimserliğinize", demek istiyordu.
Herakleitos ise, insan ve toplum konusunda iyimser
olduğu için, "neden hâla bu kötülük, bu gerilik, bu dar kafalılık"
dermiş gibi ağlıyordu, inandığı değişimin geciktiğine üzülüyordu anlaşılan.
Sadece gülmek ya da ağlamak değil, içsel mutluluğun da önemli olduğuna inanıyorum.
YanıtlaSilDoğru dersin Hocam. İçsel mutluluk önemlidir ki zaten insan yaşamının iniş çıkışları ile ilgili değil midir içsel huzur.
Silİnsanlıktan umudunu ta o zaman kesmiş, çok haklıymış. :( atom bombası atıldığı yılları görseydi ne derdi kim bilir?:(
YanıtlaSilNe diyecek oturup hüngür hüngür ağlayacak, göz yaşlarını silmek için de amerikan bezi kullanacaktı olasılıkla...Atom bombasını bırak şu an olanlara bak Müjde kardeşim... Şu an olanlar insanlıktan nasibini almamış ve haysiyetsizlerden geçilmiyor.
SilAdam çıkmış ne diyor?
Referandumda "hayır" diyeceklerin karıları ve kızları bizlere helal diyor.
Şimdi atom bombası bu lafın yanında insan onurunu rencide etmesi bakımından masum kalır.
Ha savaşın, kıyımların her türlüsüne karşıyım.
İnsan haklarının zedelenmesine de.
Ahlaksızlığa, kepazeliğe de.
Utanmazlığa da.
Haysiyetsizlerin, utanmazların olmadığı bir dünya da yaşamak için insanlık mücadele ediyor.
Bu günleri görselerdi dumura uğrarlardı olasılıkla.
O zaman hiçbir şey dışarıdan görüldüğü gibi değildir.Meselenin özüne inmek lazım diyebilir sanırım.
YanıtlaSilDoğrudur tespitiniz.
Sil