Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş.
Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış.
Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş bir hızla büyümüş
ve neredeyse kavak ağacı ile aynı boya gelmiş.
Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa;
-Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?
-Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?
-On yılda, demiş kavak.
-On yılda mı? Diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.
-Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!
-Doğru, demiş kavak.
Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında
kabak üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye,
soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış.
soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış.
Sormuş endişeyle kavağa:
-Neler oluyor bana ağaç?
-Ölüyorsun, demiş kavak.
-Niçin?
-Benim on yılda geldiğim yere, iki ayda gelmeye çalıştığın için.
Çok severim bu hikayeyi, rahmetli annem sıksık anlatırdı. Gerçekten çok anlamlı, ibretli bir hikaye. Kaleminize sağlık hocam.
YanıtlaSilEvet gerçekten anlamlı bir hikaye. İnternette bir paylaşımda dikkatimi çekti bu hikaye. İbret alınması gereken, ders çıkarılması gereken bir anlatımı var bence de. Rahmetli anneniz ne kadar aydın bir insanmış ki sizlere bu denli eğitici, ders alınması gereken hikayeleri anlatmış. Mekanı cennet olsun. Öyle analara çok ,ihtiyacımız var.
SilAğaçlarla ilgili ibretlik öyküleri çok seviyorum.
YanıtlaSilNe güzeldi. Ders alabilene.
Her öykünün bir sonucu vardır. Söylediğiniz gibi "ders alabilene".
Silçok ilginç ve anlamlı bir hikayeymiş..ilk defa burda gördüm..elinize sağlık..
YanıtlaSilEvet benim de dikkatimi çekti. Yayınlayayım dedim. Teşekkür ederim.
SilKısadan hisse... Çocuklarımla birlikte bu güzel hikayeyi işlemek üzere not aldım. Saygılar Hüseyin Bey.
YanıtlaSilMesleğine gönül vermiş, düşünebilen, sorgulayabilen genç kuşaklar yetiştiren siz değerli öğretmenime çalışmalarınızda başarılar diler sayılar sunarım.
SilMerhabalar Hüseyin Hocam.
YanıtlaSilPaylaştığınız bu güzel hikayeden çok dersler çıkarılabilir. On yılda gelinecek bir seviyeye iki ay gibi bir kısa sürede gelirsen; amaca ulaşamazsın, istenilen verimi alamazsın. Çağdaş ve medeni ülkelerin uzun bir süreç sonrası elde ettikleri seviyeyi, sen iki aylık bir zaman diliminde elde edersen, bir zamanların uygulanan hızlandırılmış modellerine dönersin. Bazı alanlarda medeni ülkelerle aynı seviyedeyiz, ancak insanlarımız aynı seviyede değil. Gelişirken bazı şeyleri çok hızlı yakalıyoruz ama, insan gelişiminde aynı paralelliği yakalayamıyoruz.
"Hızlı giden tez yorulur" böyle bir de atasözümüz var. Paylaştığınız hikaye, bu atasözümüzü de çok doğrular niteliktedir. Buna benzer daha çok örnekler verebiliriz.
Bu güzel paylaşımınızdan dolayı, kaleminize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim. Selam ve dualarımla.
Değerli yorumunuza çok teşekkür ederim Recep Bey.
YanıtlaSilSaygılar selamlar.