31 Ekim 2017 Salı

UMUTLA

Siz, o, ben ve biz yani hepimiz
bir şeyler diktik, ektik
yeşertmeye çalıştık umutla
bugünün ve yarının yüreklerine
çocuklara umut olsun
çiçekler solmasın
bahçeler kurumasın diye...
Bozkırın ortasında
ormanların gölgesinde
rüzgârın sesinde
dağ havasının vazgeçilmezliğinde
çölün gizeminde
suyun serinliğinde
ve toprağın doğurganlığında aradık yaşamayı
özgürlüğü…
Kimimizin adı Ahmet’ti kimimizin Albert, kimimizin Hekim…
Ama hep vardık
ve hep olacağız bir yerlerde…
Günbatımının renklerini kuşanmış bulutları seyredeceğiz yaylalarda
rüzgârları köpüklü dalgalara dönüştüren baş döndürücü ormanın kıyısında
soluk renkli yılkı atlarının özgürlüğe koşuşlarını 
belki biraz yağmur
ve arada biraz dolu çarpacak yüzümüze...
Ve sonra
renksiz bir şafakta ısınmak için
atlar misali ayaklarımızı yere vururken
buzla kaplı bir sırtta
dik bir vadinin hemen kıyısında
ufka doğru uzayıp giden
karın örttüğü gri tarlaları
ya da buz kesmiş nehirleri seyrediyor olacağız daima…