15 Temmuz 2018 Pazar

YER ALMANYA, TARİH 16 EKİM 2016



Dünyada öncelik insanlığını bilmek, insanca yaşamaktır. Doğruluk, dürüstlük, hak ve adalet, eşitlik, diğerini ötelememek gibi ilkelere bağlılık insanlığın bir gereğidir.
Lakin işin özü bu olması gerekirken, bencilliğin, ahlaksızlığın, üçkağıtçılığın tavan yaptığı durumlarla karşılaşmak insanım diyenlerin vicdanını sızlatıyor.
Benzerlerine sıklıkla ülkemizde de rastladığımız tehdit, tecavüz, ahlaksızlık olaylarına çeşitli ülkelerde de rastlamak şaşırtıcı olmuyor.
Lanetliyoruz,
Allah belanızı versin diyoruz,
Vicdanı ve ahlakı olan bunları yapmaz, siz nasıl bir ailede yetiştiniz, nasıl bir ortamda eğitim aldınız, sizin ananız bacınız, eşiniz, çocuğunuz yok mu diyoruz.
Toplumca tepki veriyoruz lakin yaşananların önüne bir türlü geçilemiyor.
İnsan hem kendine saygı duymalı, hem de diğerine.
Hastalıkların en belalısı başkalarına saygı duymamaktır.
Başkalarına saygı duymayanlar, hayata akıllarıyla bağlanamayan insanlardır.
Montaigne der ki "Doğru yol uğrunda kendimi ateşe atabilirim; ama elden gelirse başkalarını yanmaktan korurum."
......
"Yer Almanya,
Tarih 16 Ekim 2016
Almanya'nın güneyindeki Freiburg kentinde tıp okuyan 19 yaşındaki Üniversite öğrencisi Maria Ladenburger bir öğrenci partisinden ayrıldıktan kısa bir süre  sonra saldırıya uğrar, tecavüz edilir, Dreisam Nehri'ne atılır, genç kız boğularak can verir.
Alman polisinin çalışması sonrasında olayın detayları ortaya çıkar.
Olay yeri yakınında bulunan Maria'ya ait bir şal üzerinden alınan örneklerde 17 yaşındaki Afgan mültecinin DNA'sına rastlanır.
Güvenlik kamerası görüntüleri sayesinde şüpheliye ulaşılır.
Afgan mülteci tek başına geldiği Almanya'da yaşı küçük olduğundan Alman bir ailenin yanına verilmiştir.
Öldürülen genç kızın mülteci merkezinde gönüllü olarak çalıştığı ve mültecilere yardım etmek için çabaladığı olayın ayrıntılarında verilmekte."
Ortadoğu ülkelerinden, Afganistan'dan, Pakistan'dan, Afrika ülkelerinden yaşadıkları toprakları bir şekilde terk edip; yolda karşılaşacakları çeşitli zorlukları, ve ölümleri göze alarak Avrupa ülkelerine göç eden, mülteci konumunda olan bu insanlar gittikleri ülkelerde de bildiklerinden şaşmamakta direniyor olmalılar ki bu durumun yaşanılmasına neden oluyorlar.

Bir de utanmadan kendilerine yardım etmek için çırpınanlara karşı yapıyorlar bunları.
Tarihe bakıldığında, Ortadoğu'da, Afganistan'da, Afrika ülkelerinde insanların birbirleriye sürekli bir çatışma içinde oldukları görülür.
IŞID'ın Suriye ve Irak topraklarında yaptıkları orta yerde durmakta.
Yaptıkları insanlık adına bir şey yok.
Lakin tehdit, öldürme, tecavüz, ahlaksızlık diz boyu.
Zorda kaldıklarında kaçıp sığındıkları yer Avrupa ülkeleri.
Demek ki orada da rahat durmuyorlar.
İnsan olmanın gereği diğerinin haklarına saygılı olmaktan geçer.
Bir insan kendi amacı için diğerine ihanet etmemeli, akıl ve vicdanı ile hareket etmeli; ahlaklı, dürüst, doğru, insan haklarına saygılı olmalıdır.
Bu yaşananlar bir kabus değilse ya nedir?
Genç bir kız saldırıya uğruyor, tecavüz ediliyor ve öldürülüyor.
Ülkemizde son aylarda yaşanan saldırı, tecavüz ve öldürmeler de insanın vicdanını sızlatıyor.
Suçu işleyenler ve hastalıklı hücreler hak etikleri cezayı almalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder