18 Temmuz 2017 Salı

KABAK İLE KAVAK AĞACI



Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş. 
Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. 
Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş bir hızla büyümüş 
ve neredeyse kavak ağacı ile aynı boya gelmiş. 
Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa;
-Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?
-On yılda, demiş kavak.
-On yılda mı? Diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.
-Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!
-Doğru, demiş kavak. 
Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında 
kabak üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye,
soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış.
Sormuş endişeyle kavağa:
-Neler oluyor bana ağaç?
-Ölüyorsun, demiş kavak.
-Niçin? 
-Benim on yılda geldiğim yere, iki ayda gelmeye çalıştığın için.

10 yorum:

  1. Çok severim bu hikayeyi, rahmetli annem sıksık anlatırdı. Gerçekten çok anlamlı, ibretli bir hikaye. Kaleminize sağlık hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet gerçekten anlamlı bir hikaye. İnternette bir paylaşımda dikkatimi çekti bu hikaye. İbret alınması gereken, ders çıkarılması gereken bir anlatımı var bence de. Rahmetli anneniz ne kadar aydın bir insanmış ki sizlere bu denli eğitici, ders alınması gereken hikayeleri anlatmış. Mekanı cennet olsun. Öyle analara çok ,ihtiyacımız var.

      Sil
  2. Ağaçlarla ilgili ibretlik öyküleri çok seviyorum.
    Ne güzeldi. Ders alabilene.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her öykünün bir sonucu vardır. Söylediğiniz gibi "ders alabilene".

      Sil
  3. çok ilginç ve anlamlı bir hikayeymiş..ilk defa burda gördüm..elinize sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet benim de dikkatimi çekti. Yayınlayayım dedim. Teşekkür ederim.

      Sil
  4. Kısadan hisse... Çocuklarımla birlikte bu güzel hikayeyi işlemek üzere not aldım. Saygılar Hüseyin Bey.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mesleğine gönül vermiş, düşünebilen, sorgulayabilen genç kuşaklar yetiştiren siz değerli öğretmenime çalışmalarınızda başarılar diler sayılar sunarım.

      Sil
  5. Merhabalar Hüseyin Hocam.
    Paylaştığınız bu güzel hikayeden çok dersler çıkarılabilir. On yılda gelinecek bir seviyeye iki ay gibi bir kısa sürede gelirsen; amaca ulaşamazsın, istenilen verimi alamazsın. Çağdaş ve medeni ülkelerin uzun bir süreç sonrası elde ettikleri seviyeyi, sen iki aylık bir zaman diliminde elde edersen, bir zamanların uygulanan hızlandırılmış modellerine dönersin. Bazı alanlarda medeni ülkelerle aynı seviyedeyiz, ancak insanlarımız aynı seviyede değil. Gelişirken bazı şeyleri çok hızlı yakalıyoruz ama, insan gelişiminde aynı paralelliği yakalayamıyoruz.

    "Hızlı giden tez yorulur" böyle bir de atasözümüz var. Paylaştığınız hikaye, bu atasözümüzü de çok doğrular niteliktedir. Buna benzer daha çok örnekler verebiliriz.

    Bu güzel paylaşımınızdan dolayı, kaleminize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim. Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  6. Değerli yorumunuza çok teşekkür ederim Recep Bey.
    Saygılar selamlar.

    YanıtlaSil