31 Ağustos 2023 Perşembe

SORUNSUZ YAŞAM İÇİN

 

Bizler belki daha yoksul, fakat daha sorunsuz bir yaşamın içinden bugüne geldik.

Bugün, hem yaşama dair hem de geleceğe dair, sorunsuz bir yaşam için arayış var.

İnsanlar genelde bencildir. 

Kibirlidir. 

Üstün gelme dürtüsü beyinlerde yer etmiştir.

Onlarca senedir gündemde hiç düşmeyen davranışlardan biride diğerini sorgulamak, yargılamak konusunda kendine düşen sorumluluğu görmezden gelenlerin çokluğudur. 

Tek bildikleri, bilmedikleri konuda bilgiçlik taslayıp ahkam kesmektir.

Bir insanı yargılama konusunda acele etmeden, düşündüğünü de söylemekten kaçınmamalı elbette. 

Lakin, demokrasi anlayışını, insan haklarını ilke edinip yapmalıdır.


KUYTULARDA


 

Kuytularda ellerinde tespih, dudakları arasında okkalısından sigara etrafa umursamaz gözlerle bakanlar, yürüyenler, kahve köşelerinde akşamı getirenler, vitrinlerin neon ışıklarını seyredenler, yere dökülen sözcükler...

Her ne olursa olsun, sokaklar başlı başına bir öyküdür.

Hava bunaltıyor, herkes ya balkonunda, ya da sokaklarda kuytularda dakikalar saate dönüşürken...

En ucuz şey zaman artık.

Oturup beklerken de, ağaç gölgesi ararken de, televizyonda günün haberlerini izlerken de bir türlü geçmiyor zaman...

Gün içinde tek tek seslerin ayırt edilemediği bir uğultu etrafı sarar bazen. Ellerinde çantalar, bavullar, poşetler, kirli soluk ya da renkli torbalarla akan bir nehir gibi insan seli oluşur ana caddelerde.

Zaman hızlanır o anda. İnsanlar koşuşturur gün boyu. Telaş bu bitmek bitmez bir türlü.

Kan ter içinde, yorgun, usanmış, çileli, alınlarında biriken teri elleriyle yok etmeye çalışırken bazen ayakları birbirine dolanır ağır yükü çekerken.

Yaşamı hiçe sayan hoyrat bir bakış etrafı kolaçan eder .

16 Ağustos 2023 Çarşamba

İNSAN DOĞASI


 

Gurur sözünün halk arasında sıkça kullanıldığını herkes bilir. Lakin, hiç bir kimse bu sözü kendisine yakıştırmak istemez. Bir bakıma görmezden gelir.

Gurur kimine göre "yaygın bir kusurdur".

Günlük yaşamımızda gördüğümüz onca şeyden sonra şuna inandım ki, gerçekten çok yaygın.

İnsan doğası gereği gurura eğilimli.

Şu ya da bu, gerçek veya hayali bir özellik nedeniyle, kendisinden memnuniyet duymayan insan sayısı azdır.

Bir de "gösteriş" vardır.

Gurur ile gösteriş arasında fark olmasına rağmen, sıklıkla aynı anlamda kullanılır.

Gurur, kendimiz ile ilgili görüşümüzün bir yansımasıdır.

Gösteriş ise, hakkımızda başkalarının ne düşünmesini istediğimizdir.

Gurur çoğu zaman insanlar arasında dayanışmaya değil, aksine uzaklaşmaya neden olur.

Geleceği yaşamak bugünün sorunudur.

Gelecek, zaman yolculuğunda her an yeniden güncellenir.

O nedenle gururu bir kenara bırakmak gerektiğine inanıyorum.

 

KENDİN OL YETER


 

Benim için ayırım kıstasları

iyiliktir

dürüstlüktür

saygılı olmaktır

çıkar peşinde koşamamaktır

kısacası insan olabilmektir.

Saygısızlığı

kötülüğü

çıkarını düşünen, diğerini öteleyen insanlarla asla yolum kesişmez.

Böyle düşünen bir sürü insan olduğunu düşünüyorum.

Bir insan karanlıkta değil,

aydınlıkta,

sakin ama derin bir nefes almalı.

Çünkü, bir insan yolundan saptığında

özünden uzaklaşğında karanlığın içinde yol alıyor demektir.

Diğerinin rotasına girmemiz için

karanlık insanlar karşımıza çıkabilir

bizi doğru yolumuzdan saptırmak isteyebilir.

Eğer bunu anlayabiliyorsak kendimizle yüzleşmek

öz yolumuza dönmek zor değildir.

Başkalarının seçimlerinden etkilenmeye gerek yok

kendin ol yeter.

9 Ağustos 2023 Çarşamba

YAKLAŞMAMAK


 

Ben ne diyorsam doğrudur seçeneği kabul edilecek bir seçenek değildir.

Karşıdakinin söylediği yaşamın gerçeklerine ters de olsa, söylemine saygı duyarsın.

Yani ötelemeden, kırıp dökmeden.

Söylediklerini dinledikten sonra, doğru olanı ona anlatır, zihnine yerleştirmesine yardımcı olursun.

Bu her zaman gerçekleşmese de geri adım atmadan doğru olanı anlatmaya devam edersin.

Yine de anlamaz kendi düşüncesinde devam ederse o zihniyetten uzaklaşır yaklaşmazsın.

Sonunda da en doğru seçeneği bulursun.

Yaklaşmamak.

Bu bağlamda,

Yaşam kulvarında yürünen yol haritasına bakıldığında,

yeryüzünün tüm coğrafyalarında,

birilerinin çalıp çırptığını, sırtımızdan rant elde ettiğini, alın terimizden, canımızdan beslendiğini, çaresizliğe, yoksunluğa dönüp bakmadıklarını görmek zor değil.

Lakin, biz her daim olması gereken insan olacağız. Zor ve meşakkatli yaşam koşullarında yaşasak da.

Huyumuz suyumuz ne ise o.

İnsanların alacası olduğunu da bileceğiz.

İyisinin de kötüsünün de olduğunu.

Doğrusunun da eğrisinin de var olduğunu.

İyiyi seçenin yanı sıra kötüye kananın da varlığını, üç kuruşluk çıkarı için insanları kullananında olduğunu.

Yürünen yol haritasında, belki biraz yağmur arada bir dolu çarpacak yüzümüze.

 

ŞEHİRDE YAŞAM


 

Sabah ve akşamları işe gidişlerde ve iş çıkışlarında insan selinden oluşan bir ordu beklenmedik bir şekilde ana arterlere yayılıyor.

Her yer hınca hınç insan dolu.

Sükunet içinde yalnız kalacağınız bir yer bulmak çok zor.

Paranın geçim aracı olduğu bir dünyanın kurbanı olanlar, ikiyüzlü modernitenin kıskacında hastalıklı bir anlayışın tanıdığıdırlar artık.

Bir çok insan zamanlarını "serseri mayınlar" misali şehrin sokaklarını amaçsızca dolaşarak, çığırtkan sokak satıcılarının, simit ve piyango satıcılarının hareketlendirdiği meydanlarda ve parklarda geçiriyorlar.

Hoş artık parkların yerini üç tarafı açık cafeler almış durumda ya.

Kalabalığı kendine çeken kimi yerlerde, birbirine dolanmış gölgesine sığınılan ağaçların dallarına konmuş, gizemli kuşlar görünür bazen.

Martılar, kırlangıçlar denizin ritüelini anlatırlar çığlıklarıyla uzaklarda

İstanbul öyle kalabalık ki, evsizler parkları, köprü altlarını, seyyar satıcılar üst geçitleri ve caddeleri ele geçirmişler.

Sabahın serinliğinde yürüyüşe çıkanların karşısına, banklarda sabahlayanların varlığı çıkar. Semt pazarlarında pazarın dağılmasına yakın sebze meyve toplayanlar, çöpleri karıştıran kağıt toplayıcıları, yardım toplayanlar dikkati çeker.

Varoşlarda zor durumda varlığını sürdürmeye çalışanların yapacakları başka bir şey de yok.

Bir şekilde hayatta kalmak zorundalar.

Devasa kentin getirdiği sorunlar insanın insana saygısını yok etmiş.

Ve İstanbul'un sorunları devam ediyor.

Dramlar, acılar devam ediyor.

Sessiz bir çığlık sanki yaşananlar.

3 Ağustos 2023 Perşembe

YARGILAMA BENİ



 




Bilgiye ve aklın övünçlü

ifadelerine karşı

minnetle

ve saygıyla

dolu olan

uygar insan,

Bana neden

kızdın deme

seni bu raddeye

ne getirdi diye sor.

şüncenin ve bilginin

geleceğe umutla

bakmak için önemli

bir araç olduğunu

bilmelisin.

Asla takılmayacağım

şeylere

şimdi dönüp dönüp

bakıyorsam

bana içinde ne birikti diye sor.

Ve tüm dünyada

yaşananlar karşısında

olan biteni,

anlatmaya çalışırken

sesim yükseliyorsa

kaç kere sustun

diye sor,

yargılama beni.

Ben kendimce,

kimseyi ötelemeden

Doğru bildiklerimi

her daim yazdım,

söyledim.

Yazmaya da

devam edeceğim.

Ve şunu unutmamak lazım,

şüncelerini

ifade etmek,

geleceğe umutla bağlanmak

insanın özgürlüğüdür.