İletişim teknolojisinin gelişmesi, dünyanın dört bir
yanında bulunan insanlarla, diğer yandan ülkemizin en ücra köşesinde bulunan
insanlar arasında iletişimi artırması elbette olumlu bir gelişmedir.
Lakin, esas sorgulanması gereken şey, acaba insanlar
arasında doğru bir iletişim kurulabiliyor mu?
Gazete sayfalarına, televizyon ekranlarına, bilgisayar
ekranlarına, akıllı telefonlara, bu bağlamda sosyal medyaya düşen haberleri
izliyor, yapılan yorumları okuyoruz.
Öyle bir noktadayız ki, ülkemizde ve dünyada yaşanan
olaylara yapılan yorumlara baktığımızda, herkes kendisinin doğru başkalarının
yanlış düşündüğü kısır döngüden, garabetten kurtulamıyor.
Söyledikleri ve düşündükleri yanlışta olsa,
"dediğim dedik çaldığım düdük" sevdasından vazgeçmiyor.
Burnu havalarda.
Yaşanan olayların
Yazılıp çizilenlerin
Yapılan yorumların
İleri sürülen düşüncelerin doğru olup olmadığını
sorgulamadan, araştırıp gerçeği öğrenme gereğini duymadan balıklama atlıyoruz.
Sonrası gelsin yalan yanlış haberler
Ötekileştirmeler
Hakarete varan sözler.
İnsan düşünüyor, toplum bu duruma nasıl geldi?
Bunun mutlaka sosyolojik bir açıklaması olmalı.
Farklı düşüncede olanlar birbirlerini anlamak yerine
"hadi ordan" demeyi seçiyor.
İnsan zaman zaman geri çekilip izlemeli hem toplum
yaşamını, hem de kendi yakın çevresini.
Çünkü, yaşam bizi er geç sınar.
Söylediklerimiz, sustuklarımız ve yaptıklarımızla.
Anadolu'da bir deyim vardır, "burnunda kıl
aldırmamak" diye.
Egosu, kibiri ve bencilliği yaptıklarının önüne
geçenlerin bu ülkeye bir faydası yoktur.
Gerçeği kabul etmeyen, kendi düşüncesinde direnip
hatalı karar verenlerin yaptıkları bir işe yaramaz.
Diğer yandan ne dinlemeyi ne de anlamayı seçenek olarak görmüyoruz.
Dinlemeyi ve anlamayı çoktan unuttuk.
Sosyal medya yazılı ve görsel basını çoktan bertaraf
etmiş durumda.
Tüm dünyada bu böyle.
Teknolojinin önüne geçmek de olanaksız.
Ki zaten buna gerek de yoktur.
Her yetişkinin elinde ve hatta çocukların elinde akıllı
telefonlar ve tabletler var.
Sabah kalktığımız da yaptığımız ilk iş, sosyal medyaya
göz atmak oluyor genelde.
Özellikle Facebook, Twitter gibi alanlarda yazılanların
bir kısmı insanı şaşkına çeviriyor.
Yazılanlara doğru bildiğimizi yazdığımızda
"bırakın anlamayı dinlemeyi ya okkalı bir küfürle, hakaretle
karşılaşıyorsunuz ya da engelleniyorsunuz."
Fuzuli'nin dediği gibi, "söz söylemek irfan ister,
anlamak insan."