Dışarıda Haziran sıcağı...Aniden bastıran yağmur damlaları...
Gece mi gündüz mü belli değil...
Yakın yada uzak diyarlarda, yaşamak için korkunun kirli yüzünü yırtarak dolunaya karşı gülümseyen yüzler...
Bin yıllardan beri insan olmanın onuruyla varlar...
Özgürlüğün, var olmanın, insanca yaşamanın kökleri sadece toprakta değil, içimizdedir...
Ve onlar, geleceğimiz olan çocuklar...
Kimi zaman sevinen, kimi zaman hüzünlenen çocuklar...
Ellerinde kitaplar, yüreklerinde umut...
Çağdaş olmak, umutları korumak, insan sevgisiyle yoğrulmak...
Sevginin tomurcukları olan çocuklar, umutlarımız olan çocuklar...
Bir hiç uğruna yaşamını kaybeden bedenler...
Uzak coğrafyalarda, yanı başımızda demokrasi, özgürlük ve insanca yaşam uğruna direnen, ben de varım diyen çocuklar...
Bırakın ölmesinler...
Yaşasınlar...
İyi birer eğitim görsünler...
Afrika’da , Sudan'da, Nijerya'da, Somali'de, Mısır’da...
Asya'da, Irak’ta, Yemen'de, Suriye'de, Afganistan’da…
Her yerde...
Her coğrafyada...
Afrika kırsalında bir yerlerde açlıktan ölen çocuklar...
Bırakın gözleri çiçeklensin onların, umut olsun, tomurcuklansın...
Yakın ve uzak kıyılara o zaman ulaşır sevgi tomurcukları, bilindik maviliklere, yarınlara...
Onları tanımanızı isterim, konuştuklarını, gözlemlerini.
Ellerindeki kitapları, okudukları gazeteleri. Blgisayarlarını sonra.
Ve en önemlisi mizahlarını görmenizi, duymanızı isterim.
Hasretleri ağaçlardır onların.
Dağlardır, dalında salınan yeşil yapraklardır.
Barıştır gözlerinde parlayan.
İnsan haklarıdır, onurudur, insanca yaşamaktır arzuları.
Hiç kimsenin ötelenmediği bir dünyadır istedikleri. Sevdikleri; Tiyatrodur, Operadır, Sinemadır. Sonrasında kardeşliktir söylemleri. Benimsemedikleri şiddettir...
Soğuk ve karlı bir kış günü
Yada Haziran sıcağında
İnsanın yüreği kor olur yanardağ misali
Yüreği daralır
Tutunacak bir dal arar
Gözlerinde oluk oluk yaşlar boşanır
Hemde günlerce....
İnsan onuruna yakışan yaşamı
Sana soruyorum bankta tek başına dinlenen güvercin...