29 Haziran 2018 Cuma

GELECEĞİ ŞEKİLLENDİRMEK...


Özgürleşmenin, bağımsızlığın, ortaçağ karanlığından kurtulmanın erdemini yaşamalı ve önemini anlamalıyız. Bu erdemi bize yaşatan, cumhuriyet ile bizleri taçlandıran, emperyalizme geçit vermeyen Mustafa kemal ve arkadaşlarının mücadelesini anlamalı ve o mücadelenin önemini kavramalıyız.
Geleceği şekillendirmek bizlerin elinde.
Gençlerin, çocukların, aydınlık yüzlü insanların elinde.
Yaşam ve var olma mücadelesinde ne bir adım geri durmalıyız ne de emperyalizmin dişlileri arasında öğütülmeye razı olmalıyız.
Cumhuriyetimizin bizlere sunduğu insani yaşam koşullarını daha da ileriye götürmek, insanlara hak ettikleri değerleri kazandırmak ve geliştirmek için toplumun aydınlara, çağdaş düşünceyi benimsemiş siyasetçilere, yazarlara, çizerlere, yöneticilere ihtiyaç vardır.
Geleceğimizi şekillendirirken sağlam temellere ihtiyaç vardır.
Bunu başarmak için geçmişe, geçmişin mücadelelerine bakmak ve onlardan ders çıkarmak tüm kesimlerin görevi olmalıdır.
Mustafa Kemal’in önderliğinde işgalci güçlere karşı verilen amansız ve haklı mücadele iyi incelenmelidir.
Mustafa Kemal’in düşünceleri ve yapmak istedikleri iyi bilinmelidir.
Televizyon ekranlarında gördüğümüz söylemleri, gazete manşetlerinde okuduğumuz haberleri iyi kavramalıyız.
Doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü, erdemli ile erdemsizi, dönek ile liboşu, çıkarcıyı, satılmışı, yalancıyı, üçkâğıtçıyı ayırmasını bilmeliyiz.

27 Haziran 2018 Çarşamba

DEMOKRASİDE HERKES DÜŞÜNDÜĞÜNÜ SÖYLEMELİDİR:


Tarihsel süreç içinde demokrasinin gelişmesi günümüze kadar devam etmiştir. Halen demokrasiyi içselleştiremeyenlerin varlığı da devam etmektedir.
Demokrasi; eşitlik, saydamlık ve özgürlük gibi belli sayıda değerler üzerinde kurulu bir yönetim bütünüdür.
Demokrasi denince ilk akla gelen "farklı olma hakkıdır"..
Farklı olma, farklı düşünme ise özgürlüğün temel kuralıdır.
Bu bağlamda;
24 Haziran seçimleri sonrasında çeşitli platformlarda ve sosyal medyada eli kalem tutan herkes sonuçlar ve beklentileri konusunda açıklama yaptı.
Seçim sonuçlarını değerlendirdi.
Görüş ve düşüncelerini açıklayarak demokrasinin gereği olan düşünce özgürlüğünü kullandı.
Açıklanan görüşlere katılırsın ya da katılmaz karşı düşünceni yorum olarak belirtirsin.
Ama kırmadan, dökmeden...
Ahlak kurallarını, kişi özgürlüğünü ve onurunu zedelemeden...
Demokraside herkesin kendi düşüncesini açıklaması doğaldır..
...
Şahsen ben düşündüklerimi açıklarken yada düşündüklerini açıklayan hiç bir şahısa hakaret boyutunda söz söylemem.
Katılmadığım düşünceye karşı yorum yazar düşündüklerimi söylerim.
Tabi ki bu bir anlayış meselesi olduğu gibi, eğitim, saygı ve ahlak anlayışı meselesidir de...
Düşüncelerime kimsenin katılmasını, benimsemesini de isteyecek değilim..
Bu doğru da değil..
Lakin, 24 Haziran seçimleri sonrasında sayın Kılıçdaroğlu görevini bırakmalı yorumum nedeni ile şahsıma "git o zaman sen de şu, bu partiye oy ver" diyen zihniyete de müsaade edecek değilim.
O karakterde olan, her ne olursa olsun "odunum da odunum" yaklaşımında olan şahıslar ile de muhatap olmam..
Gitsin kendi bildiklerini kendi sosyal medya hesaplarında paylaşsın..
Düşüncelerini yazmak başka, "git o zaman sen de filanca partiye oy ver" demek başkadır..
Hiç kimsenin bir başkasının aklına ve tavsiyesine ihtiyacı yoktur.
Demokrasiyi hakaret ve küfür olarak,
Sosyal medyayı sallama tahtası olarak algılayan kafalar ile yan yana yürünmez...
Dediğim şudur "madem dokuz seçimde de başarısızsın o halde bırakacaksın, direnmeyeceksin"..
Benim düşüncem bu ve net.
Algılama yetersizliği olanlara da diyeceğim şey "gidin kafanıza göre takılın!"..

26 Haziran 2018 Salı

LAN HIDIR!


İşine genellikle bizim caddeden gider gelir. Paytak yürüyüşü ile o kalabalıkta dikkati çeker. Güler yüzlü, hoş sohbettir Hıdır.
Şu sıralar yoğun bir çalışma içinde.
Mensup oldukları oda seçimleri var.
Görünce seslendim.
-Lan Hıdır..
Sesin geldiği yere dönüp beni görünce gülümsedi.
-Buyur hocam adım budur.
-Söyle bakalım bu aralar seni en çok meşgul eden nedir?
Durup  düşündü, başını kaşıdı..
-hımmm...
-Ne "hımmmı" hıdır ?
Şaşırmıştım bir an. Kendi kendime dedim Hıdırı meşgul eden bu "hımmm" da nedir?
-Ya hocam bizim odanın seçimleri var...
-Eeee ne olmuş seçim varsa?
-Yok bir şey de bizim Haso var ya
-Var ne olmuş Hasoya
-Her seçimde kaybeder, bir türlü kazanamaz...
-Eeee...
-Eeee si şu hocam adama hala diyor beni seçin. Bizde diyoruz seni millet istemiyor adaylıktan çekil...
-Çekilmiyor mu?
-Yok hocam çekilmediği gibi birde bana oy verin bana oy verin diye goca göbeği ile bağırıp duruyor her gün...
-Lan hıdır, işin zor vesselam...
-Doğru dersin hocam Hasonun kafayla hareket edersek işimiz çok zor...
Başını öne eğdi, kalabalık arasında paytak yürüyüşüne devam etti..
Arkasından seslendim...
-Lan Hıdır iyi akşamlar...
Dönüp gülümsedi...
-İyi akşamlar hocam...

13 Haziran 2018 Çarşamba

O BİR KADIN


O bir kadın,
deniz kıyısında kumsalda
yoksulluğun yaşandığı tüm coğrafyalarda
sakın boğulayım deme
yaşamın hay huyunda,
tiranların elinde,
tüm zorluklara rağmen
tüm yaşanmışlıklara rağmen unutma;
öteden beri gelen uygarlığın tek güvencesi sensin
iyiliği taşıyorsun bağrında.


3 Haziran 2018 Pazar

NASIL BİRİ OLACAĞINI SEN SEÇECEKSİN


Deseler ki üst üste koyup biriktirdiğin ne varsa unutacaksın. Nasıl biri olacağını sen seçeceksin. Lakin unutmak kolay olan bir şey değil. İnsan yaşadıklarını unutabilir mi eğer Alzheimer hastası değilse. 
Unutmak  mümkün mü? 
Elbette değil.
Her yürümek istediğinde ayak bileğine dolanan, her düşündüğünde seni boğan acıları söküp atabilir misin?
Ya yaşanmakta olanları ...
Vicdanını poşete koyanların çoğalmakta olduğu bir toplumda yaşıyoruz.
Sosyal medyayı takip ettiğimizde hayata dair ne varsa görüp öğreniyoruz.
İnternet sitelerinde yayınlanan haberlerin altına yapılan yorumların kalitesizliğini, bilgisizliğini, dingilliğini ve dahi dangalaklığını gördükçe toplumun içinde bulunduğu durumu da.
Adam olmak şöyle dursun, daha beter bir cehalet ortamına doğru gidiyoruz.
Bir toplumda adalet , o toplumun geleceği için olmazsa olmazlardandır.
Adaletin olmadığı, vicdanın olmadığı yerde insan hak ve özgürlükleri bağlamında huzurlu bir hayat sürmek zordur.
Eğer bir toplumda, vicdanın, adalet duygusunun, insanlık anlayışının, ötekileştirmeme anlayışının, topluma saygı ve toplumu kucaklama anlayışının erozyona uğraması söz konusu ise nasıl biri olacağını sen  seçeceksin.