21 Mayıs 2020 Perşembe

ONLARIN GÖZÜNDE




İnsan büyüdükçe, deneyim kazandıkça hayatını kolaylaştıracak birikim ve deneyimleri öğreniyor...
Bazen bu birikim ve deneyimler de işe yaramıyor...
An geliyor bir başkasının gölgesinde kendisine yer bulmaya çalışıyor...
Bilgi ve deneyimi olmadan bir diğerini ötelemekten çekinmiyor..
Kısacası vicdanını poşete koyup çöpe atıyor...
Sanıyor ki zihninin bir köşesinde bunu yaparsa vicdanını rahatlatmış olacak...
Eskiden insanların gerçek yüzünü ve karakterini öğrenmek bu kadar kolay değildi...
İnsan beyni bilgisayar teknolojisini keşfetti...
Akıllı telefonları keşfetti...
Geliştirdi...
İnsanların sosyal medyada yazıp çizmeye başlamaları hız kazandı...
Kimi kendi düşüncesini yazıp çizdi...
Kimisi de bir başkasının yazdıklarını benimsedi...
Ve...
İşte tam da bunun sonucunda insanların gerçek yüzünü öğrenmek daha da kolaylaştı...
***
İnsanlarla her gün farklı Cafe ve Avm'lerde oturup takılmayı değil de , evde kitap okuyup bir şeyler öğrenmeyi tercih etmek "asosyal"...
Boş  muhabbetlerine gereksiz kahkahayı atmayınca sıkıcı...
Ciddi şeyler konuşmaya başlamak depresif olarak algılanmaya başlandı...
Onların gözünde...
***
Evimizde yüz çevirdiğimiz şeyleri dışarıda bir yerde yerken, fotoğrafını paylaşınca beğeni alıyoruz...
Hayata dair iki satır cümleyi söylediğimizde boş gözlerle seyrediliyoruz...
Kısacası gülmek normal...
Durulmak, sakin durmak, sessiz kalmak kötü...
***
İnsanlar...
Hayat...
Böyle işte...
Ucuz...
***
Belki bunu kabulleneceğiz bir gün...
Gelişen ve değişen dünyada...
Fakat o çemberin içine girmek yok...
Bizim gibiler de var...
Denk geleceğiz bir yerlerde...
Umutlu olacağız o yüzden...
İnsan umutsuzluğa kapılmamalı...
Her daim umut vardır...
Kendini bir bulutun içine sıkıştırmamalı...
***
Seni diğerlerinden farksız yapmaya olanca gücü ile çalışan bir dünyada kendin kalabilmek için savaşmalısın...
Ve bu savaş yaşamın boyunca devam etmeli...


12 Mayıs 2020 Salı

COVİD-19




Hava açık ve oldukça sıcak bugün. 
Cadde ve sokaklarda yoğun bir kalabalık var. 
65 yaş üstü, 20 yaş altı insanlar ve dahi çocuk arabasında çocuğunu caddeye çıkaranlar...
Dün açılan avm önünde oluşan kuyruklar...
Yalnız hakkını vermek lazım, herkesin maskesi (çok azında yok, onlarda sanırım maske takmayı sindiremeyen kesim) var...
Var da, sosyal mesafe kuralı hiçe sayılıyor...
Dükkanların, iş yerlerinin önüne atılan sandalyelerde yan yana sohbetler de cabası...
Eee, neyi nasıl anlatırsın bu insanlara...
Virüs nedeni ile işini kaybeden on binlerce emekçi, kapanan iş yerleri, işçi çıkaran kuruluşlar, devletin vereceği işsizlik ödeneği ile evine ekmek götürmeye çalışanlar...
Yahu kardeşim, dışarı çıkmış serseri mayın gibi dolanıyorsun, insaf et yahu evinde kal...
Binlerce insan yaşamını kaybetti, binlercesi hastanelerde yoğun bakımda hayatta kalma mücadelesi veriyor...
Bana bir şey olmaz düşüncesinden vazgeç...
İş yerleri kapanmasın, hayat normale dönsün, insanlar işsiz kalmasın...
Sabret, bilim çevrelerinin açıklamalarına riayet et...
Ki yarın sen yada çevrende bir başkası virüs kapmasın...


6 Mayıs 2020 Çarşamba

BIRAKACAĞIN AYAK İZİNDEN VAZGEÇME

Çoktandır sabahları sıkıntılı, uzun  bir yolculuktan dönmüş gibi yorgun uyanıyorum...
Yorgunluk tüm bedenimin her zerresine hücre hücre yayılıyor...
Tüm insanlığın başına bela olan salgınla baş edebilmenin mücadelesi devam ederken...
Bir yandan salgına yenik düşen insanlar diğer yandan geride bıraktıklarının acıları gündemimizde düşmüyor...
Çekilen acılar, sıkıntılar, yok olan hayatlar, işsizlik...
Umutsuz ve çaresiz gidenin arkasında dökülen gözyaşları...
Hiç bir mutluluk kolay gelmiyor...
Kolay kolay gülmüyor insanın yüzü...
***
Üzerinde önemle durulması gereken bir başka konu...
Mücadele edilmesi gereken bir kavram...
Cehalet.
Cehalet derin bir insan hastalığıdır...
Geleceğe güvenle bakmak için üstesinden gelmek zorundayız...
Toplumdaki cehaleti ortadan kaldırmadan toplumu aydınlatmak çok zor...
Herkesin üzerinde hemfikir olduğu şey cehaletle mücadelenin yolunun eğitimden geçtiğidir...
Okumak ve öğrenmek...
Yüzyıllarca insan yaşamını etkileyen olayları öğrenmenin tek bir yolu var...
Cehalet ile mücadelede başarılı olmak...
***
Bütün yaşamını "beni beğenecekler mi?"
"Beni seviyor mu?"
"Rahatsız eder miyim?" kaygısı üzerine kuruyorsan, bil ki sonun hüsran...
Bir küçük serzeniş, sıradan bir tenkit yada kadirbilmezlik, acılar pahasına kurduğun o "mükemmel kale"yi yerle bir edebilir...
Ve sen bu durumda...
Ölüm ilanını kaleme alacağına azat et kendini...
Seni, sen diye kabul edip sevecekleri sev...
Eleştir ki onun için "özel biri" olabilesin...
Kendini, kendine beğendir herkesten önce...
Yaptıklarını kimseye beğendirmek zorunda değilsin...
Bil ki herkes kendi doğru bildiği yoldan gider...
Önce kendin ol...
Bırakacağın ayak izinden vazgeçme...
Bu dünyada ne yaparsan yap...
Çalış çabala...
Çıkarına dokunduğun an kimseye yaranamazsın...
Yol haritanda yaşayacağın zorlukları, acıları göze al...
***
Dostoyevski'nin dediği gibi...
"Büyük insanlar şu dünyada büyük acılar çekmek zorundadırlar..."