29 Ağustos 2021 Pazar

SÖZ SÖYLEMEK İRFAN İSTER, ANLAMAK İNSAN


 

İletişim teknolojisinin gelişmesi, dünyanın dört bir yanında bulunan insanlarla, diğer yandan ülkemizin en ücra köşesinde bulunan insanlar arasında iletişimi artırması elbette olumlu bir gelişmedir.

Lakin, esas sorgulanması gereken şey, acaba insanlar arasında doğru bir iletişim kurulabiliyor mu?

Gazete sayfalarına, televizyon ekranlarına, bilgisayar ekranlarına, akıllı telefonlara, bu bağlamda sosyal medyaya düşen haberleri izliyor, yapılan yorumları okuyoruz.

Öyle bir noktadayız ki, ülkemizde ve dünyada yaşanan olaylara yapılan yorumlara baktığımızda, herkes kendisinin doğru başkalarının yanlış düşündüğü kısır döngüden, garabetten kurtulamıyor.

Söyledikleri ve düşündükleri yanlışta olsa, "dediğim dedik çaldığım düdük" sevdasından vazgeçmiyor.

Burnu havalarda.

Yaşanan olayların

Yazılıp çizilenlerin

Yapılan yorumların

İleri sürülen düşüncelerin doğru olup olmadığını sorgulamadan, araştırıp gerçeği öğrenme gereğini duymadan balıklama atlıyoruz.

Sonrası gelsin yalan yanlış haberler

Ötekileştirmeler

Hakarete varan sözler.

İnsan düşünüyor, toplum bu duruma nasıl geldi?

Bunun mutlaka sosyolojik bir açıklaması olmalı.

Farklı düşüncede olanlar birbirlerini anlamak yerine "hadi ordan" demeyi seçiyor.

İnsan zaman zaman geri çekilip izlemeli hem toplum yaşamını, hem de kendi yakın çevresini.

Çünkü, yaşam bizi er geç sınar.

Söylediklerimiz, sustuklarımız ve yaptıklarımızla.

Anadolu'da bir deyim vardır, "burnunda kıl aldırmamak" diye.

Egosu, kibiri ve bencilliği yaptıklarının önüne geçenlerin bu ülkeye bir faydası yoktur.

Gerçeği kabul etmeyen, kendi düşüncesinde direnip hatalı karar verenlerin yaptıkları bir işe yaramaz.

Diğer yandan ne dinlemeyi ne de anlamayı  seçenek olarak görmüyoruz.

Dinlemeyi ve anlamayı çoktan unuttuk.

Sosyal medya yazılı ve görsel basını çoktan bertaraf etmiş durumda.

Tüm dünyada bu böyle.

Teknolojinin önüne geçmek de olanaksız.

Ki zaten buna gerek de yoktur.

Her yetişkinin elinde ve hatta çocukların elinde akıllı telefonlar ve tabletler var.

Sabah kalktığımız da yaptığımız ilk iş, sosyal medyaya göz atmak oluyor genelde.

Özellikle Facebook, Twitter gibi alanlarda yazılanların bir kısmı insanı şaşkına çeviriyor.

Yazılanlara doğru bildiğimizi yazdığımızda "bırakın anlamayı dinlemeyi ya okkalı bir küfürle, hakaretle karşılaşıyorsunuz ya da engelleniyorsunuz."

Fuzuli'nin dediği gibi, "söz söylemek irfan ister, anlamak insan."

 

4 yorum:

  1. Merhabalar Hüseyin Hocam.
    Yazınızı okudum. Çok yerinde ve doğru yazmışsınız. Kaleminize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Sosyal medya platformlarında bu tür paylaşımlara ne katılıyorum, ne de fikir ve görüşlerimi paylaşıyorum. Çünkü Fuzuli'den paylaştığınız söz gibi; söz söylemek irfan, anlamak ise insan istiyor.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Bey,
      Doğru dersin.
      gereksiz paylaşım ve yorumlara ben de yorum yapmam.
      Lakin, karşına çıkıyor bazen.
      Okuyup acı acı gülüyor insan.
      Bu tür gereksizliklerin kimseye faydası yok zaten.
      Dile getirmek de bir insanlık borcu.
      Çünkü,
      Geleceğimiz olan çocuklarımız bizden daha
      huzurlu bir ortamda büyüsün, yaşamını idame ettirsin diyedir gayretlerimiz.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  2. Fuzuli ne güzel demiş;" Bile den bile etkilenir hale geldik." Duyduklarımız, gördüklerimiz, tanık olduklarımız hafıza dağarcığımıza iyice yüklendi. İnsanlara güvenimizi kaybettik, çekiniyoruz, muhatap olmak istemiyoruz.
    Sadece söz söylemek değil, anlamakta da zorlanıyoruz. Belki bir süre sonra göçler nedeniyle iyice iletişim sıkıntısı yaşayacağız. Diziler, filmler, çocukların bilgisayar oyunları daha sıkı bir denetim bekliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Makbule Hocam,
      Yazdıklarınızı çoğu insan birebir yaşıyor, görüyor, gözlemliyor.
      Geçenlerde bir yazımda şunu demiştim "sokakta, caddede kimsenin yüzüne bakamaz olduk. Her an 'neden bakıyorsun' karşı çıkışı ile karşılaşacağımız düşünür olduk. Bu bağlamda, başımızı öne eğip yolumuza gidiyoruz."
      Kısacası, insan düşünüyor.
      Hayatımın hiç bir evresinde dezenformasyona böylesine maruz kalmamıştım.
      Haber doğruysa fotoğraf yanlış, fotoğraf doğruysa haber yanlış genellikle.
      Üstelik yalan haberlerin bir kısmı insanlar arasında gereksiz polemiği artıracak nitelikte.
      Kısacası bazen, sosyal medya mutsuzluk nedeni olabiliyor.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil