İzmir'den bir görünüm.
İzmir Kordon Boyu şiirlere,
şarkılara konu oldu. Kordon Boyu, günün her saatinde cıvıl cıvıl, capcanlıdır.
Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği rekreasyon düzenlemesi ile İzmir Körfezi’nin rengi maviye döndü.
Su kuşları da gelmeye başladı.
Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği rekreasyon düzenlemesi ile İzmir Körfezi’nin rengi maviye döndü.
Su kuşları da gelmeye başladı.
1976 yılında ilk defa
gireceğim üniversite sınavları için çok uzaklardan; ilçemden bir akşamüzeri bindiğim
yolcu otobüsü ile ertesi gün öğleden sonra İzmir’e varmıştım.
Denizden gelen o pis koku karşılamıştı beni.
Körfeze yaklaşılmıyordu.
Denizden gelen o pis koku karşılamıştı beni.
Körfeze yaklaşılmıyordu.
O yıllarda Orta Anadolu’nun
verimsiz ve bir tek ağaca muhtaç bozkırından; bozkıra has çalı ve dikenlerden;
sıvaları dökülmüş kerpiç evlerinden; kısacası bozkırın kavurucu ya da aman
vermeyen soğuğundan başka bir yer görmemiştim.
Tek gördüğüm bizler için
vazgeçilmez olduğunu düşündüğüm ilçemdi.
İzmir o yıllarda da
şimdiki gibi olmasa da benim için devasa bir şehirdi.
Eski otobüs garajının bulunduğu Basmane’de eski ve çok katlı bir otele yerleştim.
Otelin merdivenlerinde yıpranmaya yüz tutmuş, yer yer uçları sökülmüş kırmızı halının kenarlarına ayak ucuyla basarak ve ses çıkarmadan odama çıkmıştım.
Kapının kilidinde dönen anahtarın çıkardığı metalik ses sessizliği bozmuştu.
Otelin merdivenlerinde yıpranmaya yüz tutmuş, yer yer uçları sökülmüş kırmızı halının kenarlarına ayak ucuyla basarak ve ses çıkarmadan odama çıkmıştım.
Kapının kilidinde dönen anahtarın çıkardığı metalik ses sessizliği bozmuştu.
Tek kişilik odada kirli
bir battaniye, sarımtrak rengiyle çarşaf, kapanmayan çekmecesiyle eski bir masa
vardı.
Umursamadım bile.
Ya da gördüğüm görüntü uykusuz ve yorgun bedenimi pek de etkilememişti mi acaba?
Veya gördüklerimi sabah uyanınca mı görmüştüm bilinmez.
Aradan uzun yıllar geçti.
Ya da gördüğüm görüntü uykusuz ve yorgun bedenimi pek de etkilememişti mi acaba?
Veya gördüklerimi sabah uyanınca mı görmüştüm bilinmez.
Aradan uzun yıllar geçti.
Sabahın ilk ışıklarıyla
uyandığımda otobüs yolculuğunun beni oldukça etkilediğini ağrıyan vücudumun
sızısıyla öğrenmiştim.
Sokağa çıktığımda etrafta
bulunan lokantaların o yıllarda çıkardıkları çorbanın kokusu etrafa yayılmıştı.
Mercimek çorbası, bir
bardak sıcak çay ve sonrası sınavın yapılacağı Göztepe’de ki okul.
O yıl girdiğim sınav
sonucu öğretmen yetiştiren Eğitim Enstitüsüne kayıt yaptırmış; soluğu Enstitü'nün olduğu şehirde almıştım.
Ne İzmir ne de Enstitü'nün bulunduğu şehir beni
kendisine benzetemedi.
Ben hep o bozkırın çocuğu
olarak kaldım.
Kordon Boyu’nun güzelliği
karşısında bozkırın sözü bile edilmese de; bizler Anadolu bozkırlarının özgür
yaşamına alışmış insanlarız.
Hocam, İzmir'li olanlar çok seviyorlar, yere göğe sığdıramıyorlar:)
YanıtlaSilAma ben de bozkırları hiçbir şeye değişmem, kızkardeşim çok güler hatta böyle söylediğimde, ilk kez bir de sizi gördüm bozkır seven:))
acaba önceki yaşamımda Rus filan mıydım diyorum?:))hani steplerde yaşaya yaşaya:)))o kadar ki, trene binerdik (İstanbul'dan Ankara'ya)bozkırlar başlayınca hava bambaşka olurdu, İstanbul'da deniz havasında ben asla mutlu olmadım,illa Ankara'nın havası:)bozkırın havası bir başka oluyor, sıcağı başka oluyor mesela İstanbul'da yapış yapış pis bir yaz sıcağı vardır, Ankara'da öyle değildir ne de 35 derece sıcakta terlemez insan..
Haklısın Müjde hanım. Bozkırın yeri ve yaşanası havası, doğası çok farklı.
SilBen misal...
İki aydır İstanbul'dayım, havasına bir türlü alışamadım...
İstanbul'a ilk geldiğimde sürekli ter vardı bende...
Bir ara (Ekim ayı) Ankara'ya gittim. Kaldığım sürede ne ter ne de başka bir şey...
Tekrar buraya geldim yine ter...
Kaldığımız yerden devam ediyoruz....
İstanbul'un havası sağlıklı değil...
Bozkırın havasını asla tutmaz...
Bozkırında bir güzelliği var hatta çöl`ün bile ama ben su severim:) İzmirin çok kötü yapılanmasına rağmen hala güzel olması ise şaşırtır beni.
YanıtlaSilİzmir'i ben de severim...
SilHem insanlarını hem Kordon Boyu'nu..
Hala çocukları var orada...
Gürçeşme ve Buca'dalar...
Gerçi Aydın'da da kaldım ben bir kaç yıl...
Aydın'da kalırken sık gelirdim İzmir'e...
Gerçekten İzmir farklı bir şehir...
Aydınlık bir şehir...
Bu duyguları yetmişli yıllarda bende yaşamıştım Hüseyin hocam, ama benimkisi sadece gezmekten ibaretti, kordonun o dalgalı kaldırımlarını arşınlarken kokuyu hissetmedim çoğu zaman, benimkisi yeni şehri keşfetmenin gizeminden olsa gerek sadece gözlerimle hissediyordum her şeyi, ama bizim bozkırların tadı hiç bir yerde yoktur bu konuda haklısın..
YanıtlaSilÖğretmenler gününüzü kutlar hayat boyu başarılar dilerim..
Selamlar sevgiler.
Sanırım o yıllarda S.O.S veren İzmir Körfezi daha sonraki yıllarda daha da dayanılmaz bir hal aldı..
SilBüyükşehir Belediye'sinin rekreasyon çalışmaları sonucu temzilendi..
Vatandaş rahat bir nefes aldı...
En son Menemen'e sanırım 1997 yılıydı araba almaya gittiğimde Menemen minübüsünde o kokuyu duyumsamıştım...
2004 yılında gittiğimdeyse artık o kokudan eser kalmamıştı...
Kordon Boyu'da asıl işlevine kavuşmuş cıvıl cıvıldı..
Lakin yine de Bozkır'ın yeri bir başkadır...
Öğretmenler günü dileğin için çok teşekkür ediyorum...
Ben de size ve ailenize mutluluklar diliyorum...
Sırtına şehirleşmiş beton yığınlarını alıp önünde kokmuş Körfez'le Kordon'da gezmeyi Bozkır'a tercih etmiyor malesef çoğu kişi.
YanıtlaSilHaklısın...
Sil