Ülkemiz gündemi 7 Haziran seçimlerine odaklanmış
durumda. Partiler seçim beyannamelerini açıklayadursunlar, işsizlik ve
dolardaki önlenemeyen kur artışı hız kesmiyor. Dünya gündemi ise içler acısı.
Bir yandan Suriye ve Yemen savaşları, Irak'ta devam eden kaos ortamı, uzun
yıllardır sükunete bir türlü kavuşmayan Afgan halkının yaşadığı dram. Ve
diğerleri.
Kapitalist zihniyetin boyunduruğu altına almak
istediği dünya halkları ve ekonomisi. Ülkelerin yer altı ve yer üstü enerji
kaynakları ve enerji koridorlarını yönetme arzusu. Silah tüccarlarının
durdurulamayan para kazanma hırsı. Yoksulun daha yoksul, zenginin daha zengin
olduğu bir ekonomik düzen.
Son günlerde Akdeniz göçmen faciaları ile gündemde. Denizin ortasında yaşananlar ise büyük bir
trajedi.
12 Nisan 2015: Akdeniz'de kaçak göçmen gemisi battı;
400 göçmenin öldüğü düşünülüyor.
16 Nisan 2015 : Akdeniz'de kaçak göçmen sandalı
battı en az; 41kişi boğularak öldü, 4 kişi kurtuldu.
20 Nisan 2015 : Akdeniz'de 700'e yakın göçmen
taşıyan tekne battı. 28 kişi kurtarıldı. Ölü sayısı bilinmiyor. 700 göçmeni 20 metrelik balıkçı teknesine bindirenlerin, teknenin
göçmenleri taşıyamayacağını bilmelerine rağmen yola çıkarmaları ölümcül bir
trajedi değil de nedir?
20 Nisan 2015 : Akdeniz'de 700 göçmenin öldüğü
kazanın ardından bir şok daha. Yaklaşık 300 kişinin içinde bulunduğu göçmen
teknesi battı. Olayda ilk belirlemelere
göre 20 kişi hayatını kaybetti.
Ne yazık ki benzer haberler hafızalarda yer etmeye devam ediyor.
Afrika'nın
bir yandan yoksulluk ile diğer yandan iç savaşlarla yorulan halkı bahar
geldiğinde umuda yolculuğa başlar. Bulundukları toprakları terk etmekte
bulurlar çareyi. Tek amaçları vardır artık. Avrupa kıtasına çıkmak. Bu amaçla
kendilerini Akdeniz'den Avrupa kıtasına götürecek teknelere çoluk çocuk
binerler. Varını yoğunu satıp dolara çevirirler. İnsan tacirlerine teslim
ederler. İnsan tacirleri acımasızdır. Bilirler ki bu yolculuk yasal değildir.
Yolcular kaçak göçmenlerdir. Bu bağlamda bu tacirlerin sahtekârlıkları da başlar.
İnsan hayatı onlar için ucuzdur. Umuda yolculuk yapanlardan aldıkları dolarlar
onlar için daha önemlidir. Alacakları dolar onlar için önemli olmasa tekneye
ağırlığına dayanamayacağı kadar insanı neden alsınlar?
Teknelerine olması gerektiği kadar değil, aldığı
kadar insanı üst üste istif ederler. Ağırlığa dayanamayan tekne alabora olur.
Dram o anda başlar. Çığlıklar yeri göğü inletir. Kucağındaki çocuğunu kurtarmak
için çırpınan annenin çabaları boşunadır. Kader ağlarını örmüştür. Afrikalının
kaderidir bu gemi ambarlarında üst üste yolculuk etmek.
Bir zamanlar Afrika'dan Amerika kıtasına gemi
ambarlarında üst üste köle olarak götürüldüler. Çoğu bu yolculukta Amerika
kıtasını göremedi. Bir daha Afrika'da yaşadıkları toprakları da. Okyanus suları
onlara mezar oldu. Şimdilerde Akdeniz'in mavi suları onlara mezar olmaya devam
ediyor.
Bir başka deyimle Akdeniz; Sudan, Somali, Nijerya,
Yemen, Irak, Suriye, Afganistan, Pakistan, Ruanda ve benzeri ülkelerdeki kaos
ve çatışmalardan kaçarak Avrupa'da yeni yaşam kurmayı amaçlayan insanların
mezarlığına döndü.
Afrika'nın yoksul insanları daha iyi bir yaşam
umuduyla çıktıkları zorlu yolculukta Avrupa Birliği (AB) ülkelerini tercih ediyor.
AB İtalya'ya yardım etmediği için; AB destekli Mare
Nostrum (Bizim denizimiz) adlı arama kurtarma misyonu Kasım ayında
bitirilmişti. Afrika'nın enerji kaynaklarından vazgeçmeyenler, insanını
kurtarmak için ne yapıyor? Olan umuda yolculuk yapan kaçak göçmenlere
oluyor. Umutlar Akdeniz mezarlığında son buluyor.
Merhabalar.
YanıtlaSilBu tür trajedik olaylar karşısında hemen empati yapar ve kendimi bu olayların kahramanlarının yerine kor ve öyle düşünürüm. Bizim sonumuzun nasıl olacağı henüz belli değil, ama ben eninde sonunda kendimizi böyle trajedik olayların içerisinde bulacağımız günlerin çok uzakta olmadığına inanıyorum. Kanmak ve doymak bilmeyen hırslarının kurbanı olmuş, emperyalist ve zalim ülkelere DUR! diyecek aklı başında merhametli ve vicdanlı biri yok maalesef.
Göçmen faciaları ile ilgili her haberi okuduğum da ya da dinlediğim de ne kadar üzüldüğümü anlatamam. Bu faciaların yaşanmasına ve bu kadar masum insanların hayatlarını kaybetmesine sebep olanları şiddetle kınıyor ve onları Cenab-ı Hakk'a havale ediyorum.
İnsanın insana saygısı olmadığı sürece , paylaştığınız bu göçmen faciası ne bir ilk ne de bir son olacaktır. Kıyamete kadar, hep bu tür facia haberlerini duymaya devam edeceğiz.
Cenab-ı Allah, insanlığın ve zulme uğramış insanların yar ve yardımcısı olsun inşAllah!
Selam ve dualarımla.
Değerli Recep Bey, yorumunuza katılmamak elde değil. Umarım bir gün dünya daha yaşanabilir bir hale gelir. Bu olması gereken bir durum. Yoksa dediğiniz gibi acılar yaşanmaya devam eder. Saygılar.
SilMerhaba Hüseyin Bey,
YanıtlaSilİçler acısı durumu gayet güzel açıklamışsınız. Bize de "iç çekmek" kalıyor.. Cahil kalan toplumların sefaletini hâlâ göremeyenler, yarın aynı sonla karşılaşmaya hazır olsunlar. Saygılar
" Cahil kalan toplumların sefaletini hâlâ göremeyenler, yarın aynı sonla karşılaşmaya hazır olsunlar." düşünceniz üzerinde düşünülmesi gereken bir saptama. Bunun ayırdında olan toplumlar zaten AB ülkelerine muhtaç olmaz. Saygılar.
SilTelevizyonda her izlediğimde, gazetelerde okuduğumda öyle çok şey düşünürüm ki. Ellerindeki son parayı teslim edip umut satın almışlardır. Eşi, çocukları, bazen kucakta bebeler, hayatında hiç denize girmemiş, yüzme bilmeyen insanlar... Ve acımasızca onları aldatan, teknelere dolduran vicdansız insanlar...
YanıtlaSilTam bir insanlık dramı ve tepkisiz insanlık...
Fakirin, fukaranın, garip gurebanın yaşadıklarını kendine dert edinen, sorumluluk hisseden insanlar zaten bu acıyı içinde duyumsuyor. Acımasızca, çarklarda yoksulu öğütmeye çalışanların ise kılı kıpırdamıyor. Mutlaka bir gün zalimler verdikleri acının içinde boğulacaklardır. Saygılar.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilGülsen Hocam, yorumunuzu okumuştum. Lakin, o ara Ankara'da olduğum için, dönüş sonrasında ise ağır bir grip rahatsızlığı nedeni ile pek bloğlara ve yorumlara bakamamış cevap verememiştim. Yazdığınız yorum için teşekkür ederim. Bu arada anneler gününüzü kutlar sağlık ve mutluluklar dilerim.
SilHüseyin bey, bu zavallı insanlara kimse yardım edemez, sanmıyorum. :( Filler tepişir çimenler ezilir, şu anda Yemen'e de başladılar hem de misket bombasıyla bombalıyorlarmış, ABD ve her zamanki yardakçılarında zerre insanlık yok. Bunlar paraya, petrole tapıyorlar, o ölen zavallılalara da seviniyorlardır. Global Research sitesi dün yazmış biz de maşa olarak Suriye'ye girmeye hazırlanıyormuşuz! Yakında kokusu çıkar. Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete...Türkiye'nin sonu pek kötü olacak gibi.....
YanıtlaSilselamlar, saygılar
not: Bağımsız Yazar arkadaşımız sinirden, üzüntüden morali bozulup bloğunu silmiş kapatmış.
"bağımsız Yazar" arkadaşın bloğunu kapatmasına üzüldüm. Yazıları ufkumuzu açıyordu kimi konularda. Araştırmacı bir özelliği vardı . Tabii ki karar kendisinin. Hayırlısı ne ise o olsun artık. İlgili açıklamasını yazınızın altında okudum. Yukarıdaki yorumunuz bir gerçeğin altını bir kez daha çizmekte. Lakin ülkemizin bir başka ülke ile sorun yaşaması toplumun benimseyeceği bir durum değildir. Mustafa Kemal'in de dediği gibi "Savaş mecbur olmadıkça bir cinayettir." Selam ve saygılar.
SilHüseyin hocam,Müjde hanımın blogunda beni sormuşsunuz ama ismim buradada geçmiş :) Değerli yorumunuz için çok teşekkür ediyorum.Orada da belirtmiştim.Gerçekten biraz stres bozukluğu içerisine girdim.Evdeki sorunlar bi yana çevremizde yaşanan sorunlar bi yana bide siyaset yaptığınız zaman iyice kafanız allak bullak oluyor...Hepsni birden kaldıramıyorsunuz..Biraz rahatlamak amacıyla blogu tamamen sildim..Artık internete dahi girmeyeceğim diyodum..Ama insan duramyo,yaramaz çocuk gibiyiz:)) tekrar blogu açıcam ama bu biraz uzun sürebilir..kafamı iyice toparlamak istiyorum..bi türlü toparlamayamadım,toparlayabilirsem "siyasi konular"üzerinde bir e-kitap çıkarmayı düşünüyorum ve bunu ücretsiz olarak dağıtılmasını sağlıcam..
YanıtlaSilBu arada yazınıdaki durumda çok içler acısı bir durum.Son zamanlarda özelliklede batılı ülkelere yapılan göçler çok sayıda arttı.Bunu farkedebiliyoruz..Ülkelerde yaşanan iç savaşlar,kıtlıklar ve siyasi ve ekonomik baskılar insanların kendi yaşadıkları ülkelerinden göç etmelerine sebep oluyor..Galiba bunda batının rolü çok büyük..Batı ülkeleri az gelişmiş ülkeleri kendi hegemonyaları altına almaya çalışırken,ülkelerdeki siyasi çatışmayıda körükleyici rolde üstleniyor..Ayrımcılık sözkonusu..Batı kendilerine karşı kesimleri susturabilmek için ülkelerdeki diğer güç odaklarına kendi çıkarları için kullanıyor.Tabi olanda sivillere oluyor..Tüm bunların hespi birleşince siyasi ve ekonomik baskılarda artmış oluyor..İnsnalarda bu gibi nedenlerden dolayı daha iyi bir gelecek için kendi ülkelerini terk etmek zorunda kalıyorlar..Elinize sağlık bu konuyu dile getirdiğiniz için..selam ve saygılar sunuyorum..
Sizin gibi yaşanan gelişmeleri gerçekçi bir şekilde analiz eden bir yazarın internetten, dünya bağlamında yaşanan olaylardan (yurt içi ve yurt dışı) uzak durması olanaklı değildir. Yazmak bir tutkudur. Çoğumuzun benzeri stresi yaşadığı gerçeği vakidir. Bir ara Müjde Hanım benzeri şekilde bloğunu silmiş, yazdığı onca yazıyı da silmişti. Artık deyim yerindeyse çiçek, böcek türü yazılar yazarım diyordu. Lakin yapamadı. Yine yazmaya devam ediyor. Dediğim gibi yazmak bir tutkudur. Misal ben, aylardır doğru düzgün tek satır yazı yazamadım. Bu zaten bloğumda da bellidir. İnsanın yaşadığı stres, rahatsızlıklar, çeşitli sorunlarla baş etme çabası vs. derken eli kalem tutmuyor. Çok ağır bir gripal rahatsızlık geçirdim. Etkisi hala devam ediyor. Sağ kolumda müthiş bir ağrı var devam eden. Antibiyotik tedavisi artık cevap vermiyor. İşi oluruna bıraktım. İşte napacaksın. Yaşam bu. Zorlukları ve stresi attığınızda açacağınız bloğu bilmek isterim. e-kitap projenizi gerçekleştirmenizi isterim. Selam ve saygılarımla.
Sil