Daha özgür, daha eşitlikçi, daha adil, daha güvenli
ve yaşam standardı daha yüksek bir toplumda sorunlar; demokrasiyi, insan
haklarını, kadın erkek eşitliğini içselleştirememiş toplumlara göre daha azdır.
Hiç kuşkusuz çağdaş uygar düşüncenin, dünyaya
bakışın, yaşamı kucaklamanın, yaşama tutkuyla bağlı olmanın, sevgi ve saygının
sorunları azaltmada ki rolü küçümsenemez.
Toplum acı çekiyor. Karanlığın, acımasızlığın,
hoyratlığın, tehdit ve yasakların, kadınları katletmenin, haksızlıkların,
kötülüklerin kol gezdiği bir ortamda toplum acı çekiyor.
Bu bağlamda "acı" insanın "emeğidir".
İnsan acıyı kendisi "bal" eyler. Şairin dediği
gibi "acıyı
bal eyledik". Bunu yaparken
elbette acıyı "diğeri" kendisine
uygun görür.
Yaşamın imbiğinden süzülüp gelen çok farklı acı
vardır.
En onmazı diğerinin bireye yaptıkları sonucu yaşanan
acıdır. Acı bu topraklarda yüzyıllarca "kutsanmıştır".
Acı her daim varlığını birey üzerinde hissettirmiştir. Birey acıyı yaşayarak
olgunlaşmıştır. Lakin acıyı ve acı
vermeyi terk etmemiştir.
Ülkemizde işlenen kadın cinayetlerine bakıldığında,
kadınların çektiği acıyı görmemek körlüktür. aymazlıktır, acımasızlıktır,
vicdansızlıktır.
Münevver Karabulut, Ayşe Paşalı, Özgecan Aslan,
Değer Deniz ve daha niceleri katledilen kadınlardır. Bu dört isim "kadın cinayetlerini"
konuşulur hale getirmiştir.
Münevver Karabulut "varlık yokluk"
bağlamında, Değer Deniz "tek başına yaşıyor"
olması bağlamında katledilmişlerdir.
Özgecan "üniversite"den evine
gitmek için bindiği hiç tanımadığı minibüs şoförü tarafından acımasızca ve
hunharca katledilmiştir.
2015 yılının 11 ayında 249 kadın katledilmiş.
Yaşanan 249 acı. Yakınlarının, sevdiklerinin, oğullarının, kızlarının, ana ve
babalarının unutamayacağı 249 can.
Ayrıca 112 kadına tecavüz edilmiş. 157 kadın fuhşa
zorlanmış, 319 kadın yaralanmış, 179 kadın taciz edilmiş. Sadece Ekim 2015'de 25 kadın öldürülmüş.
Kadınlarımıza reva görülen bu olmamalı. Hangimiz bir
kadına muhtaç değiliz? Kadın bir toplumun bel kemiği, geleceğidir. Yarınlara
evladını yetiştirip büyüten kadındır. Sofrasına konacak bir tas çorbanın, bir
lokma ekmeğin temini için eşine yardımcı olan kadındır. Irgat olarak bağda,
bostanda, tarlada; işçi olarak fabrikada; temizlikçi olarak çeşitli iş
kollarında çalışan, evinin tüm işlerini yapan o dur.
Son günlerde yaşanan kadın cinayetlerine
bakıldığında olayın boyutunun ne denli büyük olduğu görülür.
13.11.2015: "Trabzon'un Sürmene ilçesinde Gökhan
ayar, ayrı yaşadığı eşi Nurten Ayar ile yanında gördüğü Mehmet Taşkara'yı parkta tabanca ile vurarak
öldürdü."
12.11.2015: "R.A. geçen yıl ekim ayında kuzeni Emre
B. ve 2 arkadaşıyla mantar toplamaya gitti. Emre B. arkadaşlarını farklı bir
bölgeye gönderip, R.A. ile yalnız kaldı. Emre B. iddiaya göre ağaçların
arasında zorla yere yatırdığı R.A.ya tecavüz etti. Kimseye anlatmaması için
tehdit etti. Geçen Nisan ayında R.A.nın teyzesinin kocası Ergün O. da Emre
B.den yaşananları öğrendi. Ergün O. yalnız kaldığı sırada R.A.nın evine girerek
küçük kıza tecavüz etti..."
12.11.205 : "Kocaeli
Darıca ilçesinde yaşayan Hazal Atmaca
boşanmak istediği eşi tarafından öldürüldü."
12.11.2015 : " Bursa'nın Orhangazi ilçesinde , Sonay
Demir sevgilisi tarafından öldürüldü."
12.11.2015 : "Manisa'nın Akhisar ilçesinde, Derya
Ülker ve babası İsmail Ülker sokak ortasında boşandığı eşi H.Ö.tarafından
öldürüldü."
11.11.2015 : "Sevgilisi Edda Sönmez'i darp eden oyuncu Saruhan Hünel'in 'seni döverken belimi incittim. Fıtık tedavisi oluyorum. Ağrılar
içindeyim' dediği iddia edildi."
06.11.2015 : "Küçükçekmece'de oturan Zeynep E. eşi
tarafından kaynar su ile yakıldı. Eşini
öldürmeye çalışan Yunus E. vücudunun büyük bölümünde yanıklar olan karısını 2 gün
evde hapsetti. Olay Zeynep E'nin bir şekilde babasına kısa mesaj atmasıyla
ortaya çıktı."
15.07.2015 : "İzmir'in Bayraklı ilçesi Osmangazi mahallesinde
Elif Konur yeni evli olduğu kocası Savaş Kocabaş tarafından defalarca
bıçaklanarak öldürüldü."
Verilen bu bir
kaç örnek olayın boyutlarını anlamak bakımından düşündürücü. Çeşitli
anlaşmazlıklar sonucu eşinden ayrılan, ayrı yaşayanlar ellerine aldığı cinayet
araçları ile acımasızca kadınları katletmektedir.
Kadınları
katledenlere verilen cezalar yeterli ve caydırıcı olmalıdır. Toplum bu konuda
eğitilmeli, farkındalık yaratılmalıdır. Her ne sebeple olursa olsun bir insanın
yaşamına bir diğeri son vermemelidir.
Yaşam kutsaldır.
Herkes hak ettiği yaşamı özgürce, sorunsuzca, ötekileştirilmeden, ayrımcılığa
uğramadan yaşamalıdır.
Merhabalar.
YanıtlaSilYaşamın kutsallığı en üst seviyede ve her yönüyle korunmalıdır. Cana kastetmenin cezası ağırlaştırılmalı ve verilen cezadan asla (iyi hal vs. gibi nedenlerden dolayı) indirilme yoluna gidilmemelidir. Hele bu suçlar af kapsamına asla alınmamalıdır.
Her türlü cinsel tacizlere (erişkin, çocuk, kız, erkek) yeltenenlere de aynı şekilde ceza verilmeli ve aynı kapsama alınmalıdır.
Kadın cinayetlerinde, öldürülen kadın karşı tarafı tahrik etmiş olsa bile, suçluya ceza verme işleminde bu gibi durumlar asla hafifletici sebep olarak değerlendirilmemelidir. Kadın kim bilir ne duruma geldi ki, gücü yetmediği için, o da karşı tarafı tahrik etmek zorunda kaldı.
Bunlardan en önemlisi ise, eğitim şart. Maalesef hala çok cahiliz. İnsanların eğitim seviyesi ne kadar yükseltilirse, bu tür cinayet ve taciz olayları da azalır diye düşünüyorum.
Kaleme aldığınız ve paylaştığınız bu yararlı ve duyarlı yazınız için, teşekkür ederim.
Selam ve dualarımla birlikte kadınlarımızın da ağız tadıyla yaşadığı bir hayat ve dünya dilerim.
Yorumunuz duyarlı bir aydının kaleminden çıkan gerçeklerdir. Elbette yazdığınız gerçekler dışında yazılması gerekenlerde vardır.
SilKadın konusu salt ülkemizde değil,
tüm İslam ve diğer dinlerin yayılım alanlarında da vardır.
İslamiyet eşitliği benimser.
Lakin, bu anlayışı anlamadıktan sonra yapacak şey yoktur.
Kadınlarımıza hak ettikleri değeri Mustafa Kemal Atatürk vermiştir.
Kadınlarımız bir kısım haklarını bu sayede almıştır.
Dolayısıyla Cumhuriyetin ilk yıllarında kadınlarımıza gereken değer verilmiştir.
Sonrasında gelinen nokta ortada.
Her okur yazar, her vicdan sahibi, her aklı başında düşünmesini bilen insan durumu görüyor zaten.
Verilen istatistikler oldukça ürkütücü.
Sadece Ekim 2015 de 25 kadın katledilmiş, onlarcası taciz edilmiş, onlarcasına eziyet edilmiştir.
Bunlar sadece basına yansıyanlardır.
Bir de basına yansımayanları düşünün.
Umutlarımız gittikçe azalıyor.
Cehenneme çevrilmek istenen dünyamızda
illa öldürecekler, kadınları, çocukları, savunmasız olanları, muhtaç olanları.
Dünya ateşleniyor.
Ölümler uykularımızı bölüyor.
Kadınlara yapılan zulümleri durduracak eğitim anlayışı olmalıdır.
Öldürülen kadınaın çocukları, sevdikleri, yakınları hasret öekmemeli o'na.
Acılarla,umarsızlıklarla
özlemlerle
geçen koca bir ömürde bunlar yaşanmamalı.
İnsanlar aralarına duvar örmemeli.
Demokratik ortamda
demokratik toplumda
kadın da erkek te hak ettiği şekilde özgürce yaşamalı.
Yorumunuz için teşekkür ediyorum.
Selam ve saygılarımla.