13 Kasım 2015 Cuma

ACI İNSANIN EMEĞİDİR

Daha özgür, daha eşitlikçi, daha adil, daha güvenli ve yaşam standardı daha yüksek bir toplumda sorunlar; demokrasiyi, insan haklarını, kadın erkek eşitliğini içselleştirememiş toplumlara göre daha azdır.
Hiç kuşkusuz çağdaş uygar düşüncenin, dünyaya bakışın, yaşamı kucaklamanın, yaşama tutkuyla bağlı olmanın, sevgi ve saygının sorunları azaltmada ki rolü küçümsenemez.
Toplum acı çekiyor. Karanlığın, acımasızlığın, hoyratlığın, tehdit ve yasakların, kadınları katletmenin, haksızlıkların, kötülüklerin kol gezdiği bir ortamda toplum acı çekiyor.
Bu bağlamda "acı" insanın "emeğidir". İnsan acıyı kendisi "bal" eyler. Şairin dediği gibi "acıyı bal eyledik".  Bunu yaparken elbette  acıyı "diğeri" kendisine uygun görür.
Yaşamın imbiğinden süzülüp gelen çok farklı acı vardır.


En onmazı diğerinin bireye yaptıkları sonucu yaşanan acıdır.  Acı bu topraklarda yüzyıllarca "kutsanmıştır". Acı her daim varlığını birey üzerinde hissettirmiştir. Birey acıyı yaşayarak olgunlaşmıştır. Lakin acıyı  ve acı vermeyi terk etmemiştir.

Ülkemizde işlenen kadın cinayetlerine bakıldığında, kadınların çektiği acıyı görmemek körlüktür. aymazlıktır, acımasızlıktır, vicdansızlıktır.
Münevver Karabulut, Ayşe Paşalı, Özgecan Aslan, Değer Deniz ve daha niceleri katledilen kadınlardır.  Bu dört isim "kadın cinayetlerini" konuşulur hale getirmiştir.
Münevver Karabulut "varlık yokluk" bağlamında, Değer Deniz "tek başına yaşıyor" olması bağlamında katledilmişlerdir.
Özgecan "üniversite"den evine gitmek için bindiği hiç tanımadığı minibüs şoförü tarafından acımasızca ve hunharca katledilmiştir.
2015 yılının 11 ayında 249 kadın katledilmiş. Yaşanan 249 acı. Yakınlarının, sevdiklerinin, oğullarının, kızlarının, ana ve babalarının unutamayacağı 249 can.
Ayrıca 112 kadına tecavüz edilmiş. 157 kadın fuhşa zorlanmış, 319 kadın yaralanmış, 179 kadın taciz edilmiş. Sadece Ekim 2015'de  25 kadın öldürülmüş.

Kadınlarımıza reva görülen bu olmamalı. Hangimiz bir kadına muhtaç değiliz? Kadın bir toplumun bel kemiği, geleceğidir. Yarınlara evladını yetiştirip büyüten kadındır. Sofrasına konacak bir tas çorbanın, bir lokma ekmeğin temini için eşine yardımcı olan kadındır. Irgat olarak bağda, bostanda, tarlada; işçi olarak fabrikada; temizlikçi olarak çeşitli iş kollarında çalışan, evinin tüm işlerini yapan o dur.
Son günlerde yaşanan kadın cinayetlerine bakıldığında olayın boyutunun ne denli büyük olduğu görülür.
13.11.2015: "Trabzon'un Sürmene ilçesinde Gökhan ayar, ayrı yaşadığı eşi Nurten Ayar ile yanında gördüğü  Mehmet Taşkara'yı parkta tabanca ile vurarak öldürdü."
12.11.2015"R.A. geçen yıl ekim ayında kuzeni Emre B. ve 2 arkadaşıyla mantar toplamaya gitti. Emre B. arkadaşlarını farklı bir bölgeye gönderip, R.A. ile yalnız kaldı. Emre B. iddiaya göre ağaçların arasında zorla yere yatırdığı R.A.ya tecavüz etti. Kimseye anlatmaması için tehdit etti. Geçen Nisan ayında R.A.nın teyzesinin kocası Ergün O. da Emre B.den yaşananları öğrendi. Ergün O. yalnız kaldığı sırada R.A.nın evine girerek küçük kıza tecavüz etti..."
12.11.205 : "Kocaeli Darıca  ilçesinde yaşayan Hazal Atmaca boşanmak istediği eşi tarafından öldürüldü."
12.11.2015 : " Bursa'nın Orhangazi ilçesinde , Sonay Demir sevgilisi tarafından öldürüldü."
12.11.2015 : "Manisa'nın Akhisar ilçesinde, Derya Ülker ve babası İsmail Ülker sokak ortasında boşandığı eşi H.Ö.tarafından öldürüldü."
11.11.2015 : "Sevgilisi Edda Sönmez'i  darp eden oyuncu  Saruhan Hünel'in  'seni döverken belimi incittim. Fıtık tedavisi oluyorum. Ağrılar içindeyim' dediği iddia edildi."
06.11.2015 : "Küçükçekmece'de oturan Zeynep E. eşi tarafından  kaynar su ile yakıldı. Eşini öldürmeye çalışan Yunus E. vücudunun büyük bölümünde yanıklar olan karısını 2 gün evde hapsetti. Olay Zeynep E'nin bir şekilde babasına kısa mesaj atmasıyla ortaya çıktı."
15.07.2015 :  "İzmir'in Bayraklı ilçesi Osmangazi mahallesinde Elif Konur yeni evli olduğu kocası Savaş Kocabaş tarafından defalarca bıçaklanarak öldürüldü."

Verilen bu bir kaç örnek  olayın boyutlarını anlamak bakımından düşündürücü. Çeşitli anlaşmazlıklar sonucu eşinden ayrılan, ayrı yaşayanlar ellerine aldığı cinayet araçları ile acımasızca kadınları katletmektedir.
Kadınları katledenlere verilen cezalar yeterli ve caydırıcı olmalıdır. Toplum bu konuda eğitilmeli, farkındalık yaratılmalıdır. Her ne sebeple olursa olsun bir insanın yaşamına bir diğeri son vermemelidir.
Yaşam kutsaldır. Herkes hak ettiği yaşamı özgürce, sorunsuzca, ötekileştirilmeden, ayrımcılığa uğramadan yaşamalıdır.

2 yorum:

  1. Merhabalar.

    Yaşamın kutsallığı en üst seviyede ve her yönüyle korunmalıdır. Cana kastetmenin cezası ağırlaştırılmalı ve verilen cezadan asla (iyi hal vs. gibi nedenlerden dolayı) indirilme yoluna gidilmemelidir. Hele bu suçlar af kapsamına asla alınmamalıdır.

    Her türlü cinsel tacizlere (erişkin, çocuk, kız, erkek) yeltenenlere de aynı şekilde ceza verilmeli ve aynı kapsama alınmalıdır.

    Kadın cinayetlerinde, öldürülen kadın karşı tarafı tahrik etmiş olsa bile, suçluya ceza verme işleminde bu gibi durumlar asla hafifletici sebep olarak değerlendirilmemelidir. Kadın kim bilir ne duruma geldi ki, gücü yetmediği için, o da karşı tarafı tahrik etmek zorunda kaldı.

    Bunlardan en önemlisi ise, eğitim şart. Maalesef hala çok cahiliz. İnsanların eğitim seviyesi ne kadar yükseltilirse, bu tür cinayet ve taciz olayları da azalır diye düşünüyorum.

    Kaleme aldığınız ve paylaştığınız bu yararlı ve duyarlı yazınız için, teşekkür ederim.
    Selam ve dualarımla birlikte kadınlarımızın da ağız tadıyla yaşadığı bir hayat ve dünya dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz duyarlı bir aydının kaleminden çıkan gerçeklerdir. Elbette yazdığınız gerçekler dışında yazılması gerekenlerde vardır.
      Kadın konusu salt ülkemizde değil,
      tüm İslam ve diğer dinlerin yayılım alanlarında da vardır.
      İslamiyet eşitliği benimser.
      Lakin, bu anlayışı anlamadıktan sonra yapacak şey yoktur.
      Kadınlarımıza hak ettikleri değeri Mustafa Kemal Atatürk vermiştir.
      Kadınlarımız bir kısım haklarını bu sayede almıştır.
      Dolayısıyla Cumhuriyetin ilk yıllarında kadınlarımıza gereken değer verilmiştir.
      Sonrasında gelinen nokta ortada.
      Her okur yazar, her vicdan sahibi, her aklı başında düşünmesini bilen insan durumu görüyor zaten.
      Verilen istatistikler oldukça ürkütücü.
      Sadece Ekim 2015 de 25 kadın katledilmiş, onlarcası taciz edilmiş, onlarcasına eziyet edilmiştir.
      Bunlar sadece basına yansıyanlardır.
      Bir de basına yansımayanları düşünün.
      Umutlarımız gittikçe azalıyor.
      Cehenneme çevrilmek istenen dünyamızda
      illa öldürecekler, kadınları, çocukları, savunmasız olanları, muhtaç olanları.
      Dünya ateşleniyor.
      Ölümler uykularımızı bölüyor.
      Kadınlara yapılan zulümleri durduracak eğitim anlayışı olmalıdır.
      Öldürülen kadınaın çocukları, sevdikleri, yakınları hasret öekmemeli o'na.
      Acılarla,umarsızlıklarla
      özlemlerle
      geçen koca bir ömürde bunlar yaşanmamalı.
      İnsanlar aralarına duvar örmemeli.
      Demokratik ortamda
      demokratik toplumda
      kadın da erkek te hak ettiği şekilde özgürce yaşamalı.
      Yorumunuz için teşekkür ediyorum.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil