Hayatı ve zamanı tüketircesine, anları
önemsizleştirircesine, insanlığın telaşla yaşaması, yaşama edilmiş en büyük ihanettir.
Geçmişin ve günün değerlerini hatırlamalı, karanlık bir labirentte kaybolup
gitmemeli insan.
Sahip olduğumuz mevkilere sonsuza kadar sahip olamayacağımıza göre, etrafımızdaki insanlara
saygıyı kaybetmemeli, o mevkileri velev ki bir gün kaybettiğimizde bizlere saygı gösterecek olanlar
karanlık labirentte kaybolup gitmeyen saygı gösterdiğimiz insanlar olacaktır.
Ahmet, Mehmet, Mustafa...
Hiç fark etmez, isimler her daim değişiyor, aslolan nedir peki?
Aslolan yapılması gerekeni, doğru bildiğimizi, insanlık için faydalı olanı, sen şusun busun yaklaşımını tarihin çöplüğüne atarak yapmaktır.
Çünkü, hayat aynı zamanda akıp gidiyor,
durduramazsın, aynı mekanda yada farklı mekanda, herkesin yaşamı farklı, gerçekleri, acıları, düşünce ve duyguları farklı.
Unutmamak gerekiyor ki, hayat, her
bedende farklı yaşanıyor, bunu değiştiremezsin, ve yine aslolan şey anlamsız kalabalığa kapılmadan yürüdüğün kulvarda yalpalamadan, nereye yürüdüğünü, neden yürüdüğünü hesaplayarak yürümektir .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder