15 Kasım 2021 Pazartesi

GERİYE KALAN


 

Yaşam iki yıl öncesi gibi değil artık. Pandemi insanların kabusu olmaya devam ediyor.

Tıpkı aç karnına sigaradan alnına bir nefesin, sonrasında bir yumruk gibi inecek ağırlığı gibi.

İnsanlık  bu durumda artık. Kendimiz dışında her şeyin peşinde koşmaya devam ediyoruz. Doğaya verdiğimiz geri dönülmesi zor tahribatlar sonucu açlık, hastalıklar, doğal afetler pandemiyle yarışıyor.

Başımı camdan uzatıp gökyüzüne bakıyorum bir süre. 

Uzaklarda bir kuş sürüsü kanat çırpıyor özgürce.

Kim bilir belki de gün geçtikçe yok olan yaşam alanlarına bakıyorlar kanat sesleri arasında. Belki de büyük bir keyif alıyorlardır kanat çırpmaktan.

Yol kenarlarında, kaldırımlarda akan insan seli.

Koşuşturuyorlar acele ile. Kendi dünyamızda kendimize yabancı, günlük yaşamın kıskacında savrulup duruyoruz.

Belli ki gün bitmeden işlerini tamamlamanın aceleciliği var üzerlerinde. Oysaki gün henüz daha yeni başlıyor.

Simitçiler tezgâhlarını çoktan açmışlar.

Açlığını bastırmanın en kolay ve ucuz yolu simit almak.

Simitçi tezgâhlarının etrafı hiç boş kalmıyor.

Eski ve yıpranmış giysilerle kaldırımlarda ilerleyenlerin çoğunun elinde birer simit var.

Sıcak çorba tüten lokantalar müşteri bekliyor.

Güneşin fazlaca etkili olmadığı bir kasım günü sokaklarda durum bu.

Duraklarda otobüs, minibüs bekleyen bir grup insan  hiç de eksik değil gün boyu.

Tarifsiz düşüncelere kapılıyorum.

Annelerinin elinden tutmuş çocukları düşünüyorum.

şündükçe, yaşananları gördükçe çocukların geleceğinin nasıl biçimleneceğini anlamak kolaylaşıyor.

2 yorum:

  1. Merhabalar.
    Teneffüs ettiğimiz havayı zehirliyoruz, ormanları yakıyoruz, denizlerimizi çöplük ve pislik yuvası yaptık. İşte dünyanın hali bu. Gelecek nesile yaşanılır bir alan değil, adeta bir çöp yığını ve pislik bırakıyoruz. Bu durumdan utanmamız lazım.

    Çocuklarımız sokaklarda oynayarak hayata hazırlanmaları gerekirken, dört duvar arsaında ellerinde cep telefonu, tablet vs. ile günlerini geçiriyorlar. Arkadaşlığı, dostluğu, kardeşliği öğrenmeden bir robot gibi yetişiyorlar.

    Gelecek nesilin işi zor. Bizler onlara bakarak çok iyi bir ortamda yetiştik ve büyüdük. Çocuklarımız bizler kadar şanslı değiller. Ben öyle görüyorum. Allah yardımcıları olsun.

    Geriye kalan manzarayı tasvir etmek o kadar zor ve acı ki, insanın ne gönlü, ne de vicdanı razı olmuyor. Ancak gerçek de budur. Gerçeklerden de kaçınılmıyor.
    Paylaşım için kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Bey,
      Yetişmekte olan gençlerimizin içinde bulundukları teknolojiye yenik düşen durumlarını çok güzel açıklamışsınız.
      Son iki sene de "pandemi" nedeni ile evlerin izbe köşelerine mahkum olan çocuklarımızın bu durumuna da ne yazık ki doğayı tahrip eden, pandemiyi serseri mayın gibi etrafa pervasızca yayanların suçudur.
      Selam ve saygılar

      Sil