Hayal
gücü, birilerinin yaşam mücadelesinde farkında olmadan yaşadığı algı
yanılsamasıdır desek yanılmış olur muyuz?
Herkes
hayal gücünden etkilenir.
Fakat
bazılarımız serseme döner.
Gerçeği
saklamak ve yalan söylemek kimi zaman yapılan bir bencillik olsa gerek.
Oysaki
adalet insanın içindedir.
Yeter
ki onu haksızlıkları gidermek için kullanalım.
Haksızlık
yapmak için değil.
Sormuşlar:
"De
bakalım Haso, ağa olursan ne yaparsın?"
Düşünmüş
Haso, kafasını kaşımış, gene düşünmüş ve sonunda:
"Soğanın
cücüğünü yerim demiş."
İnsanların
toprak kadar üretken olduğu ancak rüzgârın vurup yelin üfürdüğü, yağmurun damla
damla erittiği bir coğrafyayı düşünün.
İşte
böyle bir coğrafyada dağın kayalık yamacına yapışmış olan toprak evlerin
vadinin üretken toprağına bakışında ve akşamın alacakaranlığının kehribar rengi
ışığında sorulan soruları Haso duygularını gizlemeden telaşsızca böyle
cevaplıyor.
Haso’nun
ki hayal gücüne dayanan bir anlayıştı.
Çünkü
Haso’da biliyordu ki ağa olamazdı.
Dahası
ağalıkta acımasızlık vardı.
Haso
acımasızda olamazdı.
Haso’nun
yüreğinde istese de kimsenin el süremeyeceği kimsenin çiğneyemeyeceği bir
insanlık anlayışı vardı.
Hoş
Haso’nun aklı soğanın cücüğünden öte geçmiyor.
Ya
diğer Haso’ların aklı nereye kadar varıyor?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder