13 Ağustos 2024 Salı

GÜNÜN GETİRDİĞİ


 

Sabah erken kalkmak alışkanlıktı onun için.
Güneş henüz aydınlatmaya başladığında yeryüzünü, çevik bir hareketle fırlardı yatağından.
O sabah kalkmadı bir türlü.
Belki de kalkamadı.
Ağır bir yük vardı sanırsın onu hareketsiz kılan.
Geç de olsa kalktığında düşünceli görünüyordu. Yüzünde endişe, sıkıntı ve keder ifadesi vardı.
O ifadede açık seçik bir kaygının izleri hissediliyordu.
Zihninden geçenler serseri bir mayındı sanırsın. Yüreğinde bir kavga olduğu belliydi.
Bütün yüzünü, gözlerini acı bir gülümseme kaplıyordu.
Gözlerinde başlayan titreme dayanılması zor bir hal alıyor, tüm hücrelerine kısa zamanda yayılıyordu. Sert esen rüzgârın ritmine boyun eğen gri bulutlar gibi bulunduğu yerden uzaklaşmak istiyordu.
O sabah sıkıntıyı, kederi, acıyı duyumsadı yüreğinde. O sıkıntı, o keder ki, o acı ki ona ağırlık yapan, acı veren, üşüten, yüreğini burkandı.
Bir süre sonra ağır ağır kalktı.
İtina ile katladığı gömleğini alıp giydi.
İçinden üşütmeyeyim diye mırıldandı duyulur duyulmaz bir sesle.
Oysaki Ağustos güneşinin yakıcı sıcaklığı hissedilmeye başlamıştı.
Boğazının hafifçe yanması idi onu böyle söyleten. Tüm vücudu yanıyordu.
Adımlarını attıkça bir ton dayak yemişçesine yalpalıyordu.
Gözlerini ovuşturarak diğer odaya geçti.
Kitapları bıraktığı gibi dağınıktı.
Bilgisayarı açtı.
Kısa bir not yazdı.
Yüreği yağmur yüklü idi.
Yüzü solgundu, titremesi artmıştı.
Geri döndü.
Kendini külçe gibi yatağın üzerine bıraktı.

6 yorum:

  1. İnsanlar için o "son bölüm" yavaş yavaş gelse de bedende onarılmaz hasarlar bırakarak geliyor belki de Hüseyin Öğretmenim...
    "Kim bilir ne zaman, nasıl kaç yaşında..." demiş ünlü şair de.
    Yüreğinize, beyninize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle Makbule öğretmenim. Şu son aylarda olan bitenleri gördükçe ne bir satır yazı yazmak, ne de bir satır yazı okumak insanın içinden gelmiyor. Eskiyi özlüyor insan. Selam ve saygılar öğretmenim.

      Sil
  2. her şey öyle birbirine girdi ki insan neyi yazacağını bilemez oldu. Nereyi tutsak elimizde kalıyor. Çöküşün, kokuşmuşluğun, ahlakın, adaletin, hak hukukun yok sayıldığı bir zamanda, neyden bahsedeceksin, ne yazacaksın? Bilemiyoruz. Ben de ara ara girsem de bloğuma eskiden olduğu gibi uzun süre kalamıyorum. Tamamen de kopamıyorum. İşte öyle iki arada bir derede çırpınıyoruz...

    YanıtlaSil
  3. Merhabalar.
    Bizi bu hale getirenler utansın!
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Utanırlar mı sanmıyorum. Selam ve saygılar Recep bey.

      Sil