Çevremizde dostlarımız, güvendiğimiz insanlar var. Arkadaşlar, yakınlarımız, eşimiz, oğlumuz, kızımız var.
Benliğimizin derinliklerinde biriktirdiğimiz, sakladığımız garip bir yalnızlık, kabuğuna çekilme ve bu yalnızlığın çöreklendiği yüreğimiz var.
Kırılganlıklarımız, yıllar boyu değişmeyen yazgımız var.
Düne, bugüne dönüp bakıldığında çok şeyin var olduğunu, zamanla değiştiğini görürüz.
Lakin, tüm bunlara rağmen,
Nefes alırken göğsüne batan iğne, yutkunurken boğazına düğümlenen lokmalar, çekilen zorluklar, sıla özlemi.
Kısaca yaşamında her ne varsa bir gün hepsi geçecek.
Geride belki sadece ve sadece bir küçük sızı kalacak.
O da kalırsa kalanlarda.
Kimse senin nelerle başa çıkmaya çalıştığını, neleri başardığını, neleri başaramadığını, neler hissettiğini, sevinçlerini, korkularını bilemeyecek.
O nedenle,
Yol haritanda çizdiğin yolda dik yürü hep, dürüst ol, kimseye hiç bir şey için boyun eğme.
Kimse, kimsenin ne çektiğini bilemez. Evet biz dürüst olalım, kimseye hiçbir şey için boyun eğmeyelim. Güzel bir tavsiye. Minnet etmeyelim kimseye.
YanıtlaSilDoğru dersin Müjde kardeşim. Yaşamın yol haritasında kimse kimsenin ne çektiğini, acılarını, iyi günlerini, evine ekmek götürmekte çektiği sıkıntıları. Duygu ve düşüncelerini. Velhasıl nasıl yaşadığını kimse bilemez.
YanıtlaSilMinnet etmeden, el avuç açmadan yaşamak, ama dürüstçe yaşamak.
Selam ve saygılar.