Hangi
düşünce bir başkasının canını yakmayı maruz gösterebilir? Hangi düşünce ve
duygu başkasına eziyet etmekten haz duyabilir? Bir canı almak bu kadar kolay,
bu kadar sıradan olmamalı. Varsa bir suç ortaya çıkarılmalı, teşhir edilmeli,
lakin yok etmek niye? Başkasına evlat acısı yaşatan birinin evlat acısı ve
sevgisinin ne olduğunu bildiğini, vicdanında sorguladığını düşünmek mümkün
değildir. Bu insanların vicdanları sisle, pusla kaplanmıştır. Bunun başka bir
açıklaması olabilir mi?
Oğlu
Burhan’ı düşündü bir an. Huzuru seven biriydi. Toprağa bağlıydı. Hayvanları çok
severdi. Bir tek ağaç dalının kırılmasını istemezdi. Sade ve güven dolu bir
hayatı düşlüyordu. Geçmişini, köklerini seviyordu. Dedelerimiz, atalarımız
nasıl ki topraktan rızkını çıkarmışlarsa bizlerde başarmalıyız diyordu. Ne
yazık ki artık o bunları hiçbir zaman yapamayacaktı. Hoyrat ellerce dalından
koparılmıştı.
Toplumdan
ötelenmiş, toplumun dışına sürüklenmiş, toplumsal yaşama ayak uyduramayan,
yalnızlığı ve şiddeti benimsemiş; en kötü, en vahşi, en çıplak, en bilinen
yalnızlığa kendini mahkûm etmiş; bilinmeyene ruhunu teslim etmiş, geçmişine ve
çevresine yabancılaşmış, sorumsuzluğa alışmış, gerçek hayatın ne olduğunun bilincinde
olmayan; ölümden kaçarken ölümü arayan, sevgiden ve insanlıktan yoksun zavallı
zihniyet onu çekip almıştı.
Her
insan kendi seçtiği yaşamı sürdürür. Neyi amaçlarsa ona yürür. Başka bir yöne
yürümez. Amaçlamadığı şeyle uğraşmaz. Yaşamın ölçüsü, sahibinin hedefiyle ne
derece bağdaştığıdır. Kuşkusuz insanı insan yapan kavramlardan biri; kendisine
sunulanı, yapması gerekeni, davranışlarını sorgulamasıdır. Kendi varlığını
devam ettirme arzusu taşırken, başkalarının da varlığını devam ettirme isteğine
saygı duymalıdır.
Var
olanı yok etmek, değiştirmek belli bir bedeli gerektirir. Yok etmek yerine,
daha iyi, daha üretici, daha adil, daha yaşanılası bir ortam yaratmak akıllı
insanın yapacağı davranıştır.
Oğlunun
yaşamını gasp eden Süloların Hasan; yaşamda bir amacı olmayan, zayıf
karekterli, beceriksiz ve çaresiz bir zavallıydı. Sarı saçlı, sarı bıyıklıydı.
Yaşı ilerlemesine rağmen evlenememiş; daha sonraları aile büyüklerinin
kararıyla, kendisi gibi bir türlü evlenip yuva kuramayan amcasının dik başlı,
kişiliği zayıf kızıyla evlendirilmişti.
Annesi
gibi değildi. Babasına benzerdi. Derler ki babası zamanında sahip olduğu geniş
arazilerin bir kısmını bir tek yumurtaya satmıştı. Araziler babasından ona,
babasına da onun babasından miras kalmıştı. Bir tür ağalık peşindeydiler.
Kendilerini her daim kasabalıdan üstün görürlerdi. Böyle ipe sapa gelmez bir
zihniyetleri vardı. Lakin çalışmak, üretmek onlara göre değildi. O derece
beceriksiz, tembel ve lakayt biriydi ki evde ne bir tavuk ne de koyun keçi türü
hayvan beslerdi. Eşi de kendisi gibiydi. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuştu.
Çok sonraları çocukları koyun, keçi beslemeye başlamışlardı.
Kim
bilir belki de onların bu davranışlarını yadırgayan, tavır alan kasabalının
ilgisizliği onları bu derece zavallı, bu derece çaresiz yapmıştı. İlgisizlik ve
sevgisizlik sarmalında yetişen çocukları da sonuçta doğru düşünemeyen, toplumla
iç içe yaşayamayan, kıyıda köşede kalıp kendi içlerinde toplumdan uzak zaman
geçiren birer insan olup çıkmışlardı.
Bir
zamanlar bir tek yumurtaya sahip oldukları tarlaların bir kısmını satmaya razı
olan bu zihniyet; gün gelmiş o tarlaları tekrardan ele geçirmek;
besleyemedikleri, yetiştiremedikleri hayvanları beslemek ve yetiştirmek amacıyla
her şeyi yapmaya; gerekirse bu uğurda adam öldürmeye kadar işi götürebilecek
birer caniye dönüşmüşlerdi.
Etkileyici bir hikaye de gerçek mi kurgu mu emin olamadım:)
YanıtlaSilSonradan aklıma geldi,okumadıysanız Erich fromm`un " sevginin ve şiddetin kaynağı" isimli kitabını öneririm.
SilOlaylar ne yazık ki gerçek asyayazar...
SilÖnerdiğiniz kitabı not ettim. Teşekkür ederim.
YanıtlaSilGercek bir hikaye olduguna uzuldum ama inanmadim diyemem. Hayat icerisinde cok duyulan ve goruluyor malesef.
YanıtlaSilŞule Hanım; hayatta insanların başına neler gelmiyor, insanlar neler yaşamıyor ki? Hemen her gün bunlardan çevremizde olanları ya da basına yansıyanları hep birlikte görüyoruz ne yazık ki üzülerek. Yorum için teşekkürler. O güzel yemek tariflerin içinde tabii.
SilCehalet ve sonucunda oluşan kontrolsüz hırs insanın insanlığın en büyük düşmanı... Ayrıca bu kimselerin toplumdan dışlanması, önemsenmemesi, Vicdanını, merhametini yitirmesine,suç işlemesine neden olmuş diye düşünüyorum. Yazınızdan anladığım kadarıyla. Toplumumuzda işlenen haksız cinayetlerin sebebi de cehalet, güvensizlik, dışlanma duygusu değil mi?
YanıtlaSilYazınızı üzülerek okudum...Emeğinize sağlık.
saygılar
Cehalet her musibetin başlangıcıdır.
SilAkıl ve mantık "cehalet" okyanusunun en büyük düşmanıdır.
Ne ki,
Cehalet okyanusu
Akıl ve mantığın önüne geçmekte...
Hoyratça kopardığı ipi sallaya sallaya dolaşmakta.
Bir kişinin dışlanmasının çok çeşitli nedenleri vardır.
Durup dururken kişiler dışlanmaz.
Kin, haset, çekememezlik, cehalet, saygısızlık, üç kağıt, yalan, adam kayırma, rant avcılığı, haksızlık...vs. dışlanmanın nedenleridir.
Lakin bu "dışlanma" uzun vadede şahısları suça teşvik etme gibi bir durum oluşturabilmektedir.
Yorum ve katkı için teşekkür ediyorum.
Sizinde okuyan, düşünen gözlerinize ve yüreğinize sağlık.
Çok üzücü bir yaşanmışlık Hüseyin bey. Keşke insan hırsları kontrollü be başkasına zarar vermez boyutlarda olabilse.
YanıtlaSilNot: sürü resimleri hele o emen oğlak resmine bayıldım. İzniniz olursa onu almak isterim. Şahane bir foto çünkü..
Saygılar iyi akşamlar..
Evet üzücü bir hikaye bu VuslaT kardeşim.
SilKeşke yaşam ortamında kimse kimseye zarar vermese.
Elbette alabilirsiniz.
Bilakis memnun olurum.
Saygılar.
Hocam Hanife'nin yorumuna katılıyorum. Dışlanmışlık insanı suça itebiliyor, ama sizin sözünüze de katılıyorum, durup dururken kimse dışlanmaz elbet. Cehalet gerçekten büyük musibet ve ne yazık ki artık akıl ve mantık onun önüne geçer oldu.
YanıtlaSilÇok üzücü bir hikaye, gerçek oluşu daha bir üzücü.
Saygılarımla hocam.
Yorum için çok teşekkür ediyorum.
SilHayat acılarla doludur.
Acıyı azaltmanın
Eğitimle azaltılacağı gerçeğine inanıyorum.
Bilinçli ve eğitimli bir toplum.
Aldım teşekkür ederim. Hatıralarda kullanacağım. Saygılar..
YanıtlaSilBen teşekkür ederim...
SilSaygılar.