23 Haziran 2011 Perşembe

MİLLETVEKİLİ YEMİNİ NİÇİN DEĞİŞTİRİLMEK İSTENİYOR




12 Haziran milletvekili seçimleri sonrasında mecliste yapılacak olan milletvekili yemini konusunda bazı gazetelerde ilginç manşetler öne çıkıyor.

22 Haziran tarihli “Yeni Asya” gazetesinin manşeti:

“Önce bu yemini değiştirin” şeklinde.

Ve sürmanşette "Milletin seçtiği vekilleri, ‘Atatürk İlke ve İnkılâplarına bağlılık yemini’ etmeye zorlama ilkelliği ne zaman bitecek?" cümlesi yer alıyor.

İlgili gazetenin manşetinde yer alan düşüncenin uygulanabilirliği anayasa değişikliği olmadan olası değil.

Peki, bu manşeti atanlar bunu bilmiyor mu?

Biliyorlar elbette. Peki, o zaman neden “önce yemini değiştirin” diyorlar? Amaçları nedir o halde?

Seçimler öncesinde “anayasanın değiştirilmesi ve sivil bir anayasa yapılması” konusu dile getirilmedi mi?

Getirildi.

Demek ki bu manşetin amacı meclisin yapacağı “yeni anayasa” konusunda milletvekili yemininin değiştirilmesini istemektir.

Bunun başka bir izahı olabilir mi?

Yeni Asya gazetesi şunu iyi bilsin ki "Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlılık yemini" ne bir zorlamadır ne de ilkelliktir. Milletin büyük çoğunluğunun oyu ile kabul edilen anayasanın amir hükmüdür. Ortada bir ilkellik varsa o da bu düşünceyi ileri sürenlerde aranmalıdır.

Emek Özgürlük ve Demokrasi Bloku listesinden milletvekili seçilen DTP’nin desteklediği Altan Tan seçim çalışmaları sırasında:

Başbakan Tayyip Erdoğan’ı Kürt sorununun çözümünde “şeriat kuralları” nın uygulanmasını istemişti.

Ve yine Dağkapı meydanında kılınan cuma namazı sonrasında Başbakan'a seslenen Tan, "Bu meydan Kürdistan şeyhlerinin âlimlerinin Seydalarının, Kemalizm’e hayır dediği meydandır. Duy bizi Erdoğan, Tayip Erdoğan aklını başına al. Şeyh Sait’in evlatları Kemalizm’e ilk başkaldıranlar, senin etrafındaki devşirmelere de benzemez" demişti.

 Altan Tan bir başka konuşmasında ise milletvekili yemini konusunda şunları söylüyordu:

“Yemin İslâm’a uygun değildir”

"Kemalizm’e bağlılık yemini olan bu yemin İslam hukukuna göre yanlış. Anayasal zorunluluk olursa yemin edersem edeceğim, bunun ötesinde Allah'tan özür talep edeceğim".

BDP’liler bu sefer mecliste yeminle ilgili kriz çıkarmayacaklarını, yemini edeceklerini ancak uymayacaklarını söylediler. Ve Diyarbakır’dan bağımsız milletvekili olan Şerafettin Elçi, “Milletvekili yemini ırkçı, faşizan, Türk şoven anlayışla hazırlanmış. Gürültü patırtı çıkarma niyetimiz yok. Kürsüden o yemini okuruz. Ama bağlı kalmayız” demektedir.

Kimler Atatürk’e, Lâik cumhuriyete, Atatürk ilke ve inkılâplarına karşıdır?

Kimler bu ülkenin sorunlarının “şeriat kuralları “ile çözülmesini istemektedir?

Adamlar daha ne desin?

Altan Tan’a sormak lazım?

Bu ülkede “şeriat kuralları” ya da “İslam hukuku” mu yoksa “roma hukuku” mu uygulanmaktadır? Ya da çağdaş ülkelerde kabul gören evrensel hukuk kuralları mı uygulanmaktadır?

Hangisi Sayın Altan Tan?

Boşuna heveslenmeyin. Boşuna kendinizi yormayın. Boşuna bağırıp çağırmayın. Çağdaşlığı yakalamış bu ülkede yerleşmiş kuralları isteğiniz doğrultusunda değiştiremeyeceksiniz.

Bu ülkede “şeriat kurallarını” uygulama olanağı bulamayacaksınız.

Bu ülkede yaşayan insanların yüreklerinde Cumhuriyetin kurucusu, Kurtuluş Savaşı’nın kahramanı ve önderi Mustafa Kemal Atatürk sevgisini yok edemeyeceksiniz.

Bu ülkenin yurtsever ve demokrasi sevdalısı, bağımsızlığına emperyalizme ve onun yerli işbirlikçilerine attığı tokat ile kavuşan insanlarının ne yüreklerinde Atatürk sevgisini yok edebilirsiniz ne de yakalarında Atatürk rozetlerini çıkarabilirsiniz.

Bu ülkenin insanları yurtseverdir.

Milliyetçidir, özgürlükçüdür, çağdaştır, aydınlanmacıdır.

Hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerine inananlar çoğunluktadır.

Bu ülkenin insanı “Kürdistan şeyhlerinin, âlimlerinin, Seydalarının” direktiflerine asla pirim vermez.

Bu ülkenin insanı “Kemalizm’e” yani Atatürk ilke ve devrimlerine bağlıdır.

Rehber olarak “şeyhleri, Seydaları” değil “Atatürk’ü” ve “onun çağdaş düşüncelerini” alırlar.

Şerafettin Elçi’nin söylediklerini ise ciddiye almak bile gereksiz.





NOT: Anayasamızın 81. Maddesinde yer alan andiçme (yemin) metni şu şekildedir.

MADDE 81.– Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, göreve başlarken aşağıdaki şekilde andiçerler:

“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder