Tiyatro
sanatının önemini vurgulamaya gerek yok. Sahnesiyle, kostümüyle, replikleriyle,
konuşmalarıyla seyirciyle iç içe bir sanat anlayışı söz konusu. Sonbaharın
gelmesiyle tiyatro topluluklarında da heyecanlı bir koşuşturmaca başlamış
durumda.
Yeni
projeler, yeni oyunlarla seyircinin karşısına çıkmanın verdiği tatlı bir
heyacan bu.
Ülkemizde
devlet tiyatroların yanı sıra özel tiyatrolarının da varlığı söz konusudur.
Devlet
tiyatrolarında çalışan kadrolu sanatçılar bağlı oldukları Devlet
Tiyatroları'nın belirlediği ve onay verdiği oyunları oynamak ve oyun
kostümlerini de yöneticilerin istediği şekilde /bir bakıma/ giymek durumundalar.
Özel
tiyatrolar bu bakımdan daha bir rahatlar diye düşünüyorum.
Özel
tiyatroların ayakta kalması, varlığını devam ettirmesi seyircinin desteğiyle
mümkün. Sergilenen oyunu izlemeye gelen seyirciye satılan biletin gelirinden
başka bir gelir söz konusu değil. Devlet Tiyatrolarında ise devletin desteği
söz konusudur.
Adana
Devlet Tiyatrosu (DT) Hacı Ömer Sabancı Kültür Merkezi Sahnesi'nde, "Fadik
Kız" adlı oyunun ilk gösterimini gerçekleştirdi.
Basından
edindiğimiz bilgilere göre ve iddialara göre oyunun DT Genel Müdürü Mustafa Kurt
tarafından sansürlendiği iddia edildi.
İddiaya
göre Orhan Asena'nın "Fadik
Kız" adlı oyununda "kadın ve erkek oyuncular birbirine dokunmasın,
yaklaşmasın ve sarılmasın" yaklaşımı söz konusu.
Ayrıca
"kadın oyuncuların kıyafetlerini açık bulup tayt giydirmişler" iddiası da
var.
İddialar karşısında Adana DT Müdürü Gökhan Doğan "Oyunda bir yatak sahnesi var. o
yatak sahnesinde de oyuncumuz oynarken eteğin altına giyilen tayt, iç çamaşırı
gibi görünüyordu" diyerek kendilerini savunuyor.
Tiyatrolar
çağdaş sahnelerdir. Oyunun gereği ne ise o yapılır. Oyunun gereği ne giyilecekse
o giyilir. Oyunu kurgulayan ve yöneten sanat yönetmeni ve kostümcüsü oyunun
içeriği gereği giyilmesi gerekeni önceden belirler. Onay aşamasında da ilgili
müdürlükler gereken onayı verirler. Sonradan oyuna müdahale etmenin mantığını
anlamak kolay değildir.
Sadece
tiyatroda değil televizyon proğramlarında proğramı sunan sunucuların giydikleri
kostümlere bile karışılır oldu.
Bugüne
kadar proğram sunucularının giyim kuşamları toplumu rencide etmedi de bundan
sonra mı etmeye başladı?
İstanbul'da
yeni bir sahne açıldı. Eski Moda Sineması artık yeni Moda Sahnesi oldu.
Bahariye Caddesi'nin sokalarından biri, dik bir yokuş Halil Ethem Sokağı bundan
sonra sanatseverlerle buluşacak.
Oyun
Atölyesi'nde yönettiği oyunlardan tanınan Kemal Aydoğan ve tiyatronun değişik
alanlarında görev yapan, oyuncu, yönetmen, sahne ve ışık tasarımcısı ile
birlikte Oyun Atölyesi'nden ayrıldı. Moda Sahnesi'ni kurdu.
Moda
Sahnesi tiyatro yolculuğuna Shakespeare'in "Hamlet" oyunuyla
başlıyor.
Oyunun
çevirisini yapan Onur Ünsal, Emre Adıyaman ve sürece eşilik eden Kemal Aydoğan
"Biz kendi sahne oynama metnimizi ürettik" diyor.
Oyunda
günümüz kostümleri kullanılmış. Oyun yazarının (1564- 1616) tarihleri arasında
yaşadığına, "Hamlet"in 1599-1601 tarihleri arasında yazıldığına ve o
tarihte halkın giyimi ile günümüz giyimi arasında benzerlik olmadığına dikkat
etmek lazım.
"Fadik
Kız" oyununda ise günümüz kostümleri yerine oyunun geçtiği yer ve zamana
uygun kostümlerin kullanılması gerektiği vurgulanıyor Adana DT Müdürü Gökhan
Doğan tarafından.
Doğan,
" Oyun Ankara'nın Altındağ ilçesinde geçtiği için, birazda varoşvari bir
yer olması gerektiği için oyuncunun altındakinin tayt değil de basma gibi bir
kostüm olması gerektiği, kostüm tasarımcısının bu ayrıntıyı atladığı
dillendirildi. Hepsi bu" diye açıklama yapmış. Devamla "oyuncunun söz
konusu oyunda kırmızı bir elbise giydiğini, bu elbisenin de oyunun söz ettiği
bölgenin özelliklerine göre 'modern' kaldığını" belirtmiş.
İki
farklı tiyatro anlayışı.
Tiyatroseverlere
iyi seyirler diliyorum.
Merhabalar "Tiyatroda Kostüm Anlayışı" başlıklı makalenizi okudum. Kaleminize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Sanatımız da farklı bir zihniyetin kontrolü altında. İran'ı kimler yönetiyor? Bizim yöneticilerimizin sadece takım elbiseleri ve kravatları var. Kravatı da hafta sonu ve diğer tatil günlerinde takmazlar. Bunları millet görmüyor mu, farkında değil mi sanıyorlar? Diyanet İşleri Başkanlığı nihayet kadınlarımızın da camide ibadet yapabileceklerini (yani namazlarını kılabileceklerini) duyurdu.
YanıtlaSilSelam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.
Yorumun bir gerçeği anlatıyor Recep Bey...
SilÇok teşekkür ederim.
Saygı ve selamlarımla.
Merhabalar.
YanıtlaSilMalum Kurban Bayramı yaklaşmaktadır. Bu vesileyle Kurban Bayramınızı kutlar; tüm sevdikleriniz ve sevenlerinizle birlikte sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir bayram geçirmenizi dilerim.
Bizleri Allah'a yaklaştıracak olan kurbanınızın da hayırlı ve mübarek olmasını Cenab-ı Hakk'tan niyaz ederim.
Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.
Ben de sizin Kurban Bayramınızı kutluyor esenlikler içinde güzel bir bayram geçirmenizi diliyorum. Selam ve saygılar.
Silİyice İran, Afganistan olma yolunda gidiyoruz, tiyatroda önce böyle oyuncuların kılığına, taytına, birbirine dokunmasına vs. karışılır, sonra sonra tiyatro gavur icadı, ahlaka aykırı denip tamamen yasaklanır! Taliban zihniyeti! Ne diyeyim hocam? Bir an önce bunlardan kurtulmayı diliyorum. Hamlet çok sevdiğim bir eser, umarım Ankara'ya da gelir.
YanıtlaSilsaygılar
Yaşanan olayları takip etmekte zorlanıyoruz. TV haberleri, gazete haberleri, açık oturum denen ne olduğu belli olmayan görüş açıklamaları filan derken...
SilKimi köşe yazarlarının yazılarını okudukça insanın ne diyeceğini bilememesi söz konusu oluyor...
Bizlerin kırk yıl düşünsek içinden çıkamayacağımız durumlar yaşanıyor...
Gazetelerde köşe yazılarını okuyunca insan bunlarda mı varmış diyesi geliyor Müjde Hanım kardeşim.
Ne diyeyim.
Tiyatro, Sinema, edebiyat derken geriye gidişi kabul etmemiz olanaksızdır.
İyi bir bayram geçirmeniz dileğiyle saygı ve selamlarımı yolluyorum.