27 Mayıs 2015 Çarşamba

TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR


Sazıyla sözüyle toplumumuz kültüründe önemli bir yer tutan Aşık Veysel ne demişti “Benim sadık yârim kara topraktır”. Ve yine Nazım Hikmet bir şiirinde “Dörtnala gelip uzak Asya’dan, Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim” diyordu. Yüzyıllardır atalarımızın kanı ile yoğrulan bu topraklar bizim hem namusumuz hem de övüncümüzdür.
Ve bu toprakların üzerinde yaşayan insanlarımızın sorunu aslında hepimizin ortak sorunudur. Ortak sorunu bertaraf etmek ise ortak bir çalışma ile mümkündür.  O çalışmanın en önemli ayağı ise eğitimdir. İnsana yapılacak en önemli yatırım eğitime yapılan yatırımdır. Çünkü geleceğimizi şekillendirecek olan yine bizleriz, eğitimle şekillendireceğimiz insanımızdır. Ve insanca yaşamamız buna bağlıdır.
Martin Luther  “Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik, fakat bu arada çok basit bir sanatı unuttuk. İnsan gibi yaşamayı...” demiş zamanında. Bu sözün geçerliliğini yitirmesi ancak insanımızı iyi bir eğitim ile yetiştirmemize bağlı.
Peki, tek başına eğitim yeterli midir?
Başkaca hasletlere ve özelliklere ihtiyaç yok mudur?
Elbette tek başına eğitim yetersizdir. İyi bir eğitim anlayışının yanı sıra demokrasiye, özgürlüğe, insan hak ve hürriyetlerine, adalet anlayışına ihtiyaç vardır. Üçlü sac ayağının sarsılmadan durması için ayaklarının sağlam olması lazım hesabı !
Anadolu topraklarında yedi yüz yıllık bir imparatorluk geçmişinin son yıllarında ve sonrasında doksan iki yıllık cumhuriyet yaşamımızda; batıyı ve batılı yaşamı kendimize örnek almaya çalıştık.
Peki, ne derece batılı olduk?
Hukukumuz batılıdır.
Rejimimiz batılıdır.
Ekonomimizi batıya endekslemiş durumdayız.
AB’nin kapısını kırk yıldır aşındırıyor, zorda kalınca IMF’ye avuç açıyoruz.
Eğitimimiz batı modeli eğitim anlayışı ile işliyor işlemesine de, batının eğitim anlayışını tam uygulayabiliyoruz mu?
Her ilde üniversite var. Olmayanlarda ise üniversitelere bağlı yüksek okullar var. Hatta bir kısım ilçe de meslek yüksek okulları var.
Üniversitelerimizde iyi bir eğitim ile  yetiştirdiklerimizin yanı sıra yetiştiremediklerimize de diploma veriyoruz… Diploma veriyoruz da, üniversiteyi yeni bitirmiş bir mühendis iş hayatında deneyim kazanmadan, destek almadan işini tam manası ile yapabilir mi?
Eğitimde fırsat eşitliği batılı ve ekonomide öyle!
Hatırlıyı ve cüzdanı şişkini diğerinden ayırmayız!.
Toplumumuzun algılama yeteneği de  batıya endeksli! Yoksa kendi dilimiz durmuşken batı dillerinindeki sözcükleri kendimize referans alıp işyerlerimizin adına layık görür müyüz?
Mehmet Akif'in dediği gibi "Tek dişi kalmış canavar" misali batı gelişmekte olan mazlum milletleri yüz yıllarca sömürmüş, yer altı ve yer üstü kaynaklarını kendi ülkelerine aktarmış, sömürgeleştirdiği ülkelerin ucuz iş gücünden yararlanmıştır. Amaçları kardır. Mazlum ve savunmasız insanları düşünmez. Var olan varlıklarının satılıp kendilerine muhtaç olunmasını ister. Bizim paha biçilmez topraklarımızı da  parsel parsel satmadık mı?
Cennet kıyılarımızda denizle buluşmak için kıyılarımızı satın alan yabancıdan izin almamız gerekmiyor mu? Madenlerimizi ki özellikle altın madenlerimizi Kaz Dağlarında, Ovacıkta yabancılara havale ettik. Atadan dededen kalma geleneklerimize, kültürümüze dudak büker olduk. Sanayimizin yanı sıra tarımımızda batının denetiminde değil mi? Tütünü, şeker pancarını, haşhaşı çiftçimiz yetiştiremiyor. Neden? Çünkü kotalı. Belli miktarı aşamazsın. Ee ne olacak o zaman? Kolayı var batıdan satın alacaksın.
Anadolu’nun binlerce yıllık kadim tarihinde oluşturulan kültürel varlıklarımızın bir kısmı batının şehirlerinde sergilenmiyor mu? Bergama sunağı Berlin'de ne arıyor? Müzelerimizde olması gereken eserler kimi batılı ülkelerin müzelerinin vitrinlerini süslemiyor mu?
Batının değerlerini çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmak için almalıyız. Doğrudur. İlim neredeyse orada bulup öğrenmek gerek. Bu da doğru. Yanlış olan nedir peki? Yanlış olan bana göre batı kültürünü alıp kendi kültürümüz içinde harmanlayamamız. Olay bu kadar basittir.
Misal, “İnsan hakları”, “demokrasi”, “düşünce özgürlüğü”, “hukukun üstünlüğü”, “lâiklik” vs. diyoruz. Diyoruz da. Bir yandan da düşünce özgürlüğü deyip bu ülkenin emperyal güçlere peşkeş çekilmesine mani olan Atatürk’e bile saldırıp olmadık yazılar yazıyoruz. Resimlerini çöpe atıp, büstlerini kırıyoruz. Atatürk’e ve eserlerine saldırmayı düşünce özgürlüğü bağlamında ele alıyoruz.   

    

4 yorum:

  1. Merhabalar Hüseyin Hocam.

    Bu vatana bile bile lades der gibi kötülük yapılabilir mi? Bana göre yapılamaz! Ama yapıyorlar. Karış karış ülkeyi satıyorlar. Yarın vatanımız diye sahipleneceğimiz bir toprak da kalmayacak. Ne kadar acı bir durum. En büyük sorunumuz eğitim. Geçim zorluğu içinde olan aileler gerektiği gibi çocuklarına zaman ayırıp onları eğitemiyorlar. Çocuklarımıza sadece okulda verilen eğitim asla yeterli değildir. Eğitimi bir bütün elma gibi düşünecek olursak, aileden alınan eğitim elmanın yarısı, okulda alınan eğitim de diğer yarısıdır. Cahil insanı ikna etmek zor olabilir, ama kandırmak kolaydır. Atatürk'ün binbir güçlükle kurduğu ve bizlere emanet ettiği Cumhuriyeti koruyup kollayamadık. Ve tüm Cumhuriyet değerlerimiz bir bir yok ediliyor. Topla tüfekle geçemediği Çanakkale'yi bizi içimizden bölerek, birbirimize düşman ederek geçme planlarını uygulamaya koyan emperyalist batı devletlerine çanak tutan ve yardımcı olan herkesi lanetliyorum.

    Ülkelerinde çıkan iç savaşlardan kaçarak ülkemize sığınan Suriyeli ve Iraklı vatandaşlara bakıyorum ve kendimi onların yerine koyduktan sonra düşünüyorum. Ülkemizde de bir gün aynı şeyler yaşandığında (inşAllah yaşanmaz), ben ülkemi asla terk etmem ve kanımın son damlasına kadar ülkemizi talan edenlerle savaşırım. Çünkü onlar gibi sığınmacı olup, her gün ölmekten, (nasıl olsa bir gün öleceğiz), bir gün ölmek daha evladır diye düşünüyorum.

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazıyı tamamlayan değerli yorumunuza ekleyecek bir şey yok Recep Bey. Çok teşekkür ederim katkınız için. Selam ve saygılar.

      Sil
  2. "Siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın"

    Hani bu dizeler boşa yazılmadı.... Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru dersiniz Tülay Hocam. Katkınız için teşekkürler. Saygılar.

      Sil