Gerek Anadolu’da ve gerekse başka
coğrafyalarda insanlar yaşamlarını sürdürebilmek için durmadan çalışıyorlardı.
Hem de çok zor ve meşakkatli işlerde. Hayat acımasızdı. Kimine rahatlığı,
kimine zorluğu vermişti. Zor yaşamı az da olsa hafifletme gayreti vardı.
Bir gazete de okumuştum bir ara.
Sadece dokuz yaşındaydı Rosemery Sanches, ama ellerinin içi kullanılmaktan nasır
bağlamıştı. Peru’da And Dağlarının yakıcı güneşinin altında habire kayaç
kırıyordu. Babası yıllar önce hastalanınca annesi ile birlikte altın madeninde
taş toplayıp, gözden kaçmış altın parçacıkları bulmak için. Ekmek parasını zor
çıkaran bir ailenin çocuğuydu. Okul harçlığını çıkarmak için boş zamanlarında
çalışıyordu. Ne var ki, en azından Sanches ailesinin yapacağı bir iş vardı. Çalışmak
için bir işi olmayan milyonlarca yoksulun durumu daha da zordu. Ağır çalışma
koşulları, zengin fakir ayrımı düşünüldüğünde kapitalizmin ve onun ileri
versiyonu olan neo-liberalizm’in bir maraton koşucusu gibi hızla insanları
yoksulluğun ve işsizliğin pençesine iterek, umutları yok ederek varlığını
sürdürmesi, alın terine yeterince önemin verilmemesi Rosemery'nin, maden
ocağında çalışan diğerlerinin alın yazısı olmuştu.
Peru’da dokuz yaşında bir çocuğun
mücadelesi vardı da Anadolu’da yok muydu? Hiç kuşkusuz Anadolu’nun kadim tarihi
uzun yıllar öncesine gider. Orta Asya’dan Avrupa’ya geniş bir coğrafyada at
koşturan Türk milletinin son anayurdudur Anadolu. Değişik kültürlerin
harmanlandığı bu topraklarda, tarihin her safhasında güç ve var olma mücadelesi
olmuştur.
İnsanımız bu mücadelede kültürü ve
yaşam biçimi ile günümüze kadar gelmiştir. Anadolu’nun kırsalında yaşam
mücadelesi verenler kaderlerine razı olmuşlardır. Tarih boyunca para, yetki ve
güç sahibi olanlar gün gelmiş hatırlanmamıştır. Lakin bu topraklara can
verenler; diliyle, kültürüyle, inançlarıyla, toprağıyla, keçisi ve koyunu ile
kurdu, kuşu ile hep var olmuşlardır.
Dünyanın her tarafında beden gücüyle zor işlerde çalışmak zorunda kalan insanların durumu çok benzer. Yıpranıyorlar, hırpalanıyorlar.
YanıtlaSilAnadolu insanı belki yıllardır süregelen yaşam enerjisi ve hayata bağlılığıyla fark yaratabiliyor.
Esenlikler dilerim.
Haklısın Hocam haklısın.
SilNe diyebilirim ki
gerçekleri yazmaktan başka.
Fakirin ekmeği taştan serttir
Beden gücü ile nice insanlar var ki
dağda, bayırda, ormanda, madende,
çölde, denizde, ovada, karda yaşam mücadelesi için çaba sarf ediyor.
Üç beş kapitalist
bu insanların kazancı ile gününü gün ediyor.