Anadolu’nun ve dünyanın dört bir yanında çağımızın düşünsel ve yaşamsal yapısına uygun olmayan
çığlıklar yükseliyor: “Kurtarın beni”. Yaşanan olaylara,
işlenen cinayetlere, aile içi şiddete bakıldığında bu çığlıklara kulak tıkamak,
duyarsız kalmak doğru değildir. İnsanım diyen, erdemli olan, vicdanlı olan,
adaletli olan bu duruma kayıtsız kalamaz, kalmamalıdır.
İnsan daima
gülümsemek ister.
Bazen mutlu
küçük bir tebessümle gülümser,
Bazen acı
acı,
Bazen
kahkahalarla.
İnsan
yaşamın o ince çizgideki rotasında gülümsemeyi, huzurlu ve mutlu yaşamayı
ister.
Lakin,
mutlu ve huzurlu yaşamasını yine bir başka insan engeller.
Tarih
boyunca bu hep böyle olmuştur.
Olmaya da
devam edecek görünüyor.
En çok
gülümsemeyi hak eden kadınlarımıza yapılan haksızlıklar, cinayetler, berdeller,
töre illeti gündemde düşmüyor.
Her gün,
her ay, her yıl onlarca, yüzlerce, binlerce kadın şiddete maruz kalıyor.
Dünyanın
çeşitli coğrafyalarında yaşayan kadınlar hergün şiddete uğruyor, öldürülüyor.
Yer
Afganistan. Kadın hakları savunucusu gazeteci Mena Mangal, Kabil'de herkesin
gözü önünde sokak ortasında öldürüldü. Mangal, Afganistan'da kız çocuklarının
okula gönderilmesi fikrini savunuyordu.
Kız
çocuklarının okula gidip okuma yazma öğrenmesi ve bilinçlenmesi kimin ya da kimlerin
işine gelmiyor, kız çocuklarının okuma yazma öğrenmesi yetiştirecekleri
çocukları için bir kazanım değil midir?
"Mangal'ın yakınları, Mangal'ın Afganistan
parlamentosunun alt kanadındaki kültür danışmanlığı görevi için ofise gitmek
üzere araç beklerken motosikletli iki saldırganın ateş açması sonucu vurulup
öldürüldüğünü duyurdu.
İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasrat Raimi de Mangal'ın
Kabil'in 8. Bölgesi olarak bilinen yerde vurularak öldürüldüğünü açıkladı.
Kabil'deki Karte Naw pazar alanı yakınında olaya tanık olan esnaf, motosikletli
iki kişinin kadın gazeteci Mangal araç beklerken ona yaklaştıklarını ve ateş
açtıklarını anlattı."
Ve ne yazık
ki ülkemizde son aylarda yaşanan kadın cinayetleri o kadar çok ki, insan ister
istemez neden, neler oluyor sorusunu sormadan edemiyor.
4 Haziran 2019 tarihli bir haber;
"Mersin Tarsus
ilçesinde 62 yaşındaki Emel Yalçın, 57 yaşındaki Bektaş C. tarafından
bıçaklanarak öldürüldü."
21 Mayıs
2019 tarihli bir haber;
"Niğde’ye bağlı
Eskisaray Mahallesi’nde yaşayan 58 yaşındaki Fındık Şahin, dün akşam
saatlerinde evli olduğu Nazım Şahin isimli erkek tarafından öldürüldü."
Olaylar ve
örnekler çok.
Bunlar
basına yansıyan olaylar, ya bir de basına yansımayanlar.
"Dizini dövmemek için kızını döven
baba"
"Eşinin sırtında sopayı eksik
etmeyen koca"
Söylemleri
de kadına yönelik şiddetin sadece bir dışavurumunu oluşturmaktadır.
Erkek
egemen toplumlarda kadınlara yönelik şiddet eğilimi gösteren erkekler
kendilerinde var olan yetersizlik ve psikolojik bozuklukların tedavisini bu
hareketleri ile tedavi ettiklerini sanıyorlar
düşüncesi pek de yabana atılır bir düşünce değildir.
Erkek egemenliğini
kabullenmesini sağlayan geleneklerle ve değer yargılarıyla kuşatılmış kadına yapılan
şiddet ile toplum bir yere varamaz.
Bu anlayışın ve
düşüncenin değişmesi insanların daha huzurlu ve mutlu bir yaşam sürmelerini
sağlar.
Unutmayalım ki
kadınlarımız toplumun ve yaşamımızın temel taşlarıdır.
Annelerin baş tacı olduğunun hiç farkına varmayacaklar.
YanıtlaSilFarkına varmak lazım. Kadınlar kendileri ve yetiştirecekleri çocuklar için seslerini duyurmalı, mücadele etmelidirler.
Sil