18 Haziran 2019 Salı

KURTARIN BENİ


Anadolu’nun ve dünyanın dört bir yanında çağımızın düşünsel ve yaşamsal yapısına uygun olmayan çığlıklar yükseliyor: “Kurtarın beni”. Yaşanan olaylara, işlenen cinayetlere, aile içi şiddete bakıldığında bu çığlıklara kulak tıkamak, duyarsız kalmak doğru değildir. İnsanım diyen, erdemli olan, vicdanlı olan, adaletli olan bu duruma kayıtsız kalamaz, kalmamalıdır.
İnsan daima gülümsemek ister.
Bazen mutlu küçük bir tebessümle gülümser,
Bazen acı acı,
Bazen kahkahalarla.
İnsan yaşamın o ince çizgideki rotasında gülümsemeyi, huzurlu ve mutlu yaşamayı ister.
Lakin, mutlu ve huzurlu yaşamasını yine bir başka insan engeller.
Tarih boyunca bu hep böyle olmuştur.
Olmaya da devam edecek görünüyor.
En çok gülümsemeyi hak eden kadınlarımıza yapılan haksızlıklar, cinayetler, berdeller, töre illeti gündemde düşmüyor.
Her gün, her ay, her yıl onlarca, yüzlerce, binlerce kadın şiddete maruz kalıyor.
Dünyanın çeşitli coğrafyalarında yaşayan kadınlar hergün şiddete uğruyor, öldürülüyor.
Yer Afganistan. Kadın hakları savunucusu gazeteci Mena Mangal, Kabil'de herkesin gözü önünde sokak ortasında öldürüldü. Mangal, Afganistan'da kız çocuklarının okula gönderilmesi fikrini savunuyordu.
Kız çocuklarının okula gidip okuma yazma öğrenmesi ve bilinçlenmesi kimin ya da kimlerin işine gelmiyor, kız çocuklarının okuma yazma öğrenmesi yetiştirecekleri çocukları için bir kazanım değil midir?
"Mangal'ın yakınları, Mangal'ın Afganistan parlamentosunun alt kanadındaki kültür danışmanlığı görevi için ofise gitmek üzere araç beklerken motosikletli iki saldırganın ateş açması sonucu vurulup öldürüldüğünü duyurdu.
İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasrat Raimi de Mangal'ın Kabil'in 8. Bölgesi olarak bilinen yerde vurularak öldürüldüğünü açıkladı. Kabil'deki Karte Naw pazar alanı yakınında olaya tanık olan esnaf, motosikletli iki kişinin kadın gazeteci Mangal araç beklerken ona yaklaştıklarını ve ateş açtıklarını anlattı."
Ve ne yazık ki ülkemizde son aylarda yaşanan kadın cinayetleri o kadar çok ki, insan ister istemez neden, neler oluyor sorusunu sormadan edemiyor.
4 Haziran 2019 tarihli bir haber;
"Mersin Tarsus ilçesinde 62 yaşındaki Emel Yalçın, 57 yaşındaki Bektaş C.  tarafından bıçaklanarak öldürüldü."
21 Mayıs 2019 tarihli bir haber;
"Niğde’ye bağlı Eskisaray Mahallesi’nde yaşayan 58 yaşındaki Fındık Şahin, dün akşam saatlerinde evli olduğu Nazım Şahin isimli erkek tarafından öldürüldü."
Olaylar ve örnekler çok.
Bunlar basına yansıyan olaylar, ya bir de basına yansımayanlar.
"Dizini dövmemek için kızını döven baba"
"Eşinin sırtında sopayı eksik etmeyen koca"
Söylemleri de kadına yönelik şiddetin sadece bir dışavurumunu oluşturmaktadır.
Erkek egemen toplumlarda kadınlara yönelik şiddet eğilimi gösteren erkekler kendilerinde var olan yetersizlik ve psikolojik bozuklukların tedavisini bu hareketleri ile  tedavi ettiklerini sanıyorlar düşüncesi pek de yabana atılır bir düşünce değildir.
Erkek egemenliğini kabullenmesini sağlayan geleneklerle ve değer yargılarıyla kuşatılmış kadına yapılan şiddet ile toplum bir yere varamaz.
Bu anlayışın ve düşüncenin değişmesi insanların daha huzurlu ve mutlu bir yaşam sürmelerini sağlar.
Unutmayalım ki kadınlarımız toplumun ve yaşamımızın temel taşlarıdır.



2 yorum:

  1. Annelerin baş tacı olduğunun hiç farkına varmayacaklar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Farkına varmak lazım. Kadınlar kendileri ve yetiştirecekleri çocuklar için seslerini duyurmalı, mücadele etmelidirler.

      Sil