Bütün yaşamını "beni beğenecekler mi?"
"Beni seviyor mu?"
"Rahatsız eder miyim?" kaygısı üzerine kuruyorsan, bil
ki sonun hüsran...
Bir küçük serzeniş, sıradan bir tenkit ya
da kadirbilmezlik, acılar pahasına kurduğun o "mükemmel
kale"yi yerle bir edebilir.
Ölüm ilanını kaleme alacağına azat et kendini...
Seni, sen diye kabul edip sevecekleri sev...
Eleştir ki onun için "özel biri" olabilesin...
Kendini, kendine beğendir herkesten önce...
Yaptıklarını kimseye beğendirmek zorunda değilsin...
Herkes kendi doğru bildiği yoldan gider...
Önce kendin ol...
Bırakacağın ayak izinden vazgeçme...
Bu dünyada ne yaparsan yap...
Çalış çabala...
Çıkarına dokunduğun an kimseye yaranamazsın...
Yol haritanda yaşayacağın zorlukları, acıları göze al....
Dostoyevski'nin dediği gibi, "Büyük
insanlar şu dünyada büyük acılar çekmek zorundadırlar.."
Yıllar sonra insan daha iyi anlıyor; "Önce kendi olmayı ." Yaşadıkça, insanları daha derinlemesine tanıyıp değerlendirdikçe, sürpriz sonuçlarla karşılaştıkça... Yol haritasını değiştirmeyi göze alabilenler belki daha kârlı çıkıyorlar.
YanıtlaSilEsenlikler dilerim Hüseyin Hocam.
Aynen doğru dersin Saygıdeğer hocam. Lakin, bunu anlayan insan sayısı çok fazla değil ki bunca sıkıntı yaşanıyor. İnsanlar kendileri olmak yerine başkasının gölgesinde yürüyor. Size ve ailenize huzurlu bir yaşam diliyorum saygıyla.
Sil