Yaşadığımız
çağda, "sevgisizlik" duygusunun yitirilmesinin an nedeni nedir diye
sormak lazım.
Yaşanan stres ve
gerginliklerin nedeni nedir diye de...
Bu sorulara
verilecek cevap bana göre, tüm kötülüklerin anası ve kaynağı CEHALET, VE YOKSULLUK,
GEÇİNEMEME KAYGISI, İŞSİZLİK, İŞİNİ KAYBETME KORKUSU vs.. Ne derseniz deyin,
başka bir nedeni yok bu yaşanan stres ve gerginliğin.
Ekonomik durumu
yerinde olan, günlük yaşamını gailesizce, gelir ve geçim sıkıntısı çekmeden
yaşayanlarda ne stres var ne gerginlik, gelir ve geçim sıkıntısı çekenlere
göre.
Örnek verirsek,
yoksul hastaneye gider dakikalarca belki
de saatlerce sıra bekler; al sana stres ve gerginlik.
Parası olan özel
hastaneye gider, tedavisi anında yapılır.
Ne stres vardır ne gerginlik.
Hasta tedavisi
sonrasında hastanenin kafeteryasında çayını kahvesini içer.
Kısacası sevgi
ve saygının olmadığı yerde ne merhamet vardır ne de anlayış birlikteliği.
30-40 yıl öncesi
var olan sıkıntılar bu denli yoğun değildi.
O yıllarda, gaz
lambası ve çıra ışığında yaşayan insanlar şimdi elektrik olmadığı anda strese
giriyor.
Modern yaşam şartları
ve elektrikle çalışan aletlerin çoğalması gibi nedenlerde maalesef stres
nedeni.
İnsanın saf
çağına bakınız.
Sorun bu denli
var mı? Yok.
Bugün Amazon ormanlarının
kuytularında, Borneo ormanlarında, Kongo ormanlık alanlarında izole yaşam süren
kabileler var.
Onların bizler
gibi stresli olduğunu ve sevgiden uzak olduğunu düşünmek abartı olur.
Altay ve
Hindikuş dağlarının yamaçlarında, Şili de And dağlarının vadilerinde yaşayan
insanlar var.
Onlarda var olan
sevgi ve dayanışma modern yaşam süren; modern dünyanın insanlarından çok daha
fazladır.
Ülkelere göre mutluluk sıralamasında Finlandiya ilk sıradaymış Hüseyin Hocam. Ülkemiz son yıllarda çok gerilemiş. Sanırım 107. sırada. Stres ne yazık pek çok şeyin kaynağı. Tabii stresi yaratan nedenler de belli. Bir kısır döngü gibi her şey iç içe yaşanıyor.
YanıtlaSilBeklentiler arttıkça yaşam da güçleşiyor. İnsan olarak ihtiyaçların karşılanamaması her türlü sıkıntıya yol açıyor.
Esenlikler diliyorum.
Merhaba değerli hocam. Yorumunuza katılıyorum. Aklın yolu birdir der erenler.
SilBenim burada izole yaşam süren kabileleri örnek vermemde ki amaç, elbetteki o insanların da çok fazla sıkıntısı vardır yaşamda, kabilelerin yokluklara rağmen dayanışma ve paylaşma esasına dikkat çekmekti. Modern toplumlarda bu dayanışmayı görmek olanaksız şimdilerde. Paylaşım, dayanışma şöyle dursun atı alan Üsküdar'ı geçmek sevdasında. Kendini düşünen bir toplum var artık. Komşuyu, ihtiyacı olanı görmek bir hayalden öteye geçmiyor. Lafa gelince mangalda kül bırakmayan çok insan var.
Bugün akşam saatlerinde fırına pide almaya gidiyorum. Hava oldukça yağmurlu. Cadde ve sokaklarda kağıt toplayan genç çocuklar var. Saygılı, efendi çocuklar. Ne yazık ki yaşam şartları onları karton, Pet şişe toplamaya mahkum etmiş. Biri ile sokak geçişinde karşılaştık. Çocuk yağmurda baya ıslanmış. Kenara çekildi sessizce, eliyle bana geçin işareti yaptı. Çocuğun yürek burkan görünümü içimi sızlattı. Dedim ey insanlık, biri evinde rahat koltuğunda, pc başında zaman öldürür, diğeri yağmurda çamurda evine bir lokma ekmek götürmek için uğraşır.
Silİnsanlık bu halde değerli öğretmenim.
Saygılarımla.
Çöp toplayan çocuklar ülkemizin büyük dramı. Bana asıl acı gelen semt pazarlarının bitiminde atılmış çürük sebze ve meyvelerden seçmeye çalışan yaşlı kadın ve erkekler, belki emekliler. Yüzlerindeki ifade biraz utanç, çokça sıkıntı sergiliyor.
SilYorumunuza katılmamak mümkün mü?
Sağlıklı, huzurlu yarınlara.