Kıyılarda
dolaştım, ormanlarda
Özgürce
yaşadım mor, eflatun, alakızıl gökyüzünü.
Gözlerime
vurdu ırmağın parlayan ışığı,
Dağlarında
yılkı atları, kartal sesleri…
Uzanmıştı
sahile zakkumlar, nar ağaçları
Rengârenk
kelebekler, kızböcekleri
Zümrüt
tepelerde seyretmekte hatıraları…
Bir
rakı bardağında, eski tahta masada
Biraz
çerez, sigaranın sert tütününde
Aldırmazdık
hayatın renklerine
Kırılgan
yapraklarda, o ağacın altında…
Kâh
yağmurun altında
Kâh
ıssız yerlerde,
Morumsu
kül rengi bozkırlarda, bağlarda
Kavurucu
sıcaklarda, ıslak dağlarda
Zümrüt
gözlü o Türkmen güzeli…
Yağmurlu
ve soğuk bir günün ortasında
Kaldırımlar
boyunca uzanan vitrinlerde,
Parfüm
kokusu, müzik sesi yayılmakta…
Ne
bir çiçek ne bir su damlası bahçelerde
Ne
bir kardelen ne bir sardunya
Kolay
mı bulmak varoşlarda, evlerde
Ürkek
bir gölgenin peşinde, mavi şafaklarda…
Alacakaranlıkta
bir şafak vakti,
Fena
yakalandım yüreğimin sesine…
Dur
demenin zamanıdır artık,
Uzun
zamandır kuşandığım yalnızlık duygusuna da…
Çok ama çok güzeldi. Bu şiirlerin ve hikayelerinizin raflarda olmasını diliyorum. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilMerhaba müjde kardeşim
Sil"Batıda on yıl" adlı kitap çalışmamı gece kitaplığına istedikleri şartları yerine getirip, sözleşmeyle birlikte yayınevine gönderdim. Sanırım bir ay sonra piyasaya çıkar.
Selam ve saygılar.
Merhabalar.
YanıtlaSilŞiir çok güzeldi. Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim.
"Dur demenin zamanıdır artık" dizesini çok beğendim. Ben bu dizeyi çok geniş manalarda ele alarak düşünüyorum ve ben de karar veriyorum. Dur demenin zamanı, geldi de geçiyor bile!..
Selam ve saygılarımla.
Merhaba Recep bey
SilEvet haklısın.
Dur demenin vakti yaklaşıyor.
Selam ve saygılar.