25 Ağustos 2025 Pazartesi

ÇOĞUMUZ YA ŞEHİT ÇOCUĞU YA GAZİ TORUNUYUZ


 

Cehalet okyanusu üzerine kümelenmiş, küçük izole bir şekilde yaşamayı marifet sayan, sayıları ve coşkuları yeterli olmayanların ne yaşadıkları bir yere faydaları var ne de ülkenin ve toplumun geleceğine. Yaptıkları tek şey dar düşünce kalıplarına kendilerini hapsetmektir. Çağdaş dünyada olan bitenlerden faydalanmadan ahkâm kesmek, kendilerini düşünce havarisi sanmaktır. Dar kalıplarına diğerlerini de sıkıştırmanın gayreti ile çalışmaktır.

Oysaki yüzyıllarca Anadolu’nun değişik coğrafyalarında koşup gelen “vatan evlatları”; Çanakkale’de, Galiçya'da, Yemen'de, Fizan çöllerinde bu vatan için toprağa düşmüşlerdi. Yan yana omuz omuza savaşmışlardı. Hiçbiri diğerini ötelememişti. Şuralısın buralısın dememişti. Bir lokma ekmeğini beraber paylaşmıştı.

Düşmanın gücüne, zemherinin en acımasızına, karakışın en zorlusuna, tipinin en çetinine, tifüsün en zalimine, çaresizliğin soğuk yüzüne beraberce direndiler. Anadolu’da nereye gidilse bir başka güzellik karşılar insanları. Şehitliklerde ki mezar taşlarında yazılı olmayan bir tek vatan köşesi yoktur. Çoğumuz ya şehit çocuğu ya gazi torunuyuz.

Bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülük insanların bir diğerini ötelemesidir. Yandaş edinmesidir. Demokratik ortamda bir diğerinin söz söyleme, düşünce belirtme hakkının “salvolarla” yok edilmesidir. Ne yazıktır ki bu duruma şahit olmanın şaşkınlığını yaşadı insanlar çoğu kez. Kabul edilmesi doğru olmayandı bu yaklaşımlar.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder