11 Şubat 2016 Perşembe

ÜÇ YAŞINDAKİ ÇOCUKLAR AMCALARININ YANINA...


Bilinçsiz bireylerin "algı yanılsaması" yaşaması kaçınılmazdır. Çabuk yönlendirilebilirler. Yönlendirme dediğimiz olgunun önüne kattığı bulutu sürükleme gücü, bireylerin hem kendisinden hem toplumsal değerlerden kopmasına ve sonuçta toplumsal değer yargılarının sorgulanmasında önemli rol oynuyor.
Yaşam kulvarında "yol haritası" çizilirken sıklıkla "keşke hiç bir şey bilmeseydim" konumuna gelinebiliyor.
Gelinen bu çelişki bilinçsizlik ile gerçekleri anlama arasında sıkışıp kalanların yol haritasına dönüşebiliyor.

Medya organlarında yer alan haberleri okuduğumuzda, yaşamımız ve geleceğimizi ilgilendiren konularda ne çok ahkam kesen olduğunu ibretle görüyoruz. O anda ilk akla gelen herhalde " adamlar ne çok şey biliyor(!)" veya " söylenenlerin doğruluk payı nedir ne değildir "  düşüncesi oluyor.
Veya doğru mu yanlış mı olduğunu sorgulamadan  sessiz sedasız olan bitenlere kayıtsız kalınabiliyor.
Ahlak bağlamında açıklamalarda bulunanların "bu kadarı da olmaz" dedirten söylemlerini kimi zaman ibretle okuyoruz.
Dolayısıyla bugün "üç yaşında çocuklar amcalarının yanına külotla çıkmamalı" haberi dikkatimi çekti.
Haber şöyle " '6 yaşında çocuk evlenebilir' sözleriyle tepki çeken Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nurettin Yıldız, bu kez 3 yaşındaki çocuklarla ilgili konuştu.
'kız çocukları 7-8 yaşından itibaren tesettür şekli almalı', ' 3 yaşında kız çocukları amcalarının yanına külotla çıkmamalı'."
Ağzında emzikle yeni yeni yürümeyi öğrenen ve emekleyen, konuşmayı henüz öğrenme aşamasında olan bir çocuğun giyimi konusunda yapılan bu açıklamayı kabul etmek mümkün değildir.
Bireyler dört duvar arasına sıkıştırılmak isteniyor. Çocuklara bakış açımız bu olmamalı. Yaşam tarzımızı başkalarının belirlemesine müsaade etmemeli. Yapılan açıklamaların çağdaş yaşam normlarına, insan haklarına, çocuk haklarına uygun olup olmadığına bakmalı. Algı yanılsamasına olanak tanımamalı.

8 yorum:

  1. Iyyyyyyyyyyyy resmen iğrendim Hüseyin hocam. Bu iblisin ilk vukuatı değil, bu iblis bildiğiniz sapık, dilerim - inşallah çocuğu filan yoktur! Bunun yanında hiçbir çocuk, bebek güvende olmaz zaten içinin kötülüğü, şeytanlığı suratına yansımış. :( Bir insan kendi nasılsa herkesi kendisi gibi görür. Hırsız herkesi hırsız, fahişe herkesi fahişe, iftiracı, dedikoducu herkesi iftiracı, dedikoducu görür ya, bu da sapık ki, herkesi kendi gibi sapık sanıyor. Allah'a havale......

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şeriatla yönetilen Suudilerin kadınlara dayattıkları yaptırımları ülkemizde de yapmaya çalışanlar amaçlarına ulaşamayacaklardır.

      Sil
  2. Allah'ım bu hayasızların sapkın düşüncelerinden bizleri koru. Amin! Merhaba Hüseyin Bey. Yüzümün ne kadar buruştuğunu anlatamayacak kadar gerildim... Bu zehirli ve sapkın ruhların yüzünden İslam Dini yeryüzüne indiğine bin pişman oldu... Yazıklar olsun!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Tülay Hocam. Doğru dersin. Toplumun bu sapkın düşüncelerden korunması lazım. Toplumun kabul etmeyeceği bu tür düşüncelere pirim verilmemelidir. Şahsen ben adamın söylediklerinden rahatsız oldum. Üç yaşındaki bir çocuğa bakış açısı beni rahatsız etti.

      Sil
  3. Şimdi bu kişiye sorsan çok dindar bir hoca olduğunu söyler sapık herif, ya 3 yaşındaki çocuk külotla çıksa ne olur, çıkmasa ne olur. Ne tür cins insanlar var ya, benim merak ettiğim bu tür kendini hacı hoca zanledenlere de inananlar var mıdır acaba

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olmaz mı baksanıza vakıf kurmuşlar. Vakıf başkanı olan şahıs bu tür yaklaşımda bulunuyorsa o vakfın çalışmalarına katılanlar farklı mı düşünüyorlar? Dediğiniz gibi 3 yaşındaki bir çocuğa yaklaşımları rahatsız edici.

      Sil
  4. Güzel ülkemin geldiği nokta. Her önüne gelen vakıf kuruyor. Her önüne gelen beyenat veriyor. Veriyor vermesine de, bu tür söylemlerde bulunanların doğruluğu faydası zararı sorgulanmıyor. Bu söylemler insanlar üzerinde toplum üzerinde nasıl bir etki yapar, kimsenin umurunda değil. Hal böyle olunca bilenler bilinçliler tepki veriyor. Bilinçsizler de inanıyor. Sonrası al sana farklılaştırma ötekileştirme, ayrıştırma. Bu ülkenin dini otoritesi Diyanet Başkanlığı var. Bu tür söylemlerin insanların inanç konusunda düşüncelerini olumsuz etkileyeceğini düşünmeli değil mi? Gerçi oradan da abuk subuk fetvalar duyduk. iyi bir gidişat değil insanımız toplumumuz adına. Sonumuz hayrola diyorum. Yüreğiniz dert görmesin. Kaleminiz daim olsun hocam. Saygılar, selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazdıklarınıza katılıyorum.
      Gelecekte bu ülkenin göz bebeği yöneticileri olacak gençlerin bu ne olduğu belli olmayan,
      insan haklarına
      çocuk haklarına
      yaşam tarzına
      demokrasiye
      eşitlik ilkesine
      ve
      benzeri düşüncelere uymayan yaklaşımın
      sessizce izlenmesi
      tepki verilmemesi
      bağlamında
      daha bir bilinç ile yetiştirilmesi gerektiğine inanıyorum.
      Saygı ve selam bizden. Yorum için teşekkür ederim.

      Sil