İki arkadaş; biri uyanık, diğeri saf balık lokantasına gitmişler. Uyanık olan safa:
“Balıkları bölüşeceğiz, kafaları sana, gövdeleri bana” diyerek yemeği bölüşüm kuralına koymuş.
Bir süre sonra balık kafası yemeye çalışsa da aç kalan saf, itiraz edecek olmuş.
“Balığın gövdesini hep sen yiyorsun” diye.
Uyanık, balığının gövdesini yutarken
“Bak akıllanıyorsun, balığın kafasını yemeye devam et” öğüdünü vermiş.
Geniş kitlelerin yaşamlarında, çevrelerinde, uzak diyarlarda, bağlarda, tarlalarda, dağlarda, şehirlerde, varoşlarda olan bitenlerin farkına varabilmesi için “balığın” kafasının yanı sıra “gövdesinin de” olduğunu görmesi lazım.
Uyanıklara yem olmamak için.
Hahahah:))))hocam bugün maşallahınız var peşpeşe paylaşımlar yayınlamışsınız, kaleminize sağlık. Evet uyanıklara yem olmamak lazım....bizim milletin % kaçı aptaldı rahmetli Aziz Nesin'i hatırladım o yüzden aptal olmasak da, o aptallar yüzünden başımız beladan kurtulmuyor:(
YanıtlaSilEvet Müjde hanım gerçekten aynı gün birden fazla paylaşımda bulunmamıştım. Lakin anladım ki bir önceki bloğ bir sonrakine göre daha az okunuyor. Bu da bir deneyim oldu:))) Azizi Nesin'in söyledikleri hala 21. yüzyılda devam ediyorsa pek bir ilerleme yok demektir:)) Saygılar.
SilMerhabalar Hüseyin Bey.
YanıtlaSilÜlkemizdeki saf ve uyanık insanlara atfedilecek türden bir fıkra olmuş. Paylaşımınız için emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
Evet sofraya yenmek için getirilen balığın başı, gövdesi ve kuyruğuyla bir bütün olduğunu görmesi lazım insanların. Aksi halde o saf insanlar, perişanları oynamaktan asla kurtulamazlar.
Bu güzel fıkranızdan, safların ders almalarını ümit ediyorum.
Selam ve dualarımla.
Paylaşım eşit olmalı aslında. Lakin gideceğimiz yer aynı olmasına rağmen, ölümlü dünyada bencilliğimizi korumaya devam ediyoruz. Bir başkasının yaşam hakkını gasp etmeye, rant elde etmeye, balığın büyüğünü yemeye devam etmeye çalışıyoruz. Fıkra güzel anlatmış Saygılar.
SilMalesef Narkoz çok gelmiş uyanamıyoruz:(
YanıtlaSilYorumun anlayan için çok yerinde. Saygılar.
Sil