9 Şubat 2016 Salı

MEMO



Koşmaya başladı, yüreğindeki korkuyla ve heyecanla. Karanlıktı dar sokaklar. Koşarken, başını geriye çevirdi. Kara bir surat. Kapkara bıyıklı. Tanıdık gibi geldi ona. Tanıyordu onu. Lakin nerede ve nasıl tanıdığını hatırlamıyordu. Caddeye çıkayım diye düşündü. Caddede müthiş bir uğultu vardı. Korna sesleri, motor homurtuları birbirine karışıyordu. Koşmaya devam etti. Çelik ve cam karışımı, binaya yöneldi. Birden soğuk bir şeye çarptı yüzünü. Alnı hafifçe kanadı. Bir ayna vardı karşısında. Çatlamıştı bir kaç yerinden. Aynada kendi yüzünü gördü. Korku dolu bir çift göz kendine bakıyordu. Yere oturdu. Ağlayan bir kadın sesi duydu. Annesi ağlıyordu. Son bir gayretle doğruldu. Kara bıyıklı adam yoktu. Belki de vardı. Ama o göremiyordu. Evlerini düşündü sonrasında. "Geri dönsem mi? Baksana annemde ağlıyor" dedi içinden. Kaç gecedir gözüne uyku girmiyordu. Karnı acıkmıştı. Hiç böyle aç kalmamış, elleri de kirlenmemişti. Artık o bir sokak çocuğuydu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder