Uzun zaman oldu harap olmuş bir evde
Kan çanağı gözlerde granitleşmiş yüzlerde,
Ne bir iz ne bir ses bahçelerde, bağlarda
Sanki bir korku var rüzgârda dağlarda.
Dağ başında, düz ovada yalnız kuş sesi,
Soğuk suyun başında korkunç, o sesi
Bağrı yanık, gözü yaşlı analarda
Dinlemekte ıssız, viran olmuş yerlerde.
Ne yiğitlik ne dürüstlük, çoktandır yerlerde.
Üşümüş yürekler, ağlıyor çocuklarda.
Ne sardunya, begonya ne aşk ne kan çiçeği
Sessiz çığlıklar göklerde, inleyen dağlarda.
Mermer gibi sert acımasız, ellerde
Uzak dağ köyünde, o sobalı evde
Gelincikler, kuşkonmazlar, zakkumlar
Beklemekte yaşanan aşkları, toprakta.
Kim bilebilir kırılan buzu, kalkanı orkinosu
Yeniden esen rüzgârı, uzaklarda, denizlerde.
Sormak lazım martıya, karabatağa, sumruya
Kızıla boyanmış balıkçıllara, fırtınalarda.
11 Mayıs 2011/ Ankara/ Hüseyin Güzel
Allah sizlere sabır versin Hocam..Ölüm hepimiz için kaçınılmaz bir son, ancak bazen ölüm sebebi ve genç oluşu insanın yüreğinde ki ateşi kolay kolay söndürmüyor.Allah sizlere başka acı göstermesin..
YanıtlaSilAmin ...Cenabı allah cümlemize acı sızı vermesin. Teşekkür ederim Hanife Hanım.
Sil