Basın yayın organlarında asparagas haberlere rastlamak şaşırtıcı olmuyor
artık. Yetkili kuruluşların açıklamasında da bu durumdan ve bilgi kirliliğinden
şikâyet ediliyor. Basının kendi kendini kontrol etmesi güvenilirliğinin
garantisidir.
Ne var ki haber doğru verildiğinde bilgilendirici olduğu gibi yanlış
verildiğinde de o denli aldatıcı olmaktadır.
Demokrasi ile yönetilen ve hukukun üstünlüğünü kabul etmiş toplumlarda
yargı kararı olmadan tutuklansa bile hiç kimsenin suçlu kabul edilemeyeceği
kabul edilmiştir.
Fakat bu gerçeği dikkate alma gereği duymadan yargısız infazla, yargı kararı olmadan insanlar suçlu ilan edilmekte, gözaltına alınanlar suçluymuş gibi lanse edilmektedir.
Fakat bu gerçeği dikkate alma gereği duymadan yargısız infazla, yargı kararı olmadan insanlar suçlu ilan edilmekte, gözaltına alınanlar suçluymuş gibi lanse edilmektedir.
Oysaki bu yaklaşımı bırakıp ilgilinin suçluluğuna yargının karar vermesini
beklemek doğru olan değil midir?
Gazetelerin görevi “olması gerekeni değil olanı” yazmak
ve toplumu bilgilendirmektir. İddianameleri çarşaf çarşaf yayınlayıp
kendilerine göre yorum yapmak, insanları suçlu ilan etmek basının görevi midir?
Televizyon ve gazete yöneticilerinin habercilikte düşünce üretmeleri; yalan ve
gerçek dışı haberlerle meşgul edilmeyen bir ortam için kafa yormaları gerekir.
Gerçek dışı haber üretmenin toplumu yanlış bilgilendirmenin kimseye
faydası yoktur.
Verilen haberlerin bütünsellik içinde ele alınması ve okuyucuya
yansıtılması gerekir.
Doğruluğu teyit edilmemiş haberlerle kamuoyu meşgul edilmemelidir.
Televizyonların açık oturumlarına çıkan bir kısım zat-ı muhteremin düşünce
ve ifade özgürlüğünün arkasına sığınarak yakın tarihimizin gerçeklerini ve
kazanımlarını çarpıtmalarını ibretle izliyoruz.
Ve yine bir kısım basın yayın organının köşelerinde yazılanları okudukça
şaşkınlığımızı üzerimizden atamıyoruz. Ve soruyoruz bu zevatın içine
sindiremediği nedir?
Kurtuluş Savaşı sonrası kurulan Cumhuriyet rejiminin kazanımlarından ve
devrimlerden neden bu kadar şikâyetçiler?
Halkı yoksulluğa itilmiş, silahları elinden alınıp savunmasız bırakılmış,
toprakları işgal edilip yok edilmeye çalışılmış olan Türk Milletinin
bağımsızlığına kavuşmasını verdiği kurtuluş mücadelesi ile sağlamış olan
Mustafa Kemal’i “ beş yıl aynı yerde oturmadığı” gerekçesi ile meclis dışında
tutmak ve milletvekilliğini önlemek için uğraştılar başaramadılar.
Kurtuluş Savaşı öncesinde de görevden uzaklaştırmak ve etkisiz kılmak için
uğraştılar yine başaramadılar.
O, ülkesinin ve milletinin bağımsızlığı ve özgürlüğü için var olan
engelleri bir bir aştı, şaşırdılar.
Şaşkınlıkları halen devam etmekte ki açık oturumlarda ve yazdıkları
yazılarda, gerçek dışı bilgilere yer vermekteler.
Lâik Cumhuriyetin gerçek aydınlarını 12 Martlarla, 12 Eylüllerle zindanlara
doldurdular yetmedi.
Atatürkçüler ve çağdaş yaşamı savunan aydınlar yıllardır bedel ödemekte.
Ancak yine başaramayacaklar.
Aydınlanmacı düşünceye kelepçe vuramayacaklar.
Gazete ve televizyonlarında gerçekleri saptırmaya, halkın kafasını yalan
yanlış bilgilerle doldurmaya çalışanlar amaçlarına ulaşamayacaklar.
Bu gün izlediğim bir filmde " medyanın görevi insanlara her şeyin olağan olduğuna alıştırmaktır " diye bir cümle geçti. Medyadan uzak durmak gerek diye düşündüm.
YanıtlaSilMedyadan uzak durmak yerine
SilBenzer konuyu ele alan
Bağımsız medya kuruluşlarını takip etmek gerektiğini düşünüyorum.
Bir ülkede, ülkeyi yönetenler medyayı kendine yandaş seçer ve taraflı davranmaya teşvik ederse, yayınlanan haberlerin doğruluğu tartışılır.
YanıtlaSilZaman zaman kanal D nin haberlerini izliyorum. Haber sunucusu M.Ali Brand'ın haber sonrasında yaptığı yorumlar bazen sinir bozucu oluyor. Bir haber sunucusunun görevi yorum olmamalı. Haberi olduğu gibi aktarmalı diye düşünüyorum.. Gazeteler de tv kanalları da maalesef yanlı davranıyor. Gerçek haber öğrenmekte sıkıntı yaşıyoruz.
Emeğinize sağlık Hüseyin Hocam.
Saygılar,
Teşekkürler Hanife Hanım.
SilUğur Dündar'dan bu yana haberlere baktığım yok benim de.
Hocam,sizin de bildiğiniz gibi maalesef sadece ülkemize özgü bir şey değil, birkaç gündür arkadaşlarıma uğrayamıyorum, bir yazı için araştırma yapıyordum, yazdığınız konuyla ilgili şeyler de çok okudum, özellikle millete Arap Baharı diye kakalanan Amerikan işgallerinde sürekli YALAN haber yapılıyordu, bir yandan da GERÇEKLER gizleniyordu, YANLI yapılıyordu her şey, isyancılar insanları öldürüyor, Kaddafi veya Esat yaptı diyorlar! Az önce haberlerde Esat cami bombaladı haberi geçti! % 100 eminim bu da o YALAN haberlerden. Bizim de generallerimiz camileri bombalayacaktı ya!! Bu yalan haberleri yapanlara CIA dolarlar gönderiyor!! İşleri bitince "sizi kullandık işiniz bitti " diyorlar. Örnek o utanmaz Taraf gazetesi işte kapandı! İşleri bitti! Açık İstihbarat sitesi bu konuda öyle bir yazı yazmıştı ki, okumaya doyamadım.
YanıtlaSilHanife'ciğime de katılıyor M. Ali Birand denen suratına bakanın uğuru kaçar pkk yalakasının görevi yalan ve yanlı haber vermektir. Kendisi tam bir ...........çocucuğudur hocam kusura bakmayın..
saygılar
"Yalan" üreterek "gerçekleri" kamufle etmek kimseye uzak zaman da yarar getirmez.
SilBu durumun bu şekilde olduğunu
Tarihin "devasa" çöplüğünden öğrenmek zor değil.
Saygı bizden.