26 Temmuz 2015 Pazar

İNSANLIK BU OLMAMALI

                                               Somali mülteci çadırı

Amazon yerlilerinden genç avcı ilk çıktığı avın etini yemezmiş. Kırılgan bir fauna yaratmamak için de o hayvan türü avcıdan hep kaçarmış. Zaten bir hayvanı avcının karşısına çıkartmak için hangi hileler, ayartmalar kullanılırsa kullanılsın, doğa her daim kendi bildiğini okumuş, avcının karşısına çıkaracağı avı kendisi belirlemiştir.
İnsanoğlu bu süreçte kendisini doğanın dışına çekerek yaptığı bir çok şeyi doğanın karşısına birer kavram olarak koymuştur.
Sadece avcılık yapmakla kalmamış, gün gelmiş "insan insanın kurdu olmuştur." Yaşam alanlarını korumak, hakimiyet alanı oluşturmak, diğerini kendi çıkarları için kullanmak gibi çok değişik amaçlarla bir diğerinin yaşamına kast etmiştir.
Toplum demiş, kültür demiş, hak/hukuk demiş, tarih/edebiyat demiş, felsefe ve bilim demiş. Lakin demokrasi, evrensel kabul görmüş insan hakları, yaşam hakkı denince işine geleni yapmıştır.
Toplu mezarların gün yüzüne çıkması ile toplu katliamların yapıldığı ve yerine göre insanın ne denli acımasız olabileceği görülmüştür.
Yapılan katliamlar insan onur ve haysiyetine yakışmayacak, hiç bir vicdanın kabul etmeyeceği yöntemler kullanılarak yapılmıştır.
İki gözümüzle baktığımızda bütünü görebildiğimiz halde, insan kendini o bütünden soyutlamıştır. Doğayı karşısına almış, mantığını bu bağlamda kaybetmiştir.
İnsanın insana yaptığını vahşi yaşam yapmamaktadır. Vahşi yaşamda mücadele eden canlılar öldürmek için değil karnını doyurmak, varlığını devam ettirebilmek için ihtiyacı olanı avlamakta, yok etmektedir. Vahşi yaşamda toplu katliam yoktur.
Uzak diyarlarda süren çatışmalar insanların yerini yurdunu bırakıp güvenli bölgelere gitmelerini tetiklemiştir. Afrika ülkelerinde çölün ve zor yaşam koşullarının acımasızlığı ile boğuşan halklar, terör saldırıları ve iç karışıklıklar sonucu mülteci olarak bir başka ülkeye gitmek için kaçak yollarla Akdeniz'i geçmeye çalışırken yaşamlarını yitirmekteler.
Afganistan'da terör saldırıları sonrasında yaşam arterleri tıkananların benzer akıbetine şahit olmuştur son nefeslerini verdikleri topraklar.
Irak, Yemen, Libya, Nijerya, Tunus, Suriye benzer durumla boğuşmakta; terörün acımasızlığı savunmasız halkları kan ve barut sarmalında yok etmeye devam etmektedir.
Türkiye Ortadoğu'nun kanlı bataklığına yakın ama huzur içinde yaşanabilen bir ülkedir. Emperyalizmin çarkları Sevr'i hortlatmak için boş durmamakta bu güzel vatan topraklarında yaşamı zora sokmak için hesaplar yapmaktadır.
Suruç katliamı, Reyhanlı katliamı ve diğerleri.
Askere kurulan hain tuzaklarla, polise yapılan alçakça saldırılarla amacına ulaşmanın peşindedir.
Teröre karşı uyanık olmalı, birlik ve beraberliğimize her zamankinden daha sıkı sarılmalıyız.
Gelecek nesillerin bu topraklarda huzur ve barış içinde yaşamaları buna bağlıdır.

Ve evrensel insan hakları ve barış kurgusunun başlayıp bittiği yer olan dünyanın tam odağında  barış, adalet, demokrasi, insan hakları kavramlarına sahip çıkmasını bilmeliyiz.

2 yorum:

  1. Merhabalar Hüseyin Hocam.

    Yazınızı bir solukta okuduktan sonra. Tekrar tekrar gözden geçirdiğim bölümlerde oldu. Hatta yazınızdan dikkatimi çeken bir bölümü de aldım ve bu bölümü aşağıda tekrar paylaştım.

    "Emperyalizmin çarkları Sevr'i hortlatmak için boş durmamakta bu güzel vatan topraklarında yaşamı zora sokmak için hesaplar yapmaktadır."

    Evet Hüseyin Hocam. Yıllardır bu blog sayfalarından emperyalizmin Sevr'i hortlatmak için ellerinden geleni yapmakta olduklarını ve bu konuda taviz verilmemesi gerektiğini anlattık durduk. Ne oldu şimdi? Geldiğimiz noktaya bak!.. Eğer bu güzelim ülkede Suriye gibi bir iç savaş çıkarsa, sonumuz çok kötü olur. Biz ne Irak'a, ne Mısır'a, Ne Libya'ya, ne de Suriye'ye benzeriz. Kan gövdeyi götürür ve Amerika, İngiltere ve İsrail'de amacına ulaşmış olur. Allah korusun!

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Recep Bey okumanız ve yorumlamanız "kalem kılıçtan güçlüdür" sözünün bir gereğidir. Okuyan ve düşünen aydınlara ihtiyaç her zamankinden daha fazladır. Yorumunuzun içeriğine katılıyorum. Bu arada şunu belirtmek isterim ki. Okumayan ve sadece bakıp geçen bir okuduğunu sanan toplum olduk.
      Bu yazıyı facebook sayfamda da yayınladım. Bakıyorum altında "beğen" tuşuna basan (Yorum yapmak şöyle dursun) okuyucu (okumayan) sayısı oldukça fazla. Lakin bloğumda ki istatistik o sayıyı tutmuyor. Elbette okuyan vardır. Lakin bunun sayısı bir iki yi geçmiyor.
      Hal böyle olunca da olan bitenlerden haberimiz olmuyor.
      Bakar kör olduk.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil