7 Eylül 2018 Cuma

YAŞAM SOMUT GERÇEKLERİ İÇERİR




Bazen sonsuzluk içinde anlar yakalanır.
Öyküler ve yaşamlar süreklilik kazanır.
Geçmişten bugüne, bugünden yarına, genelden özele, özelden genele, en yakındakinden en uzaktakine, en uzaktakinden en yakına değişenler ve değişmeyenler insan yaşamında gerçek bir yer tutar.
Yaşam bütünseldir.
O bütünsellik içinde yaşanan acılar, coşkular vardır.
Özlemler, isyanlar, çığlıklar, kopuşlar vardır.
Sessiz ve derinden gelen susmalar, ağıtlar, gözyaşları vardır.
Bunlar yaşamın ve mekanın gerçeğidir.
O gerçeklerden uzak durmak, o gerçekleri anlamamak şaşırtıcı ve bencilce bir duygudur.
Geçmişimiz, bugünümüz ve özümüz yani öz benliğimiz, düşüncemiz önemlidir.
Yaşadığımız şeylerde önemlidir.
Fakat asıl olan, onları kendimize niçin ve nasıl yaşattığımızdır.
Dünü olduğu gibi bugünü de nasıl yaşayacağımıza kendimiz karar verebiliyor muyuz?
Önemli olan bu soruya cevap verebilmek, yaşananları birleştirebilmektir.
Hayat bir bütündür.
O bütüne karşı sorumluluklarımız vardır.
Olmalıdır da.
Yaşamda inişlerimiz ve çıkışlarımızda olacaktır.
Olmaktadır da.
Aynaya baktığımızda kendimizi görürüz.
Aynaya bakıp gördüklerimizin dışında da yaşam olduğunu düşünmeliyiz.
Bazen sıradan insanlar tolumun aynası olur.
Onlar sayesinde yaşamın dününe ve bugününe tanık oluruz.
Ve o yaşamlara karşı da, o yaşamların hak ettiğini vermek ve erdemli davranmak, insan haklarına saygılı olmak, diğerine saygılı olmak da geleceğimiz için önemlidir.
Ayna bir hiçliktir.
Sadece görmemiz gerekeni gösterir.
Oysa yaşam somut gerçekleri içerir..
Zamanın izinde yaşam bir bütünseldir.
Özlemler, isyanlar, çığlıklar, kopuşlar vardır. Susmalar, ağıtlar, gözyaşları vardır.
Önemli olan hayatımızda bu duygulardan hangisinin ağır bastığıdır.
Kaçınılmaz gerçekler olsa da bu duygulardan ne kadarı hayatımızı etkiliyor?
Hayatta yaşanacak ne varsa yaşıyoruz ama buna biz karar veremiyoruz dünde biz karar veremedik bugünde biz karar veremiyoruz.


4 yorum:

  1. Çok güzel olmuş Hüseyin hocam, elinize sağlık.
    Yaşamda çok az şey elimizde diye düşünüyorum, ne yapsak da artık kader mi, başka bir şey mi, bizim planlarımızın dışında gelişiyor, ne hayaller kuruyor insan ama bambaşka gerçekler yaşamak zorunda kalıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Müjde Hanım.
      İlhan Selçuk bir zamanlar şöyle demişti, "Homo Ereaktus var ya, ilk insan. İşte onun ayağa kalkıp yürümesi ilk devrimdir".
      Homo Eraktus'tan bu yana insanlık tarihinde binlerce yıl geçti.
      Bu süreç içerisinde insanın insanı kırıma uğratması, açlıkla, hastalıklarla kırıma uğraması, ekonomik çıkmaza, yoksulluğa sürüklenmesi bile yeterli bir ders olmadı.
      Olması gerekirken.
      Saygılarımla

      Sil
  2. Bu hiçlikte sadece görmek istediklerini görüp, bakmak istediklerimize bakmamızda ilginç. Hiçliğe de uyum sağlıyoruz böylelikle. Her şey o kadar yüzeysel ki. Derini düşlemiyor, derine dalamıyoruz maalesef.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Mukaddes hanım,
      Yorumunuz bir gerçeği görmemizi sağlıyor.
      Bir cümle ,
      lakin çok şey anlatması bakımından önemli elbette.
      "Her şey o kadar yüzeysel ki"
      O yüzeyselliği geçemedikten, belleklerden silemedikten sonra "derine" yani hayatın olması gereken ana arterlerine sahip çıkmak da o denli göz ardı ediliyor.
      Saygılarımla.

      Sil