Zamanın nasıl geçip gittiğinin ağır vurgusu
altında;
Yazmak bir tutkudur, hem insanın hüznünü azaltır,
hem de yalnızlığına ortak olur.Yaşananları normalleştirmenin, hüznü dağıtmanın
yolu, tekrar güzel günlere geri dönmekten geçer.
Yazmak yalnızlıktır. İnsan kendi ile baş başa iken
yazar. Kalabalık ve gürültülü ortamda yazmak olanaksızdır çünkü. Bu kuralı çoğu
yazar bilir.
...
Yazacak o kadar çok şey var ki. Kısa ama yoğun geçen o kadar çok insan öyküsü,
yaşamı, acısı, sevinci, hüznü var ki. İnsan hangi birini yazacağına, hangi
birine üzüleceğine şaşırıyor.
...
İnternet haber sitelerine yaz aylarında düşen bir
haber dikkatimi çekmişti. İlgili haberi arşive almıştım. Tekrar gözüme çarptı.
Kadınlara yönelik olumsuz ve dahası utanılacak yaklaşımlar haberleştirilmişti.
...
Haberin başlığı "utançlarından yaşadıklarını kimseye anlatamıyorlar"
şeklindeydi.
Haberin kısa ayrıntısına gelince,
Afganistan'ın Cavazcan eyaletine bağlı Darzab
bölgesi. ışid'in güçlü olduğu bölge.
Bölgede yaşanan olaylar nedeniyle kaçanların
sayısı binleri bulurken, kadınlara karşı işlenen cinsel suçlar da ortaya
çıkmaya başlıyor.
Fakat kadınların suçlanacakları endişesiyle
kendilerine yapılanları anlatmaktan çekinmesi,ihlallerin boyutlarının tam
olarak görülmesini engelliyor.
Bölgeden kaçan üç çocuk annesi Zarife, bölgedeki
ışid liderinin köye gelerek, kocasının ona para vermeyi vaadettiğini öne sürüp,
para istediğini söylüyor.
"Paramız
olmadığını, para bulabilirsek ona gönderebileceğimizi söyledim. Ama kabul
etmedi. Kocamı bırakıp onun adamlarından biriyle evlenmem ve onlarla gitmem
gerektiğini söyledi.
Ben
bunu kabul etmeyince, adamları çocuklarımı yan odaya götürdü, bu da benim
başıma silah dayadı. Onunla gitmezsem beni oracıkta öldüreceğini, evimi
alacağını söyledi. Sonra da bana yapabileceği her şeyi yaptı."
Haberin ayrıntılarında anlatılanlar çok daha
fazla. Ben sadece buraya kısa bir bölüm aktardım.
Dünyanın çivisi çıkmış sanırsın. Savunmasız insanlara
, kadınlara, kızlara yapılan bu utanç verici durumların değişik coğrafyalarda
devam etmesi çok acı.
...
İnsan bu haberleri ve olayları okuyunca nefes
almaktan utanıyor. Nasıl bir dünyada yaşıyoruz diye sormadan edemiyor.
Umutsuzluğun içinde aralanan aydınlık bir kapı
arayan bu insanlara yapılanlar, çektikleri acılar, yokluklar insanı derinden
etkiliyor.
Kırıp dökmeye, diğerini yok etmeye odaklanmış
zihniyetlerin varlığını görmek elbette ki üzücü bir durum.
Lakin, her şeye rağmen yüreklerine yansıyan
zorlukların üstesinden gelmeye çalışan, kötülükle mücadele eden insanların
varlığını görmek de bir o kadar sevindirici.
Çok önemli bir konu
YanıtlaSilLakin etrafımızda güzel şeyleri duyunca moral oluyor
Kadınlara reva görülen, görülmekte beis görülmeyen olaylara kayıtsız kalmamak lazım.
SilBaşta ABD biz de ışid ve diğer İslamcı örgütlerini Esat'ı ve Suriye'yi karıştırsın diye maalesef hep destekledik Hüseyin hocam. Sonuç şimdi kendi yarattıkları canavarı güya yok etmeye çalışıyorlar. :(
YanıtlaSilBu arada yaşgününüz kutlu olsun hocam, nice yıllara:)
Dünya jandarmalığını kendisine referans edinen emperyalist ülkelerin değişik coğrafyalardaki çıkarları doğrultusunda koruyup kolladığı, destek çıktığı insanlık düşmanı örgütlere lanet olsun. Bu örgüt elemanlarının suçsuz insanlara yaptıklarına da. Kadınlara yönelik Işid denen örgütünü yaptıkları ise tarihte ki yerini almıştır.
SilAdaletin, erdemin, sevgi ve saygının, ahlaki değerlerin yerle bir edildiği ortamlarda yaşanan olaylar içler acısı.
Yazımda da belirttiğim gibi insanın insana reva gördüğü bu durumlar insana acı veriyor.
...
Teşekkür ederim iyi dileklerin için Müjde kardeşim.
Saygılar.