Eşiyle birlikte hastane odasının kapısını açıp
içeri girdiğinde hazırdı, sonucun ne olacağını bilmese de.
Hastalığını duyduktan sonra, geçen günlerde
olacaklara hazırlanmıştı.
Doktorun söyledikleri kulaklarında çınlıyordu.
"Ameliyat
şart. Yoksa boyundan aşağı felç olma durumu söz konusu. Tümör öyle riskli bir
yerde ki tam omuriliğin üstünde. Bir diğeri sol orta kulak da oldukça büyümüş.
Alınmadığı taktirde zaten işitme sinirlerini sıkıştırıp işlevsiz hale getirecek."
Hayat ne garipti.
Yürüyerek girdiği hastanede sağ çıkıp çıkmayacağını,
verdiği kararın yaşamını nasıl etkileyeceğini bilmeden hastane odasındaki
yatağa kendini bir külçe gibi bırakmıştı.
Çocuklarını sabah erkenden hastaneye gelmeden önce
kayınpederinin yanında bırakmış, kan uykularında iken eğilip yüzlerinden
öpmüştü. Biri kız iki çocuğu vardı. İkisi de
henüz çok küçüktüler.
Eşi yanında, gözleri yaşlı, eli koynunda sessizdi.
Tek kelime etmeden sessiz bir bekleyiş içerisindeydi
o da.
Aylardır çektiği acılardan sonra hayat onu da neredeyse
imkansıza hazırlamıştı.
...
Sonra!
Eli gayriihtiyari şekilde boynunun ve sol kulağının
arkasında ki yaraya gitti. Tenini kesen o
bıçağın soğuk yüzü hala oradaydı.
Bedeninden çok şey alıp götürmüştü o bıçak.
Eliyle usulca dokunduğu yara izi buz gibiydi.
Sağ yüzünde hissettiği dayanılması zor korkunç ağrıya direniyordu.
Üst üste içtiği ağrı kesiciler bir fayda etmedi
günlerce.
Ta ki, ameliyat iplikleri alınıncaya kadar.
İpliklerin alınmasıyla yüzündeki ağrı kesilmiş, az
da olsa rahatlamıştı.
...
Lakin, yaşanmışlık hissi hiç bir zaman onu yalnız
bırakmadı sonraki yaşamında.
Her daim, her an acısını hissetti.
Olan bitenleri düşündükçe acı acı gülümsüyor,
sadece yutkunuyor tek kelime etmiyordu artık.
Felek ona hak etmediği kadar zalim davranmıştı.
...
Yaşadıkları onu olgunlaştırmıştı. Hayata bakış
açısı değişmişti. Kaybedilen zamanlar kadar kazanılacak zamanlar olduğunu, ne
olursa olsun mücadeleyi bırakmamak gerektiğini anlamıştı.
Bazen hayat o kadar zordur ki, insanın nefesi
kesilir.
Dayanılması çok zor olan acılarla yüzleştirir.
...
Tales'in dediği gibi, "kişi hayata bir gün daha
ekleyemez ama bir güne hayat ekleyebilir."
Sağlık çok önemli Hüseyin hocam, Allah iyi insanlara, güzel karakterli insanlara çekemeyecekleri böyle hastalıklar yüklemesin, mücadele etmesi hem kendisi, hem yakınları için çok zor oluyor.
YanıtlaSilAynen dediğin gibi Müjde Hanım.
SilHayat bu maalesef,
ve hele de yüreği güzel insanların,
verimli çağlarında
kahrolasıca hastalığa yenik düşmesi
kabul edilecek bir şey değil.
Bu arada bayramınız kutlar sağlıklı bir yaşam dilerim.
Bazen hayat o kadar zordur ki, insanın nefesi kesilir. He valla çok doğru.
YanıtlaSilAynen öyle.
SilBayramınızı kutlar sağlıklı bir yaşam dilerim.
Merhabalar.
YanıtlaSilRamazan bayramınızı kutlar; sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir bayram geçirmenizi dilerim.
Her şeyin başı sağlık... Önce sağlık, sonra huzur ve ardından insan zaten mutludur. Hastanelerde bu acı sürpriz sonuçlarla karşılaşan o kadar çok insan var ki!.. Çaresizlik kadar kötü bir şey yok! Elinizden hiç bir şey gelmiyor. Tıp otoriteleri ne diyorsa, kaderine razı olup, boynunu büküyorsun. Cenab-ı Hakk, hiç bir kuluna çaresiz dert verip derman aratmasın.
Selam ve saygılarımla.
Aynen öyle Recep Bey. Selamlar saygılar. Size de mutlu bir bayram dilerim.
SilGeçmiş olsun, acil şifalar dilerim..Nice bayramlar
YanıtlaSilSize de iyi bayramlar
Sil